musta67
Kullanıcı
19. yüzyılda bilim adamları kadınların beyninin erkeklerden daha küçük olması nedeniyle kadınların düşünce, akıl ve mantık yeteneğinin sınırlı olduğu kanısındaydı.
Ancak bugün kadınların yeteneklerinin erkeklerle aynı hatta bazı konularda daha üstün olduğu biliniyor.
ABD’nin Wisconsin Üniversitesi’nden iki bilim adamı, bugün neden erkek matematikçilerin kadın matematikçilerden daha fazla olduğunu bulmak için kolları sıvadı.
3 milyon kişinin ilk ve ortaokuldaki sınavlarına ilişkin bilgilerini toplayan bilim adamları, bugün kız ve erkek çocuklarının başarısı arasında fark bulunmadığını gördü. Ayrıntılı incelemeden sonra, kız çocuklarının başta hesap konusunda erkeklerin biraz daha önünde olduğu, ancak bu avantajın daha sonra kaybolduğu belirlendi.
"Pnas" dergisinde yayımlanan ve Fransız "Le Figaro" gazetesinin internet sitesinde yer alan makalede, kız ve erkek çocukları arasında soyut kavramları anlama ve karmaşık soruların çözümü konusunda fark bulunmadığı da görüldü. Ancak örneğin Fransa’da yüksek öğrenime hak kazanmak için girilen lise bitirme sınavında erkeklerin kızlardan daha başarılı olduğu saptandı. Fransa’da "zor" olarak bilinen, aralarında matematiğin de bulunduğu alanları seçen kızların sayısı azdı. "Matematiği iyi olan" kızlar bile bu yönde yüksek öğrenimi amaçlamıyordu.
Bu saptamalarla yetinmeyen bilim adamları, daha ayrıntılı bilgi için kız ve erkeklerin matematik yeteneği arasında fark olup olmadığını araştırdı. Araştırma sonucunda kesin cevap bulunamadı. Çünkü yetenek, çağ, ülke ve sosyokültürel yapıya göre değişim gösteriyordu.
Bilgi için tarihten de yararlanan bilim adamları, geçmişte birçok matematik dahisi kadından biri olan Marie-Sophie Germain üzerinde durdu. 1776’da Fransa’da doğan bu kadın, 13 yaşında matematik dehasını göstermiş ve öğrenimine devam etmek üzere erkek takma adı almıştı. Germain, ancak erkek adıyla mektupla öğrenim görebilmişti. Sonuç olarak, sosyokültürel çevre etkiliydi.
Son aşamada manyetik rezonans (MR) cihazıyla beyni inceleyen bilim adamları, kadın ve erkeklerin beyninde ilgi merkezlerine ilişkin, yetenek değil de işleyiş farkı bulunduğunu gördü. Ancak bu fark da çok azdı, kadın ve erkek matematikçiler arasındaki sayı farkını açıklamaya yetmedi.
Hiçbir kadın matematikçi Nobel matematik ödülüne eşdeğer olan Fields ödülünü alamasa da, kadın matematikçiler kendilerine erkeklerden farklı davranıldığını yalanlıyor.
Bazı bilim adamlarına göre, "matematiğin imajı" nedeniyle kadın ve erkekler arasında böyle bir fark bulunuyor. Matematik daha "eril bir alan" olarak görülüyor. Farkı yok etmek için, belki de "bu imajın ortadan kaldırılması" gerekiyor.
Ancak bugün kadınların yeteneklerinin erkeklerle aynı hatta bazı konularda daha üstün olduğu biliniyor.
ABD’nin Wisconsin Üniversitesi’nden iki bilim adamı, bugün neden erkek matematikçilerin kadın matematikçilerden daha fazla olduğunu bulmak için kolları sıvadı.
3 milyon kişinin ilk ve ortaokuldaki sınavlarına ilişkin bilgilerini toplayan bilim adamları, bugün kız ve erkek çocuklarının başarısı arasında fark bulunmadığını gördü. Ayrıntılı incelemeden sonra, kız çocuklarının başta hesap konusunda erkeklerin biraz daha önünde olduğu, ancak bu avantajın daha sonra kaybolduğu belirlendi.
"Pnas" dergisinde yayımlanan ve Fransız "Le Figaro" gazetesinin internet sitesinde yer alan makalede, kız ve erkek çocukları arasında soyut kavramları anlama ve karmaşık soruların çözümü konusunda fark bulunmadığı da görüldü. Ancak örneğin Fransa’da yüksek öğrenime hak kazanmak için girilen lise bitirme sınavında erkeklerin kızlardan daha başarılı olduğu saptandı. Fransa’da "zor" olarak bilinen, aralarında matematiğin de bulunduğu alanları seçen kızların sayısı azdı. "Matematiği iyi olan" kızlar bile bu yönde yüksek öğrenimi amaçlamıyordu.
Bu saptamalarla yetinmeyen bilim adamları, daha ayrıntılı bilgi için kız ve erkeklerin matematik yeteneği arasında fark olup olmadığını araştırdı. Araştırma sonucunda kesin cevap bulunamadı. Çünkü yetenek, çağ, ülke ve sosyokültürel yapıya göre değişim gösteriyordu.
Bilgi için tarihten de yararlanan bilim adamları, geçmişte birçok matematik dahisi kadından biri olan Marie-Sophie Germain üzerinde durdu. 1776’da Fransa’da doğan bu kadın, 13 yaşında matematik dehasını göstermiş ve öğrenimine devam etmek üzere erkek takma adı almıştı. Germain, ancak erkek adıyla mektupla öğrenim görebilmişti. Sonuç olarak, sosyokültürel çevre etkiliydi.
Son aşamada manyetik rezonans (MR) cihazıyla beyni inceleyen bilim adamları, kadın ve erkeklerin beyninde ilgi merkezlerine ilişkin, yetenek değil de işleyiş farkı bulunduğunu gördü. Ancak bu fark da çok azdı, kadın ve erkek matematikçiler arasındaki sayı farkını açıklamaya yetmedi.
Hiçbir kadın matematikçi Nobel matematik ödülüne eşdeğer olan Fields ödülünü alamasa da, kadın matematikçiler kendilerine erkeklerden farklı davranıldığını yalanlıyor.
Bazı bilim adamlarına göre, "matematiğin imajı" nedeniyle kadın ve erkekler arasında böyle bir fark bulunuyor. Matematik daha "eril bir alan" olarak görülüyor. Farkı yok etmek için, belki de "bu imajın ortadan kaldırılması" gerekiyor.