*************
Kader Suçlu öyle Mi?
Anlatacaklarım var! vaaz vermek değil niyetim, duyduğumu söylemek.
Söylemeye değer şeyler duyuyorum zira. Belki hayatı daha yaşanır kılmak için ya da belki sade, ama sade anlatmak için..
Sen anlat dedi Tanrı bana, anlaşılsın diye değil, hiçbir mükâfat istemeden anlat..
Çünkü bir mükâfattır artık bir anlatıcıya doğru düzgün anlaşılmak! sen anlat dedi..
Sen sade anlat! umudu hatırlatsın diye umutsuzluğu, çâreye yol açsın diye çâresizliği anlat..
Ders verme dedi kimseye, çünkü hoca denmez öğrenmesini bitirene.
Çırakları olan bir çıraktır usta, olsa olsa.. sen anlat dedi bana Tanrı, sen sade anlat..”
"Sevmenin pek az çeşidi vardır gönül raflarında. birini ya da bir şeyi seversiniz ya da çok seversiniz.
Ama iş sevememeye gelince sonsuz seçenek vardır önünüzde.
İister sinir olursunuz, gıcık olursunuz, iğrenirsiniz, tiksinirsiniz, hatta sık sık nefret edersiniz ne yazık..
Ne yazık insan sevmeme çeşitlerine harcıyor mesaisinin çoğunu.
Oysa sevin dedi Tanrı, adı sevgili olanlar bile karşılık istiyor kalbinin atış hızına.
Ben seni seviyorum ama dur bakalım sen de beni benim seni sevdiğim kadar seviyor musun?
oysa sevin dedi Tanrı.
önce sizi sevmeyenlerden başlayın işe, karşılık istemeden pazarlıksız sevin sizi seveni de sevmeyeni de.
Oysa sevin dedi Tanrı..
Önce sizi sevmeyenlerden başlayın işe, karşılık istemeden pazarlıksız sevin sizi seveni de sevmeyeni de.."
(alıntı)
Kader Suçlu öyle Mi?
Anlatacaklarım var! vaaz vermek değil niyetim, duyduğumu söylemek.
Söylemeye değer şeyler duyuyorum zira. Belki hayatı daha yaşanır kılmak için ya da belki sade, ama sade anlatmak için..
Sen anlat dedi Tanrı bana, anlaşılsın diye değil, hiçbir mükâfat istemeden anlat..
Çünkü bir mükâfattır artık bir anlatıcıya doğru düzgün anlaşılmak! sen anlat dedi..
Sen sade anlat! umudu hatırlatsın diye umutsuzluğu, çâreye yol açsın diye çâresizliği anlat..
Ders verme dedi kimseye, çünkü hoca denmez öğrenmesini bitirene.
Çırakları olan bir çıraktır usta, olsa olsa.. sen anlat dedi bana Tanrı, sen sade anlat..”
"Sevmenin pek az çeşidi vardır gönül raflarında. birini ya da bir şeyi seversiniz ya da çok seversiniz.
Ama iş sevememeye gelince sonsuz seçenek vardır önünüzde.
İister sinir olursunuz, gıcık olursunuz, iğrenirsiniz, tiksinirsiniz, hatta sık sık nefret edersiniz ne yazık..
Ne yazık insan sevmeme çeşitlerine harcıyor mesaisinin çoğunu.
Oysa sevin dedi Tanrı, adı sevgili olanlar bile karşılık istiyor kalbinin atış hızına.
Ben seni seviyorum ama dur bakalım sen de beni benim seni sevdiğim kadar seviyor musun?
oysa sevin dedi Tanrı.
önce sizi sevmeyenlerden başlayın işe, karşılık istemeden pazarlıksız sevin sizi seveni de sevmeyeni de.
Oysa sevin dedi Tanrı..
Önce sizi sevmeyenlerden başlayın işe, karşılık istemeden pazarlıksız sevin sizi seveni de sevmeyeni de.."
(alıntı)