Ö
özlem1980
Kullanıcı
Son bir iki aydır gençlerin bilgisayar ve internet kullanım alışkanlıklarını öğrenmek gibi bir hevese kapıldım. Oturunca bilgisayar karşısına ilk ne yaparlar, interneti hangi amaçla kullanırlar, beklentileri veya heyecanları neler…
Konuştuğum kişi sayısı belki 30′u geçmez (ve erkek ağırlıklı), o yüzden burada bilimsel bir araştırma sonucu yok. Okuyacaklarınız sadece benim bire-bir gözlemlerim ve yakalayabildiklerim.
Onlara sordum: “Sıradan bir günde bilgisayarı açtığında ilk ne(ler) yapıyorsun?”
- Önce msn açıyorlar.
- Ardından winamp ve müzik.
- Varsa mail onu okuyorlar (pek olmuyor.)
- Sosyal arayış siteleri
- Online oyun.
- Vakit kalırsa nette biraz gezinmece.
Genel anlamda internet kullanımına göre ikiye ayrılıyorlar: online oyun oynayanlar ve oynamayanlar.
1. Online oyun oynayanlar:
- çok büyük kısmı oyun,
- biraz msn,
- biraz da internette gezinme ile geçiyor.
- kulaklıklarda ise ya oyunun sesi açık, ya da müzik dinliyorlar.
2. Online oyun oynamayanlar:- önemli bir kısmı msn,
- online chat (mirc),
- nette gezinme,
- müzik ve film indirme (limewire tarzı paylaşım programları),
- ve arka tarafta winamp açık oluyor.
>> msn kullanımı:
- ilk açıldığında, o anki ruh haline göre bir mesaj yazılıyor. Hem isim kutusuna, hem de kişisel iletiye
- avatar resmi önemli. O da ruh halini gösteren bir imaj. Kendi resmi olmak zorunda değil.
- msn kişi listesini sürekli tam ekran açık tutanlar var. Arka plan resmi gibi. Bu, uzun kişisel iletilerin daha rahat okunmasını da sağlıyor.
- çok sık değişmese de, hoşunuza giden bir font kullanıyorsunuz. Arial gibi o kadar kolay okunabilir bir font olmuyor bu. Ancak kimse şikayetçi değil.
- msn’in kendine has (konuşur gibi) bir yazım dili var. Önemli olan hızlı yazmak, karşı tarafı sıkmamak. Herkes herkesi bir şekilde anlıyor nasılsa!
- konuşma pencereleri ya tam ekran, ya da tama yakın. Aynı anda çok sayıda kişiyle konuşmak sorun değil. Pencerede bir hareket oldu mu, altta belirtisi çıkıyor ve ona geçiliyor.
- kişisel iletiden tutun, kullandığınız fonta; seçtiğiniz tema’dan, yazım şeklinize kadar msn, sizin dışarı çıkarken giydiğiniz kıyafetleriniz gibi. ‘Kişisel algı yönetimi’ bunun adı.
>> mail:
- hotmail kullanımı uzak ara önde. mynet ve gmail sonra gelenler olsa da hotmail’e yaklaşamıyorlar.
- günlük mail’lere bakmak gibi bir zorunluluk hissedilmiyor.
- gelenler genelde abuk subuk nitelenen, gereksiz veya spam mail’ler.
- mail güncel bir iletişim aracından çok, resim veya link paylaşmaya yarayan bir araç.
- sık kullanılanlar pek kullanılmadığı için, sonradan bir site adresini hatırlamak için de kendilerine mail atanlar var.
>> sosyalleşme siteleri:
- konuştuklarımın hepsinin (istisnasız) Facebook hesabı var. Ancak en fazla vakit geçirilen yer facebook değil! netlog ve hi5.
- netlog ve hi5 karşı cinsten yeni insanlarla tanışmak için kullanılıyor. Resmini beğendiğinize ya yorum yazıyorsunuz, ya da mesaj. Bunu o kadar çok kişiye yapıyorsunuz ki, illa ki birilerinden geri dönüş alınıyor
- sonra amaç bir an önce msn adresini alabilmek. Çünkü msn daha özel!
- yonja ve gayet.net gibi siteler ücretli olduğu için daha az tercih edilir olmuş.
- profilde gerçek isim neredeyse sadece facebook‘da veriliyor. Şimdilik facebook hala “düzeyli!”
>> online chat:
- kimse gerçek adını vermiyor. Farklı duruşlarını takma isimlerinde (nick name) gösteriyorlar.
- buralarda da amaç bir an önce msn’e geçebilmek.
>> oyun:
- Knight Online veya Counter Strike gibi online oyunlar, onlar için olmazsa olmaz.
- genellikle internet üzerinden kendi arkadaşlarıyla oynuyorlar.
- Pro Evolution Soccer (pes) ve Need For Speed serisi (bunlar daha çok nete bağlanmadan oynanan oyunlar olsa da, son yıllarda online versiyonlarına ilgi artıyor.)
- yaş biraz ilerleyince (22+) tavla veya okey tarzı oyunlar daha fazla öne çıkmaya başlıyor.
- saatlerin nasıl geçtiği anlaşılmayan, büyük haz aldıkları bu oyunlar çoğu için bir ‘bağımlılık.‘
>> nette gezinmece (arkadaş arama siteleri dışında):
- oynadıkları oyunların açıklarının anlatıldığı forum siteleri (forumtr gibi.)
- cinsel içerikli siteler.
- tuttukları (genelde futbol) takımların site ve forumları.
- google’da birbiriyle alakası olmayan şeyleri (fenomen, yaratıcı fikirler, resim, ilginç haberler, enterasan olaylar, komik ve tabii ki cinsel içerikli kelimeler) aratıp geziniyorlar.
- ödev araştırmaları (genelde son gün!)
- yaş biraz artınca gazete siteleri ilgi odaklarına girmeye başlıyor.
>> Bu ufak araştırmam esnasında ilgimi çeken başka konular da oldu:
- bilgisayar açıldığında ilk yapılan hareketlerden biri (kimseyle görüntülü konuşmadığı halde) kamerayı açtığını söyleyen az sayıda kişi oldu. Amaç webcam’in ayna görevi görmesi
- klavyede bildikleri kısa yolların sayısı bir hayli fazla. Klavye üzerinde ne kadar az tuşa basarsan bilgisayarı o kadar iyi kullanıyorsun demek.
- internette gezinme şekilleri ilginç. Bakacakları sitenin adresini bilseler bile adres kutusuna yazmıyorlar. Önce google açılıyor (çoğunun açılış sayfası) ve orada sitenin adı aranıyor. Böylece daha az klavye kullandıklarını ve daha hızlı erişim sağladıklarını düşünüyorlar. Bir de .com .net gibi uzantıları akıllarında tutmaya gerek kalmıyor.
- bir sitenin yasaklanmış olması onların o siteye girebilmek için her türlü (proxy, dns değiştirme, registry düzenleme gibi) yaratıcılıklarını gösterme konusunda hırslandırıyor.
- tam ifade edemeseler de “blog” nedir biliyorlar. Çoğunun blogu yok ama açmayı düşünüyorlar.
- blog açanların internet kullanım alışkanlıkları da değişmeye (oyun vs gibi şeyler de azalma) başlıyor.
- Windows Live Space (resim ve müzik paylaşma ve kısa yazı denemeleri açısından) blogger’dan blog açmaya nazaran şimdilik daha fazla tercih ediliyor. Space’e msn’den direkt ulaşabiliyor olmak da önemli bir avantaj.
- (kendi blogu olmayanlar arasında) rss nedir pek bilen yok.
“Bir ay bilgisayarın olmasa en çok neyi özlersin?” sorusuna herkesten gelen ilk cevap “msn.”
>> Peki kızlarda durum farklı mı?
İki cinsiyet arasındaki farklılık internet kullanımında da ortaya çıkıyor. Evet, onlar online tarzı oyunlara pek takılmıyorlar. E-mail onlar için daha önemli. Müzik dinleme, film izleme, sosyalleşme ve bilgi edinme daha fazla öne çıkıyor.
“Erkekler interneti deneyim ve bilgiyi sunan bir kaynak olarak, kadınlarsa bir iletişim aracı olarak görüyor!
Erkekler internette yalnız olarak dolaşıyor, haberleri okuyor, borsayı ve hava durumunu takip ediyor, müzik download ediyor ve işiyle ilgili araştırmalar yapıyor. Zevk ve görsellik amaçlı kullanım da yüzde 70 gibi bir oranla erkeklerde son derece yaygın. En favori siteleri ise chat odaları, müzayede siteleri, online borsa alım satımları ve elbette porno siteleri.
Kadınlar ise interneti en çok e-mail göndermek için kullanıyor. E-mail kadınlar için hikâyeleri, olayları paylaştıkları, dedikodu yaptıkları, problemleri çözdükleri, akrabaları ve arkadaşlarıyla iletişimi sürdürdükleri, kısacası sosyal hayatı canlı tuttukları sağlam bir araç. Bunun yanında kadınlar interneti haritaları incelemek, sağlık, fal ve spritüel konularda daha detaylı araştırmalar yapmak ve diğer insanlarla iletişim kurmak için kullanıyorlar.
Sonuçta bu araştırma bir kez daha iki cinsiyetin arasındaki en temel farklılıkları sanal aleme de yansıttığını söylüyor: Erkekler yalnız kalmayı, kadınlar sosyalleşmeyi seviyor. Erkekler mantıklı, kadınlar duygusal. Ve erkekler seks, kadınlar ise sevgi ve şefkat peşinde. İlkçağ’dan teknoloji çağına kadar geçen bunca zamanda hayat inanılmaz ölçüde değişse de erkekler ve kadınlar hiç değişmiyor.”
Bu yaşlar arasındaki kişilerin çoğu için internet “zaman değerlendirme”den çok “zaman geçirme.” Eleştirmek için söylemiyorum, bu sadece bir tespit.
Aslında internet hepimize bilgiye ulaşma, teknolojiyi kullanma gibi alanlarda deneyim kazandırırken; zihinsel, sosyal, akademik ve birçok konuda olumlu katkı sağlayabilir. Peki neden gönlümüzden geçtiği oranda sağlamıyor?
Tunç Kılıç
Peki siz sıradan bir günde bilgisayarı açınca ilk ne yapıyorsunuz?
Konuştuğum kişi sayısı belki 30′u geçmez (ve erkek ağırlıklı), o yüzden burada bilimsel bir araştırma sonucu yok. Okuyacaklarınız sadece benim bire-bir gözlemlerim ve yakalayabildiklerim.
Onlara sordum: “Sıradan bir günde bilgisayarı açtığında ilk ne(ler) yapıyorsun?”
- Önce msn açıyorlar.
- Ardından winamp ve müzik.
- Varsa mail onu okuyorlar (pek olmuyor.)
- Sosyal arayış siteleri
- Online oyun.
- Vakit kalırsa nette biraz gezinmece.
Genel anlamda internet kullanımına göre ikiye ayrılıyorlar: online oyun oynayanlar ve oynamayanlar.
1. Online oyun oynayanlar:
- çok büyük kısmı oyun,
- biraz msn,
- biraz da internette gezinme ile geçiyor.
- kulaklıklarda ise ya oyunun sesi açık, ya da müzik dinliyorlar.
2. Online oyun oynamayanlar:- önemli bir kısmı msn,
- online chat (mirc),
- nette gezinme,
- müzik ve film indirme (limewire tarzı paylaşım programları),
- ve arka tarafta winamp açık oluyor.
>> msn kullanımı:
- ilk açıldığında, o anki ruh haline göre bir mesaj yazılıyor. Hem isim kutusuna, hem de kişisel iletiye
- avatar resmi önemli. O da ruh halini gösteren bir imaj. Kendi resmi olmak zorunda değil.
- msn kişi listesini sürekli tam ekran açık tutanlar var. Arka plan resmi gibi. Bu, uzun kişisel iletilerin daha rahat okunmasını da sağlıyor.
- çok sık değişmese de, hoşunuza giden bir font kullanıyorsunuz. Arial gibi o kadar kolay okunabilir bir font olmuyor bu. Ancak kimse şikayetçi değil.
- msn’in kendine has (konuşur gibi) bir yazım dili var. Önemli olan hızlı yazmak, karşı tarafı sıkmamak. Herkes herkesi bir şekilde anlıyor nasılsa!
- konuşma pencereleri ya tam ekran, ya da tama yakın. Aynı anda çok sayıda kişiyle konuşmak sorun değil. Pencerede bir hareket oldu mu, altta belirtisi çıkıyor ve ona geçiliyor.
- kişisel iletiden tutun, kullandığınız fonta; seçtiğiniz tema’dan, yazım şeklinize kadar msn, sizin dışarı çıkarken giydiğiniz kıyafetleriniz gibi. ‘Kişisel algı yönetimi’ bunun adı.
>> mail:
- hotmail kullanımı uzak ara önde. mynet ve gmail sonra gelenler olsa da hotmail’e yaklaşamıyorlar.
- günlük mail’lere bakmak gibi bir zorunluluk hissedilmiyor.
- gelenler genelde abuk subuk nitelenen, gereksiz veya spam mail’ler.
- mail güncel bir iletişim aracından çok, resim veya link paylaşmaya yarayan bir araç.
- sık kullanılanlar pek kullanılmadığı için, sonradan bir site adresini hatırlamak için de kendilerine mail atanlar var.
>> sosyalleşme siteleri:
- konuştuklarımın hepsinin (istisnasız) Facebook hesabı var. Ancak en fazla vakit geçirilen yer facebook değil! netlog ve hi5.
- netlog ve hi5 karşı cinsten yeni insanlarla tanışmak için kullanılıyor. Resmini beğendiğinize ya yorum yazıyorsunuz, ya da mesaj. Bunu o kadar çok kişiye yapıyorsunuz ki, illa ki birilerinden geri dönüş alınıyor
- sonra amaç bir an önce msn adresini alabilmek. Çünkü msn daha özel!
- yonja ve gayet.net gibi siteler ücretli olduğu için daha az tercih edilir olmuş.
- profilde gerçek isim neredeyse sadece facebook‘da veriliyor. Şimdilik facebook hala “düzeyli!”
>> online chat:
- kimse gerçek adını vermiyor. Farklı duruşlarını takma isimlerinde (nick name) gösteriyorlar.
- buralarda da amaç bir an önce msn’e geçebilmek.
>> oyun:
- Knight Online veya Counter Strike gibi online oyunlar, onlar için olmazsa olmaz.
- genellikle internet üzerinden kendi arkadaşlarıyla oynuyorlar.
- Pro Evolution Soccer (pes) ve Need For Speed serisi (bunlar daha çok nete bağlanmadan oynanan oyunlar olsa da, son yıllarda online versiyonlarına ilgi artıyor.)
- yaş biraz ilerleyince (22+) tavla veya okey tarzı oyunlar daha fazla öne çıkmaya başlıyor.
- saatlerin nasıl geçtiği anlaşılmayan, büyük haz aldıkları bu oyunlar çoğu için bir ‘bağımlılık.‘
>> nette gezinmece (arkadaş arama siteleri dışında):
- oynadıkları oyunların açıklarının anlatıldığı forum siteleri (forumtr gibi.)
- cinsel içerikli siteler.
- tuttukları (genelde futbol) takımların site ve forumları.
- google’da birbiriyle alakası olmayan şeyleri (fenomen, yaratıcı fikirler, resim, ilginç haberler, enterasan olaylar, komik ve tabii ki cinsel içerikli kelimeler) aratıp geziniyorlar.
- ödev araştırmaları (genelde son gün!)
- yaş biraz artınca gazete siteleri ilgi odaklarına girmeye başlıyor.
>> Bu ufak araştırmam esnasında ilgimi çeken başka konular da oldu:
- bilgisayar açıldığında ilk yapılan hareketlerden biri (kimseyle görüntülü konuşmadığı halde) kamerayı açtığını söyleyen az sayıda kişi oldu. Amaç webcam’in ayna görevi görmesi
- klavyede bildikleri kısa yolların sayısı bir hayli fazla. Klavye üzerinde ne kadar az tuşa basarsan bilgisayarı o kadar iyi kullanıyorsun demek.
- internette gezinme şekilleri ilginç. Bakacakları sitenin adresini bilseler bile adres kutusuna yazmıyorlar. Önce google açılıyor (çoğunun açılış sayfası) ve orada sitenin adı aranıyor. Böylece daha az klavye kullandıklarını ve daha hızlı erişim sağladıklarını düşünüyorlar. Bir de .com .net gibi uzantıları akıllarında tutmaya gerek kalmıyor.
- bir sitenin yasaklanmış olması onların o siteye girebilmek için her türlü (proxy, dns değiştirme, registry düzenleme gibi) yaratıcılıklarını gösterme konusunda hırslandırıyor.
- tam ifade edemeseler de “blog” nedir biliyorlar. Çoğunun blogu yok ama açmayı düşünüyorlar.
- blog açanların internet kullanım alışkanlıkları da değişmeye (oyun vs gibi şeyler de azalma) başlıyor.
- Windows Live Space (resim ve müzik paylaşma ve kısa yazı denemeleri açısından) blogger’dan blog açmaya nazaran şimdilik daha fazla tercih ediliyor. Space’e msn’den direkt ulaşabiliyor olmak da önemli bir avantaj.
- (kendi blogu olmayanlar arasında) rss nedir pek bilen yok.
“Bir ay bilgisayarın olmasa en çok neyi özlersin?” sorusuna herkesten gelen ilk cevap “msn.”
>> Peki kızlarda durum farklı mı?
İki cinsiyet arasındaki farklılık internet kullanımında da ortaya çıkıyor. Evet, onlar online tarzı oyunlara pek takılmıyorlar. E-mail onlar için daha önemli. Müzik dinleme, film izleme, sosyalleşme ve bilgi edinme daha fazla öne çıkıyor.
“Erkekler interneti deneyim ve bilgiyi sunan bir kaynak olarak, kadınlarsa bir iletişim aracı olarak görüyor!
Erkekler internette yalnız olarak dolaşıyor, haberleri okuyor, borsayı ve hava durumunu takip ediyor, müzik download ediyor ve işiyle ilgili araştırmalar yapıyor. Zevk ve görsellik amaçlı kullanım da yüzde 70 gibi bir oranla erkeklerde son derece yaygın. En favori siteleri ise chat odaları, müzayede siteleri, online borsa alım satımları ve elbette porno siteleri.
Kadınlar ise interneti en çok e-mail göndermek için kullanıyor. E-mail kadınlar için hikâyeleri, olayları paylaştıkları, dedikodu yaptıkları, problemleri çözdükleri, akrabaları ve arkadaşlarıyla iletişimi sürdürdükleri, kısacası sosyal hayatı canlı tuttukları sağlam bir araç. Bunun yanında kadınlar interneti haritaları incelemek, sağlık, fal ve spritüel konularda daha detaylı araştırmalar yapmak ve diğer insanlarla iletişim kurmak için kullanıyorlar.
Sonuçta bu araştırma bir kez daha iki cinsiyetin arasındaki en temel farklılıkları sanal aleme de yansıttığını söylüyor: Erkekler yalnız kalmayı, kadınlar sosyalleşmeyi seviyor. Erkekler mantıklı, kadınlar duygusal. Ve erkekler seks, kadınlar ise sevgi ve şefkat peşinde. İlkçağ’dan teknoloji çağına kadar geçen bunca zamanda hayat inanılmaz ölçüde değişse de erkekler ve kadınlar hiç değişmiyor.”
Bu yaşlar arasındaki kişilerin çoğu için internet “zaman değerlendirme”den çok “zaman geçirme.” Eleştirmek için söylemiyorum, bu sadece bir tespit.
Aslında internet hepimize bilgiye ulaşma, teknolojiyi kullanma gibi alanlarda deneyim kazandırırken; zihinsel, sosyal, akademik ve birçok konuda olumlu katkı sağlayabilir. Peki neden gönlümüzden geçtiği oranda sağlamıyor?
Tunç Kılıç
Peki siz sıradan bir günde bilgisayarı açınca ilk ne yapıyorsunuz?