İNSANI KORTUĞU NASIL BAŞINA GELİR!

  • Konbuyu başlatan ayben
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde ayben tarafından oluşturulan İNSANI KORTUĞU NASIL BAŞINA GELİR! başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,015 kez görüntülenmiş, 11 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı İNSANI KORTUĞU NASIL BAŞINA GELİR!
Konbuyu başlatan ayben
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan korsan
A

ayben

              Her şey düşüncede başlar. Karar verme gelir ardından ve sonra eylemdir bizi bekleyen… Kamerayı geri saralım. Düşüncelerimizi beynimizde biz yaratıyoruz ve faaliyete geçen de bizden başkası değil… Peki, kimdir kötü tohumları bizim yüreğimize işleyen?


              “Önce düşünce vardır, sonra oluş” Yaşamın akışı esnasında beş duyumuzla algıladığımız üç boyutlu dünyada sürekli bir değişim söz konusudur. Bu değişimleri algılayan zihin, algıları üzerine düşünmeye başlar ve yargılarda bulunup, karar verir. Düşünceler üzerine verilen yargılar eyleme dökülür ve kişinin dışavurumu bu eylem esnasında gerçekleşir. Bir kişi düşündüğünden ibarettir ve karakteri tüm düşüncelerinin oluşturduğu bir toplamdır. Tüm buluşlar önce zihinde düşünce aşamasında tasarlanarak can bulur, sonra harekete geçilir ve sonuçlara varılır. Telefon, elektrik, TV vs. aklınıza gelen her şey önce düşünce bazında vardı. Sonra vücut buldu. Asıl güç bizim elimizde! İnsanoğlu yaşamındaki oluşlardan ve değişimlerden hep dışarıdaki etkenleri sorumlu tutmuştur. İçinde var olan gücün farkına varmak yerine, gücü dışarıda aramış ve beklenti içine girmiştir. Başına gelen tüm olumsuz deneyimlerde suçlayacak bir etken her zaman vardır. Böylece kendini aklayarak “masum kurban” rolüne sokmuştur. Ne yazık ki bu durumda, arzu ettiği hiçbir şey gerçekleşmemiştir bu şekilde düşünenlerin yaşamında. Fark edilmesi gereken şu ki asıl güç bizim içimizde ve güç gerçekten sınırsız. Yaşam sorumluluğunu elinize aldığınız anda içinizdeki güce ulaşıyorsunuz. İlk adım “yaşam sorumluluğunuzun sadece ve sadece kendinizde olduğunu” fark edebilmek. Birçok kişi içinde yaşadığı topluma ve bireylerine güvenmemektedir. Her zaman olası bir tehlikeye karşı beklenti halinde, stresli bir gard halindedir. Zihnimizin mıknatıslık özelliği vardır. Kişi hangi iç enerjisel düşünce sistemini çalıştırıyorsa bunu yaşamında gerçekleştirir ve deneyimler. Unutmayın önce düşünce sonra oluş var. Bu deneyimler sonucunda da kişiler kendileri dışındaki dünyanın ne kadar” güvensiz” olduğuna karar verirler. Sizce doğru bir karar mı? Düşündü ve oldurdu. Yani toplumda çok sık kullanılan bir deyişle “Korktuğu başına geldi.” Kimse getirmedi sadece kendisi gerçekleştirdi bunu. Karakter olarak bu kişi “kimseye güvenmeyen bir karakter” yapısı sergilemeye başladı...

KYNK: Kişisel Gelişim/Dergi
 
C

CaspeR

Kullanıcı
27 Ara 2006
En iyi cevaplar
0
0
Paylaşımın için Teşekkürler,Ayben.
 
S

serhatt

Kullanıcı
2 Ara 2007
En iyi cevaplar
0
0
Kafadaki düşünceler hal ve haraketlerle belirir.Tskkrler
 
P

Paradoks

PESSİMİST BİRİSİYİM OLAY DÖNGÜSÜ HER DAİM OLUMSUZLUKLARI ELE ALARAK İNCELERİM TABİ BUNDAKİ AMACIM HAYAL KIRIKLIGINA UGRAMAMAK. FARKETTİMKİ İNSAN BİR SÜRE SONRA İNANDIGI GİBİ YASAMA BASAMAKLARINDA İLERLİYOR BU DURUMDAN KURTULMAK İCİN HAYAL ETTİGİM GİBİ YASAMANIN TEMELLERİNİ KURDUM HAYATIMA..! TESEKKÜRLER.
 
A

ayben

Optimist olmayı da öğrenirsin alicann hayat bu zamanla herşeyi öğreniyor insan.
Ama unutma sen ne düşünürsen kendine onu çekersin ;)

Arkadaşlar hepinize ayrı ayrı teşekkür  ederim ;)
 
Ö

ölüdeniz

Kötü olaylarla karsılasma endisesi insanın dünyasını karartır. Ölüm dahil istemedigimiz seylerle karsılasabiliriz. Bunu saplantı haline getirmek asla bir çözüm yolu degildir. Kötü olaylarla karsılasacaksak, endise ederek, karamsarlıga sıgınarak bunları önlemek mümkün degildir. Karamsarlıgı tabiat haline getiren, beynini olumsuzluklara odaklayan insan çok kere o olayları yasar. "Insanın korktugu sey basına gelir" sözü tecrübenin ortaya koydugu bir gerçegi yansıtmaktadır. Tevekkülü Yanlıs Anlamak Hayatın insanca sürdürülmesi için gerekli olan genel geçer kurallara (sünnetullah’a) aykırı olarak, çalısıp çabalamayı terk etmek tevekkül degil, kisinin yapması gerekenleri Allah’a gördürmeye kalkısması anlamına gelir. Oysa tevekkül, bir kalp ve iman isidir, tevhit inancının bir sonucudur. Zira tevhit "müsebbibü’l-esbâb"a (bütün sebepleri var eder Allah’a) bakmayı, ortaya çıkan her sonuçta onun takdirinin ve iradesinin varlıgını göz önünde bulundurmayı gerektirir.
 
E

esranur

Kullanıcı
19 Mar 2007
En iyi cevaplar
0
0
cok gerekli ve doğru bi yazıymış, teşkkrler alican..!!!


;)Her şey düşüncede başlar. Karar verme gelir ardından ve sonra eylemdir bizi bekleyen… Kamerayı geri saralım. Düşüncelerimizi beynimizde biz yaratıyoruz ve faaliyete geçen de bizden başkası değil… :-X
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Yani korktuğunun başına gelmesini bu şekilmi anlatırsın :d
Bu konuda "korktuğum başıma geldi"

Önce düşünce vardır sonra oluş kısmına değinmeyeceğim bile.
Bu aralar felsefe beni geriyor.

Klasik herşey içimizdecilerden bir yazı daha dinledik, pardon okuduk.
Neymiş efendim ? Fark edilmesi gereken şu ki asıl güç bizim içimizde ve güç gerçekten sınırsız. mış.

Sınırsız güçleri olan saçma bir uygarlığız heralde.



 
Üst