I
i.tufekci
Kullanıcı
"Hesabını bilmeyen kasap, ya bıçak kırar, ya masat.”
Önlemini iyi almadan, ne yapıp edeceğini iyi düşünmeden, bir iş girişiminde bulunan kişi, başarıya ulaşamaz; o iş için gerekli olan imkânları da yitirir,elinde avucunda bulunanı da kaybeder; zarara uğrar.
Küçük bir atölye işlettiğinizi düşünün;az sayıda ekipman,personel ile işinizde iyi veya kötü bir şekilde tıngırdayıp durursunuz.Girdilerinizi ve çıktılarınızı günlük olarak hesap ederek ayağınızı yorganınıza göre uzatabilirsiniz.Piyasa şartlarına göre gerekirse dükkanı kapatıp cebinizde de para varsa tatile bile çıkabilirsiniz.İşler kötüye gidip borçlandıysanız arabanızı,evinizi arazinizi satar borçlarınızı ödeyip daha idare eder bir duruma geçip,ele güne karşı rezil olmaktan kurtulursunuz.
İşleriniz ve şansınız yaver gitti,biraz da Allah ya..! yürü kulum dedi,iş yerinizi ve kapasitesini büyüttünüz.Biraz daha güçlendiniz yeni yatırım yapıp tamamen konumunuzu değiştirdiniz,artık büyüdünüz,daha fazla üretip,daha fazla insan çalıştırıyorsunuz.Diğer taraftan cironuz ve karlılığınız düşündüğünüzden daha fazla artıyor,artık bazı şeyleri aşmışsınız demektir.
Buraya kadar her şey yolunda gitmiştir,çalıştırdığınız insanlar sayesinde ve yatırımcı ruhunuzla bir takım işler başarmışsınızdır.Fakaaat …! bundan sonrası neyi nasıl yapacağınızın şaşırma noktasıdır artık her şeyin bir bedeli olacaktır.Sizin akıllı bir insan olmanıza,stratejik kararlar verebilme kapasitenize,piyasa ve pazar şartlarına,çalıştırdığınız insan gücüne,teknolojiyi yeterince kullanmanıza v.b şeylere bağlıdır.Yatırım kararları alınırken öncelikle finans kaynakları,kurulacak işletmenin ne getireceği,işletme sermaye gücü,yedek akçe dediğimiz ihtiyatlar,pazarın durumu hepsi göz önünde bulundurulmalıdır.Sadece arazi alıp bina yapmakla üretimi artırmakla büyüme gerçekleşmez,bu tip büyümeler mum alevi gibidir parlar ve sönüp gider.
Orta boyutta bir işletme oluşturup teknolojiyi en iyi şekilde kullanıp,verimliliği en üst seviyeye çıkartıp,şirketin tabanındaki yapıyı güçlendirerek kurumsal yapıyı oluşturup,girdi maliyetlerini finans gücüyle en aza indirip,iyi bir pazarlama politikası izleyerek marka imajını güçlendirerek ve iyi bir planlama ile uzun vadede sağlam adımlar ile büyümek mi? Yoksa sırf büyük şirket imajı yaratmak ve gösteriş olsun diye hırs ile,temelsiz,idari yapının oluşmadığı,marka imajının yerlerde sürüklendiği,üretimde teknolojiden uzak tamamen insan gücüne dayalı,hurdadan alınan eski ekipmanların tamir edilmesi ile oluşturulan bir üretim hattı ile pazarlama politikasının hiç olmadığı,görüntüde büyük görünüp işletme sermayesinin bile eksilerde dolaştığı bir şirket olmak mı?
İkinci olarak belirttiğim şirket tipi,ne yaptığını bilmeyen,kendini sanayici zanneden,hırsına her zaman yenik düşen kişilerin aldığı kararlar doğrultusunda gerçekleşen büyümenin sonucudur.Artık küçük bir atölye olmadığından işler kötüye gidince ne araba,ne ev,ne de arazilerin hiçbir faydası olmaz,çünkü işletme sermayesi olmadığı gibi yedek akçesi de hiç yoktur.
Tek temenni; yıllarca şirkete destek olup,alın teri ile çalışan insanların,akılsızca alınan kararlar yüzünden sıkıntıya girmemesidir.
İşte ; “hesapsız kasap ya bıçak kırar,ya masat” atasözü boşu boşuna söylenmemiştir.
Önlemini iyi almadan, ne yapıp edeceğini iyi düşünmeden, bir iş girişiminde bulunan kişi, başarıya ulaşamaz; o iş için gerekli olan imkânları da yitirir,elinde avucunda bulunanı da kaybeder; zarara uğrar.
Küçük bir atölye işlettiğinizi düşünün;az sayıda ekipman,personel ile işinizde iyi veya kötü bir şekilde tıngırdayıp durursunuz.Girdilerinizi ve çıktılarınızı günlük olarak hesap ederek ayağınızı yorganınıza göre uzatabilirsiniz.Piyasa şartlarına göre gerekirse dükkanı kapatıp cebinizde de para varsa tatile bile çıkabilirsiniz.İşler kötüye gidip borçlandıysanız arabanızı,evinizi arazinizi satar borçlarınızı ödeyip daha idare eder bir duruma geçip,ele güne karşı rezil olmaktan kurtulursunuz.
İşleriniz ve şansınız yaver gitti,biraz da Allah ya..! yürü kulum dedi,iş yerinizi ve kapasitesini büyüttünüz.Biraz daha güçlendiniz yeni yatırım yapıp tamamen konumunuzu değiştirdiniz,artık büyüdünüz,daha fazla üretip,daha fazla insan çalıştırıyorsunuz.Diğer taraftan cironuz ve karlılığınız düşündüğünüzden daha fazla artıyor,artık bazı şeyleri aşmışsınız demektir.
Buraya kadar her şey yolunda gitmiştir,çalıştırdığınız insanlar sayesinde ve yatırımcı ruhunuzla bir takım işler başarmışsınızdır.Fakaaat …! bundan sonrası neyi nasıl yapacağınızın şaşırma noktasıdır artık her şeyin bir bedeli olacaktır.Sizin akıllı bir insan olmanıza,stratejik kararlar verebilme kapasitenize,piyasa ve pazar şartlarına,çalıştırdığınız insan gücüne,teknolojiyi yeterince kullanmanıza v.b şeylere bağlıdır.Yatırım kararları alınırken öncelikle finans kaynakları,kurulacak işletmenin ne getireceği,işletme sermaye gücü,yedek akçe dediğimiz ihtiyatlar,pazarın durumu hepsi göz önünde bulundurulmalıdır.Sadece arazi alıp bina yapmakla üretimi artırmakla büyüme gerçekleşmez,bu tip büyümeler mum alevi gibidir parlar ve sönüp gider.
Orta boyutta bir işletme oluşturup teknolojiyi en iyi şekilde kullanıp,verimliliği en üst seviyeye çıkartıp,şirketin tabanındaki yapıyı güçlendirerek kurumsal yapıyı oluşturup,girdi maliyetlerini finans gücüyle en aza indirip,iyi bir pazarlama politikası izleyerek marka imajını güçlendirerek ve iyi bir planlama ile uzun vadede sağlam adımlar ile büyümek mi? Yoksa sırf büyük şirket imajı yaratmak ve gösteriş olsun diye hırs ile,temelsiz,idari yapının oluşmadığı,marka imajının yerlerde sürüklendiği,üretimde teknolojiden uzak tamamen insan gücüne dayalı,hurdadan alınan eski ekipmanların tamir edilmesi ile oluşturulan bir üretim hattı ile pazarlama politikasının hiç olmadığı,görüntüde büyük görünüp işletme sermayesinin bile eksilerde dolaştığı bir şirket olmak mı?
İkinci olarak belirttiğim şirket tipi,ne yaptığını bilmeyen,kendini sanayici zanneden,hırsına her zaman yenik düşen kişilerin aldığı kararlar doğrultusunda gerçekleşen büyümenin sonucudur.Artık küçük bir atölye olmadığından işler kötüye gidince ne araba,ne ev,ne de arazilerin hiçbir faydası olmaz,çünkü işletme sermayesi olmadığı gibi yedek akçesi de hiç yoktur.
Tek temenni; yıllarca şirkete destek olup,alın teri ile çalışan insanların,akılsızca alınan kararlar yüzünden sıkıntıya girmemesidir.
İşte ; “hesapsız kasap ya bıçak kırar,ya masat” atasözü boşu boşuna söylenmemiştir.