![Codex](/data/avatars/m/0/1.jpg?1609057223)
Codex
Özgür Şahin
Site Kurucusu
![](/proxy.php?image=http%3A%2F%2Fwww.ozgukonuk.com%2Fwp-content%2Fuploads%2F2010%2F12%2Fclip_image001-300x200.jpg&hash=fab9e5140d1b2cc4fa3f39a5f5bd8829)
Anlam veremediğin her ne varsa hayatında, geriye dönüp bir kere daha düşünmelisin.
Anlam veremediğin her ne varsa hayatında, geriye dönüp bir kere daha düşünmelisin. Unutma ki seni senden daha iyi anlayacak bir başkası yoktur. Seni önce sen çözümlemelisin. İşte bu yazı çözümlemeye yardımcı olmak gayesiyle yazılmıştır.
###
Virgül evliliktir.
Önceki hayatını bir işaretle ayırırsın. Çünkü virgülden sonra gelen cümle virgülden öncekine anlam katar. Düşün bakalım. Evliliğin senin evveline bir anlam katmış mı? Katmadıysa bir yerlerde bir şeyler eksik kalmış demektir. Geç kalmadan onu arayıp bulmaya çalış…
Virgül mezuniyettir.
Bitirdiğin her okul bir virgüldür hayatında. Öncesiyle sonrası arasında köprü vaziyeti gören bir mezuniyet. Unutma ki köprüler senin geçiş noktalarındır. Ne kadar çok köprün varsa o kadar seyahat edebilirsin. Üstelik her birinin kapasitesini belirlemek de senin elinde.
Soru işareti var oluş gayendir.
Dünyadaki varlığını, hayatını, zamanı, evreni, hülasa her şeyi sorgulaman ve neden var olduğuna dair cevaplar araman soru işaretidir. Soru işaretine verdiğin değer hayatına katacağın değer demektir. Zira gayesini bilemediğin bir hayatı yaşamamış olmanla yaşamamış olman arasında bir fark yoktur. Materyalistçe yaşamaya alışan beynin hayatı maddeden ibaret sanıyorsa yaşadıkların sadece şu anda vardır. Bu anın bitişiyle birlikte yaşanan her ne ise biter, gider. Aldığın lezzet az önce de kaldı. Şu anda elinle tutabildiğin, kesene koyabildiğin bir lezzet yok. Düşün bakalım…
Şimdiye kadar binlerce defa binlerce çeşit yemek yedin. Hala doymadın. Doymayacaksın da… O tatlardan şimdi sana kalan nedir? Hatıralarından başka elinde daha doğrusu beyninde kalan bir şey yok. O halde hepsi de hayal oldu demektir. Uçup gitti… Ya öbür zevklerin? Yaşadığın anda büyük haz duyduğun ve belki de o uğurda bir çok çileye katlandığın şeyler nerede? Zevk uğruna katlandığın çileleri bir düşün ve o davranışlar/hareketler neticesinde aldığın zevkleri düşün. Hepsi o anlık değil miydi? Şimdi ne kaldı geriye? İşte hayatının soru işareti budur. Varoluş gayen. Bunu iyi düşün!
Ünlem işaret pişmanlığındır.
Öyle ya da böyle her ne şekilde olursa olsun yaşadığın pişmanlıklardır. Hayatın içerisine katmaya çalıştığın ama bir türlü yerli yerine oturtamadığın her türlü şeyin sende yarattığı hayal kırıklıkları ve bunlardan ortaya çıkan pişmanlıkların vardır ya. Dalıp gidersin bazen. Okul yıllarına kadar götürür hafızan seni. Şimdiye dek hiç aklına gelmemiş küçücük bir ayrıntıyı hatırlayıverirsin. Belki dersi dinlerken sıra arkadaşına attığın yumruk, belki silgini en yakın arkadaşından esirgediğin o an gelir aklına. Öğretmenin sorusuna cevap veremediğin zaman söylediğin yalan belki. Sıraya kazıdığın yazılardır bir an düşüveren zihnine. Çektiğin kopyanın pişmanlığı da olabilir. Bir sürü şey…
Hafızan sana oyun mu oynuyor yoksa. En mutlu anında vicdanını rahatsız edecek bu ayrıntı da nereden çıktı şimdi. Daha sokakta kuyruğuna teneke bağladığın kediler, burunlarına tutkal sürdüğün köpekler, kuyruklarını kopardığın kertenkeleler, sobanın üzerinde kavurduğun sinekler, kanatlarını kopartıp madara ettiğin arılar, kitapların sayfaları arasına hapsettiğin kelebeklere gelmedi sıra… İşte bak hafızanın oyuncağı oluverdin birden. Daha işlenmiş büyük günahlar var sırada… Hayat ünlem işaretleriyle doluverdi bir anda.
Noktalı virgül hakikate ermektir.
Nasıl ki yazarken noktalı virgül koyduğun yer tutkal vazifesi görür, hayatında erdiğin hakikatler de senin tutkalındır. Seni sana ve vicdanına yapıştırır. Noktalı virgül var oluş gayene dair biriktirdiğin soru işaretlerinin de pansumanıdır. Her birine izah getirir.
Hakikatin pınarından kana kana içen gönlün mutmaindir artık. Girdaplardan kurtuluvermiş, bir anda dingin bir ummanda yol alan yelkenliye dönmüştür. Salına salına ilerlerken eşlik eden yunusların nurundan istifade edersin. Hayatın içinde hayatı anlar, var oluşunda var olmayı özümsersin.
İki nokta üst üste vizyondur, misyondur, gayedir.
Var oluş üniversitesinden derece ile mezun olan ve hakikate eren gönlünün istikametinde beliren haritadır. Bundan sonra başı boş kalmaya ve kafanın estiği yönde gitmeye hakkın yoktur. Ünlemlerinden yeni kurtulmuş bir benliğin yeniden o ünlemlere geri dönme lüksü olmamalıdır.
Artık gayelerin ölçüsünde misyonun çerçevesini belirlemek ve vizyonunu oluşturmak zorundasın. Durduğun bu yer hayatın bütün sırlarına yol alacağın bir limandır. Bundan önceki basit ve geçici oyunlarla bağlantını koparacağın, bundan sonraki esaslı ve sırlı yolculuğa adım atacağın bir duraktasın. Kapasiten ve gayen nispetinde adımlarının büyüklüğü ayarlanacak, yol alma şekli ve hızın ise sana bağlı olacaktır. Gayretin samimiyetinden güç alacak, hakikatin vicdanından destek alacaktır.
Nokta bu halinle varacağın son duraktır.
Nokta her zaman sondur. Nokta bittiğin yerdir. İlahi takdir elvermediği müddetçe gayretinle bundan ileri gitme imkânın yoktur. Nokta…
Bitiş yeridir. Varoluşundan hakikatine uzanan perdenin son düğmesidir. Vicdanından hatıratına damlayan son gözyaşıdır. Bedeninden ruhuna giden son oksijendir. Senden sana gelen son nefestir. Nefsinden arta kalan son hevestir. Sondur…
Varış noktası değildir nokta. Başlangıç noktasıdır. Bilmediğin ve belki de bilemeyeceğin sırlara başlangıcı temsil eder. Bu hayatta, hak edip hak etmediğine bakılmaksızın kaderinde var olan bir sınırdır. Yani ölmeden bundan ötesine ilahi inayet ve rabbani hidayet olmaksızın geçemeyeceğin son basamaktır. Öldükten sonra geri gelmek istemeyeceğin bir duraktır.
Onun ötesindeki sonsuzluğu gördükten sonra geri dönüp bakmayacağın bir sığınaktır. Son sığınaktır…
Murat HACIOĞLU