H
HASAN DAVUTOĞLU
Kullanıcı
Bir varmış, bir yokmuş. Ülkenin birinde 100 nüfuslu dağlık bir köy varmış. Bu köyde yaşayanlar hayvancılık ve çiftçilikle geçimlerini sağlarlarmış.
Köydeki çobanlardan biri, diğerlerine hiç benzemiyormuş. 32 yaşındaymış. Bekarmış. Ailesinin baskılarına, köylünün alayına rağmen evlenmiyormuş.
Köyün tek okumuşu, oymuş. Gazetecilikten mezunmuş. Mesleğinin ilk yıllarında bile çok başarılı olmuş. Haber müdürlüğüne kadar yükselmiş. Ama bir gün müdürlükten istifa ederek köyüne dönmüş. Ata mesleği çobancılıkla ekmeğini kazanmaya karar vermiş.
Mektebini okumuş, mesleğinde ülkenin en başarıları arasında gösterilmiş birinin köyüne kesin dönüş yapmasına kimse anlam verememiş. Ailesi bile yıllarca onunla alay etmiş. O ise “Son gülen, iyi güler!” anlayışıyla tamamen yeni işine sarılmış.
Genç adam, her sabah gün ağarmadan uyanır, diğer çobanlardan önce koyunlarını güdermiş. Akşamları da köye en geç dönen yine kendisiymiş.
Köylü, keçi beslemeyi tercih ediyormuş. Koyunları olan bir tek kendisiymiş. Köyün geleneğini değiştirerek koyun beslediği için hep eleştiriliyormuş.
Genç çoban, her ay 1-2 kez eve ya pijamalı, ya da iç çamaşırlı dönermiş. Akşamları eve geç geldiği için çobanın bu durumunu önceleri ailesi fark etmiş. Nedenini tüm ısrarlara rağmen söylememiş. Zamanla bu, tüm köylünün diline malzeme olmuş. Köylü artık her akşam çobanın pijamalı halini görüp alay etmek için yolunu gözlüyormuş.
Sizce, çoban, ailesinin bile onunla alay etmesine rağmen neden ayda 1-2 kez eve pijamalı, ya da iç çamaşırlı olarak dönüyor? Ülkenin en başarılı gazetecilerinden biriyken neden ata mesleğini tercih etmiş? Köyün geleneğinde keçi beslemek varken o neden koyun beslemeyi tercih etmiş? HASAN DAVUTOĞLU
DEVAM EDECEK!
Köydeki çobanlardan biri, diğerlerine hiç benzemiyormuş. 32 yaşındaymış. Bekarmış. Ailesinin baskılarına, köylünün alayına rağmen evlenmiyormuş.
Köyün tek okumuşu, oymuş. Gazetecilikten mezunmuş. Mesleğinin ilk yıllarında bile çok başarılı olmuş. Haber müdürlüğüne kadar yükselmiş. Ama bir gün müdürlükten istifa ederek köyüne dönmüş. Ata mesleği çobancılıkla ekmeğini kazanmaya karar vermiş.
Mektebini okumuş, mesleğinde ülkenin en başarıları arasında gösterilmiş birinin köyüne kesin dönüş yapmasına kimse anlam verememiş. Ailesi bile yıllarca onunla alay etmiş. O ise “Son gülen, iyi güler!” anlayışıyla tamamen yeni işine sarılmış.
Genç adam, her sabah gün ağarmadan uyanır, diğer çobanlardan önce koyunlarını güdermiş. Akşamları da köye en geç dönen yine kendisiymiş.
Köylü, keçi beslemeyi tercih ediyormuş. Koyunları olan bir tek kendisiymiş. Köyün geleneğini değiştirerek koyun beslediği için hep eleştiriliyormuş.
Genç çoban, her ay 1-2 kez eve ya pijamalı, ya da iç çamaşırlı dönermiş. Akşamları eve geç geldiği için çobanın bu durumunu önceleri ailesi fark etmiş. Nedenini tüm ısrarlara rağmen söylememiş. Zamanla bu, tüm köylünün diline malzeme olmuş. Köylü artık her akşam çobanın pijamalı halini görüp alay etmek için yolunu gözlüyormuş.
Sizce, çoban, ailesinin bile onunla alay etmesine rağmen neden ayda 1-2 kez eve pijamalı, ya da iç çamaşırlı olarak dönüyor? Ülkenin en başarılı gazetecilerinden biriyken neden ata mesleğini tercih etmiş? Köyün geleneğinde keçi beslemek varken o neden koyun beslemeyi tercih etmiş? HASAN DAVUTOĞLU
DEVAM EDECEK!