G
Gül46
Kullanıcı
İki insan hayatı paylaştıklarında toplumun üzerlerindeki baskası çok fazladır, hep bir ilişki yada iletişimin olumsuz yönlerini, tombalacının elindeymiş gibi yaşam torbasının içinden zorla çekip çıkarılar, al bunları yaşa derler, halbuki dışardan görünen değilde, içerde yaşananlara baktığınızda iki yüreğin birbirleriyle paylaştıkları yaşamın en muhteşem görüntüsüdür. Yeni doğan günün ışıkları sadece bir aydınlık olmaz seven insanlar için, yüzüne vuran güneş icindeki sagduyulu, iyimser, sevgi dolu dünyanın dışa vuruşu gibi, yüreginde sessiz kalmış sözcüklerin güzelliği dillendirişi gibi gelir. Yine bilirimki göz kapaklarımın dışında sonbahar rüzgarları esip sararmış yaprakları oraya buraya savururken o yapraklar en az bana göründügü kadar seven tüm insanlara da hüzün gelir. Sonra, sonra ikiye bölersin tüm anlarını, yüreginin sessizligine sakladıgın anlamları ya gökkuşagının renklerinde mutluluk ya da gri bir renkte mutsuzluk, belirsizlik diye anlatırsın benim gibi. Mutluluk ve mutsuzlugu ikiye ayıran cizginin ortasında yürümeyi
GRİ bir dünya diye simgelersin, yıllar yılı gri sevgilerin pençesine düşmüş bir av gibi sessizce bir son beklersin. Yaşadığımız koşullar her zaman mükemmel değildir ama yaşanabilir yapabilmek her zaman bizim insanlarla olan etkileşimlerimizle mümkün olacaktır. Aile baskısı, iş stresi, arkadaş ve dost dediklerimizin çakışan mefaatler sonucu değişen kişilikleri, sosyal yaşama mı uymalı yoksa sosyal yaşamımı kendimize uydurmalı, bunların hepsi göz önüne alındığında müthiş bir mücadele sergilediğimiz ortaya çıkacaktır. Sadece sevemeyen insanlar yalnız olmanın ne demek olduğunu bilirim sanırlar, ama geceler boyu gündüzü değil de dokunacağın bir saçın teline uzaklığını düşünerek yaşamanın ne demek olduğunu bilseler, acaba dünyaları mı yıkılırdı. Bugünde rahat durmuyorum, yine aşkı anlatıyorum, yazılarımı okuyanların sadece gözleriyle değil, yüreğiyle okumasını istiyorum, gri renklerden sonra yüreğime bulaşan regarenk seni sana anlatıyorum, cümlelerimi, okuyan gözlerine sarıyorum.
GRİ bir dünya diye simgelersin, yıllar yılı gri sevgilerin pençesine düşmüş bir av gibi sessizce bir son beklersin. Yaşadığımız koşullar her zaman mükemmel değildir ama yaşanabilir yapabilmek her zaman bizim insanlarla olan etkileşimlerimizle mümkün olacaktır. Aile baskısı, iş stresi, arkadaş ve dost dediklerimizin çakışan mefaatler sonucu değişen kişilikleri, sosyal yaşama mı uymalı yoksa sosyal yaşamımı kendimize uydurmalı, bunların hepsi göz önüne alındığında müthiş bir mücadele sergilediğimiz ortaya çıkacaktır. Sadece sevemeyen insanlar yalnız olmanın ne demek olduğunu bilirim sanırlar, ama geceler boyu gündüzü değil de dokunacağın bir saçın teline uzaklığını düşünerek yaşamanın ne demek olduğunu bilseler, acaba dünyaları mı yıkılırdı. Bugünde rahat durmuyorum, yine aşkı anlatıyorum, yazılarımı okuyanların sadece gözleriyle değil, yüreğiyle okumasını istiyorum, gri renklerden sonra yüreğime bulaşan regarenk seni sana anlatıyorum, cümlelerimi, okuyan gözlerine sarıyorum.