GÍRÍSÍMCÍLÍK !!!

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan hurigül
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

hurigül

Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2009
Puanları
0
Konum
Sakarya
Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykeli ...

GİRİŞİMCİLİK

Yıl 1943 Genç Mustafa’nın tayini kütüphaneci olarak Ürgüp Tahsin Ağa Kütüphanesi’ne çıkar
Devlet memurluğu o dönemde süper bir şey, çünkü özel sektör falan yok Bizimki kütüphanede
heyecanla okurları bekler; bir gün olur, beş gün olur, gelen giden yok Etraftakilerle konuşur,
herkese anlatır: “Bakın kütüphane bomboş duruyor, gelin kitap okuyun” Gelen giden olmaz
Amirlerine durumu bildirir

– Kardeşim otur oturduğun yerde, maaşını düzenli alıyon mu, almıyon mu – Alıyorum
– Eee, o zaman ne karıştırıyon ortalığı, gelen giden olsa maaşın mı artacak? Başına daha
fazla bela alacan, o kütüphaneye yıllardır kimse gelmez zaten

23 yaşındaki genç memur “Ne yapayım, ne yapayım?” diye düşünür durur Sonunda
aklına bir fikir gelir, eşine söyler Eşi önce “Deli misin bey?” der, ama kocasının bir
şeyler üretme, işe yarama çabasını yakından görünce fikri kabullenir
Kitapları eşeğe yükler ve köy köy gezmeye başlar.


Kütüphaneye de bir yazı asar: “Sadece Pazartesi ve Cuma günleri açıyoruz”
Köydeki çocuklar şaşırır Eşeğe bir sürü kitap yüklemiş bir amca, o gariban
çocukların küçücük ellerine kitapları verir Düşünün, Noel Baba gibi Noel Baba yalan,
Mustafa Amca ise gerçek Geyikler yerine eşeği var Eşek de daha gerçek, Mustafa Amca da

“Çocuklar bunları okuyun, aranızda da değişin On beş gün sonra aynı gün gelip alacağım
Aman yıpratmayın, diğer köylerdeki arkadaşlarınız da okuyacak” der

Mustafa artık Ürgüp’teki kütüphanede bir iki gün durmakta, diğer günler eşeği Yüksel’le
köy köy gezmektedir Köylerdeki çocuklar Eşekli Kütüphaneciyi her seferinde alkışlarla
karşılarlar Kalpleri küt küt atar heyecandan, sevinç içinde yeni kitapları beklerler Mustafa
Amca‘nın ünü etrafa yayılır Diğer devlet memurları makam odalarında sıcak sıcak oturup
iş yapmazken, Mustafa’nın eşeği Yüksel yediği otu hepsinden fazla hak etmektedir

Zamanla insanlar kütüphaneye de gelmeye başlar Mustafa bakar ki kütüphaneye
kadınlar hiç gelmiyor Zenith ve Singer’e mektup yazar: “Bana dikiş makinesi yollayın,
firmanızın adını kütüphanenin girişine kocaman yazayım“ der Zenith dokuz tane, Singer
bir tane dikiş makinesi yollar (ilk sponsorluk faaliyeti) Salı günlerini kadınlar günü yapar

Kumaşı alan kadın kütüphaneye koşar On makine yetmediği için sıra oluşur Sırada bekleyen
kadınların eline birer kitap verir, beklerken okusunlar diye Okuma-yazma oranının düşüklüğünü
görünce halkevlerine okuma yazma kursları vermeye gider Halıcılık kursları başlatır, bölgede
halıcılığı canlandırır Bu arada valilik Mustafa hakkında dava açar, “kendi görev tanımı dışında
davranıyor” diye 50 yaşına gelen Mustafa Amca baskıyla emekli edilir

Mustafa Amca köylüler arasında efsane olur, yıllar geçtikçe köylerdeki çocuklarda
okuma aşkı yerleşir 2005 yılında Mustafa Amca vefat eder

Tüm Kapadokya çok üzülür, aralarında toplanırlar Ürgüp’e Eşekli Kütüphaneci
Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykelini dikerler

Girişimcilik ne biliyor musun?

Bulunduğun yere yenilik katmalısın
Mutlaka adım atmalısın
Yaptığın iş olduğu yerde durup duruyorsa, sende bir uyuzluk vardır arkadaş

İnsan var, dokunduğu yere değer katar; insan var, dokunduğu yere değer kaybettirir

Bakın Nevşehir’den ve bu ülkeden nice müdür, amir, vali, bürokrat, milletvekili, politikacı geçti;
binlercesinin adını kimse hatırlamaz ama Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykeli var








 
geçen gün daha Nevşehir Ürgüp teydik.. :)
Mustafa güzelgöz değişiklik yaratarak hem insanlığı hem bulunduğu yeri geliştirmiş..insanlara okuma alışkanlığı kazandırmaya çalısmış..
değişim=gelişim ,faklılık=yaratıcılık ;)
teşekkürler.
 
Geri
Üst