GELECEĞİ TAHMİN EDEN 9 FİLM..

  • Konbuyu başlatan neslican
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Sinema kategorisinde neslican tarafından oluşturulan GELECEĞİ TAHMİN EDEN 9 FİLM.. başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 9,864 kez görüntülenmiş, 7 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Sinema
Konu Başlığı GELECEĞİ TAHMİN EDEN 9 FİLM..
Konbuyu başlatan neslican
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan cantuuu
N

neslican

Kullanıcı
1 Tem 2010
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
1. Final Destination (Son Durak) (2000): Düşen 447 sayılı Fransız Havayolları uçağını kaçırdı, ancak 2 hafta sonra araba kazasında hayatını kaybetti

İtalyan bir kadın kısa süre önce düşen 447 sayılı Fransız Havayolları uçağına, havaalanına geç geldiği için binememişti. Ancak olaydan 2 hafta sonra bir araba kazası geçirerek hayatını kaybetti, tıpkı Final Destination filmindeki gibi!
Bolzano-Bozen'de yaşayan emekli Johanna Ganthaler, kocası Kurt ile Brezilya'da tatil yapıyordu. Çift 31 Mayıs'ta Rio de Janeiro Havalimanı'na geç gelince 447 sayılı dönüş uçağını kaçırmış oldu. Uçak Atlantik Okyanusu'na düşünce 228 kişi hayatını kaybetti. Çift ise bir sonraki gün Rio'dan kalkan uçaktan yer ayırtmayı başardı.
Olayın üzerinden 2 hafta geçtikten sonra Bayan Ganthaler Avusturya, Kufstein'daki yolda kocasıyla beraber arabada giderken karşı yoldan gelen bir kamyon ile çarpıştı ve olay yerinde can verdi. Bay Ganthaler ise ciddi şekilde yaralandı.

2. Unbreakable (Ölümsüz) (2000): Araba Çarptıktan Sonra Olayı Sıyrıksız Atlatan Muhammet

Unbreakable filminde David Dunn (Bruce Willis) depresyonda olan bir güvenlik görevlisidir. Çok ciddi bir tren kazasını tek bir sıyrık bile almadan atlatır. Kısa süre önce meydana gelen kazada 4 yaşındaki Muhammet Dirlik de aynı şekilde çok şanslıydı. Merdivenlerden aşağı düşmesine yol açan araba çarpmasından sonra hiç bir şey olmamış gibi kalkıp yürüyen Muhammet olayı sıyrıksız atlattı.

3. Destination Moon (1950): Aya Ayak Basıldı

Belki de uzay yolcuğu hakkında yapılmış en sıkıcı film olan Destination Moon, Newton fizik kurallarına uyan bir grup astranotun hikayesini anlatır. Astanotların Dünya'ya dönecek kadar yakıtları kalmadığını fark etmesi filmin en heyecanlı anını oluşturur. Önemli aygıtları araçtan çıkarmak zorunda kalırlar, hatta içlerinden birinin de Ay'da kalması gerekmektedir.
Destination Moon, uzay seyahatinin fizik kurallarını ve karşılaşılabilecek olası sorunları anlatan bir filmdir. Roket havalandığında astranotların yüzünde hızın etkileri görülmektedir. Uzayda yürüme zamanı geldiğinde ise aynı şekilde ekip fizik kurallarına bağlantılı bir şekilde hareket eder. Ay ise gerçekten olduğu gibi gösterilmiştir. Roket ilk kez Dünya'dan ayrılırken astranot ekibi 30'dan geri sayar. Film ve gerçek arasındaki ilişki birbirine çok yakındır.

4. Demolition Man (Cezalandırıcı) (1993): Arnold Schwarzenegger'in Vali Olması
Demolition Man filminde Sylvestor Stallone zamanda yolculuk yapan eski bir polisi canlandırmaktadır. Hükümet değiştikten sonra Arnold Schwarzenegger'in başkan olduğu söylendiğinde duyduklarına inanamaz. Filmin yönetmenleri 1993 yılında muhtemelen "Arnold Schwarzenegger'i başkan yapalım, böylece yeterince gülünç bir senaryo elde edelim," demişlerdir.
Gerçek hayatta ise Vali Schwarzenegger'in Amerikan başkanı olma hayali hala olasılığını korumaktadır.

5. Love Story (Bir Aşk Hikayesi) (1970): Ryan O'Neal, Ölüm Döşeğindeki Karısının Yanında

Yetenekli aktris ve cesur bir savaşçı olan Farrah Fawcett kansere yenik düştü. Oyuncu ölüm döşeğindeyken yanında eşi Ryan O'Neal vardı. 1970 yılında çekilen Love Story adlı filmde de Ryan, lösemi sebebiyle ölen karısının yatağının baş ucunda olduğu bir sahne canlandırmıştı ve Oscar'a aday gösterilmişti.

6. Americathon (1979): Çin gelişir, Sovyetler Birliği dağılır, Amerika Ekonomik Krize Girer

1979 yılında senaryosunu Phil Proctor and Peter Bergman Starring John Ritter, Fred Willard ve Harvey Korman'ın yazdığı Americathon adlı film tuhaf bir şekilde geleceğin habercisi niteliğini taşımaktadır. John Ritter, 1998 yılı Amerika'sının başkanı rolünü oynar. Ülke petrol ve para sıkıntısı yaşamaktadır. Çin kapitalizmi kucaklayarak dünya çapında ekonomik güç elde eder. O zamanlar Oregon'da küçük bir ayakkabı şirketi olan Nike multimilyoner bir firma haline gelir. Sovyetler Birliği dağılır. İnsanlar pahalı, özel kahveler içmeye başlar. Amerika ise yabancı yatırımcılara karşı büyük borçlar altına girer. Hiç eşleşme görüyor musunuz?

7. Weekend at Bernie's (1989): İki Adam Ölü Arkadaşlarını Giydirerek Onun Sosyal Güvenlik Maaşını Almaya Yeltendi

Weekend at Bernie's filminde iki arkadaş ölü patronlarını bavula yerleştirirler ve cesedi yanlarında dolaştırarak onu insanlara yaşıyor olarak gösterirler.
Ocak 2008 tarihinde iki adam hırsızlık ve uygunsuz ölü gömme suçu ile tutuklandı. Emekli David Daloia ve James O'Hare, ölü arkadaşları Virgilio Cintron'u giydirerek tekerlekli sandalyeye yerleştirdiler ve onun sosyal güvenlik maaşını almaya çalıştılar. Polisin söylediğine göre Cintron sandalyenin üzerine yığılmıştı ve vücudu taş kesmeye başlamıştı. Emekli ikili yakalandı ve 355$'lık sosyal güvenlik çekini nakide dönüştüremedi. . Daloia ve O'Hare, ev sahibinin evden çıkarmak istediği hasta arkadaşlarına yardım ettiklerini söyledi.
Mahkeme bu iki adamın suçsuzluğuna karar verdi, çünkü Virgilio2nun ölüm zamanı tam olarak kanıtlanamadı.

8. The China Syndrome (1979): Amerikan Nükleer Enerji Santralinde Radyoaktif Sızıntı

The China Syndrome, iki gazetecinin (Michael Douglas ve Jane Fonda) nükleer enerji santralinde güvenlikle ilgili sorunlar olduğundan endişelenmesini konu alır. Filmde sızıntıya tanık olan Douglas ve Fonda, Jack Lemmon'u tehlike çanlarının çaldığına ve artık dünyayı nükleer enerjinin yaydığı tehlikelerden haberdar etmenin zamanı geldiğine ikna eder.
1979 yılında gösterime giren film nükleer enerji endüstrisi tarafından gereksiz bir korku yaydığı gerekçesiyle çok eleştirildi. Ancak gösterim tarihinden 12 gün sonra Pensilvanya'daki bir nükleer enerji istasyonundaki reaktör aşırı ısındı ve nükleer teknisyenler paniğe kapıldı.

9. Office Space (Ofis Çılgınlığı) (1999): Çalıştığı Şirketi Dolandırarak 50,000$ Elde Etti

Gösterimde iken pek ilgi görmeyen Office Space, DVD olarak satılmaya başlayınca epey rağbet gördü. Ron Livingstone'un canlandırdığı ana karakter ofis isyanını bir ileri boyuta taşıyarak çalıştığı şirketi dolandırmaya karar verir. Finansal işlemleri gerçekleştirirken küçük miktarda paralar çalan karakter, şirketin ufak meblağları fark etmeyeceğini düşünür.
2007 yılında 22 yaşındaki şirket çalışanı Michael Largent, online aracı şirketlerle 58,000 hesap açmak için otomatik kodlar oluşturur. Hesap açıldığında şirket hesabın düzgün bir şekilde açıldığını onaylamak için birkaç sent yatırır. Kısa zamanda 50,000$ biriktiren Largent FBI'ın dikkatini de üzerinde toplar.
Görünen o ki Largent çok fazla televizyon seyretmiş ve hesapları çizgi karakterler adına açmış. Sonunda yakalanan Largent, borçlarını ödemek için paraya ihtiyacı olduğu açıklamasını yaptı.
 
T

turtur

Kullanıcı
8 May 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
filmlerin hiçbirini daha önce izlemedim ben ya.film kültürüm 0'dır zaten ama görünüşe göre tamamen doğru bütün olaylar.çok enterasan.  ???
 
N

neslican

Kullanıcı
1 Tem 2010
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
ben 4 tanesini izledim ve etkilendim.. bu olaylarlada karşılaştırınca vayy be diyor insan.. bakalım 2012 nin maya kehaneti var sırada  ;D ;D
 
B

bjkerim

Kullanıcı
8 Kas 2008
En iyi cevaplar
0
0
Samsun
Yaş bu işler yaaa :D Az gene muhalefet olim
 
C

cantuuu

Kullanıcı
19 Mar 2011
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Geleceği tahmin etmek değilde , olacak olayların planlanıp olduğu zaman normal karşılamamız için olabilir mi acaba?
 
A

asukaki

Kullanıcı
23 Eki 2009
En iyi cevaplar
0
0
Trabzon
cantuuu' Alıntı:
Geleceği tahmin etmek değilde , olacak olayların planlanıp olduğu zaman normal karşılamamız için olabilir mi acaba?
Üstüne bastın bence  ;)
 
C

cantuuu

Kullanıcı
19 Mar 2011
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Asukaki :^)

Ben anlamam öle içimden geçti söyledim :p
 
Üst