Farklı düşüncelerin birbirlerine olan saygı ve sevgisi okumaya değer

[çöldeki bahçenin sırrı]

Bir adamcağız kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi birşey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Veli'nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektaş Veli 'ye anlatır ve Hacı Bektaş Veli helal değildir diye bu kurbanı ge
ri çevirir.

Bunun üzerine adam Mevlevi dergahına gider ve aynı durumu Mevlana 'ya anlatır. Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı Bektaş Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmediğini söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar.
Mevlana şöyle der:

- Biz bir karga isek Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz, ama o kabul etmeyebilir.

Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş dergahına gider ve Hacı Bektaş Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş Veli'ye sorar.
Hacı Bektaş da şöyle der:

- Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.

 

[ebruliyn]

Ders alınabilecek bir hikaye
Şimdiyi düşünüyorum da artık hem helal haram ayırımı,hemde insanların birbirine tahammülü,hoşgörüsü yok...

 

[çöldeki bahçenin sırrı]

çok doğru söylüyorsunuz kaldıki bu insanlar birbirinden farklı düşenceleri savunuyorlar. oysa şimdi kişi bizimle aynı düşüncedeyse ondan iyisi yok farklı düşünüyorsa vay haline bilmiyorum bu nesil farklılaşması mı? yoksa nesil yozlaşması mı..

 

[ebruliyn]

Maalesef herkes karşısındakini,duymak istediklerini söylediği sürece yanında :

 

[çöldeki bahçenin sırrı]

malesef  :-\

 

[Unstable]

Maalesef herkes karşısındakini,duymak istediklerini söylediği sürece yanında :

malesef durumun böyle olduğunu çok yoğun bir şekilde ben de hissetmekteyim. ama yine de olumlu düşünmeyi elden bırakmayarak "herkes" yerine "birçokları" diye adlandırmayı daha uygun buluyorum.
karşımdaki kişinin  birşey hakkında duymak istediği şeyin söylenmesini beklediğini hissettiğim anda, konuyu değiştirerek  çok ilgilendiği başka  bir konuyla ilgili sorular sorarak veya bahsederek onun odağını değiştirmiş oluyorum hem de kendi hoşlandığı birşeyden bahsetmesine fırsat vermiş olduğum için o kişinin benim  hakkımda iyi düşünmesini de sağlıyor. hem böylece karşımdaki kişiye hoşlandığı birşeyi anlatmasına izin vermiş oluyorum hem de önceki diğer konuyla ilgili olarak duymak istediği şeyi söyleyerek yalan söylememiş oluyorum. o istiyor diye yalan söylemektense ben böyle konu değiştirmeyi veya yorumsuz kalmayı tercih ediyorum. yada çok sıkışırsam esnek manalara sahip olan "doğrudur" kelimesine yüzüne hızlıca yapıştırıveriyorum.

 

[çöldeki bahçenin sırrı]

öncelikle kullandığınız yöntem gerçekten önemli ve başarılı bu yöntemi bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederim. ancak yinede insan karşı tarafın farklı düşünebileceğini kabullenmeli ve buna göre davranmalı çünki hayat bu şekilde yaşanılır kılınır. şunu hiçbir zaman basite almamalıyız eleştirisizlik kadar vahim bir durum yoktur eğer toplum bu şekilde giderse malesef çok bencil insanlar ortaya çıkacaktır. çünki eleştiri bir insanın gelişiminde önemli bir faktör diye düşünüyorum hassasiyetiniz için teşekkürler..