ummuhan1977
Kullanıcı
Dün bugün ve yarın birbirini hiç tanımayan ve asla bir araya gelemeyecek olan üç kardeş gibidir. Dünler dünü, yarınlar geleceği, bugünler ise anı yaşarlar. Dünlerin bugünden haberi yoktur yarınların da bugünlerden çünkü yarın için bugün de bir dündür. bugünler ise dünlerini iyi bilir ama yarınlarını tanımaz. bizler ise bu üç kardeşi bir araya getirmeye çalışanlarız. Üçünü de severiz ya da sevdiğimizi sanırız çünkü birisine karşı üvey kardeş muamelesi yaparız farkında olmadan; bugüne... dünü hep anar yarını hep özleriz fakat bugünü iter kalkarız. Tırnaklarımızla hırpalar bir an önce dün yapmak için çapalarız onu. Sonra da öldürür arkasından ağıtlar yakarız.
Bugüne karşı bu garezimiz nedir diye hiç düşündük mü? Muhtemelen bunu hiç düşünmedik. Çünkü içindeyiz onu yaşıyoruz ve düşünecek durumda değiliz.
Aslında mesele şu; dünya döndükçe var olacağımızı ve bugünlerin yarınlar için bir anlamının olmadığını düşünüyoruz. 60-70 yıl gözümüzde hiç aşılmayan bir yol gibi durmakta ve biz bu adımları koşarcasına aşmaktayız. Saliselerin adeta çıldırırcasına yürüdüğünü gördüğümde eyvah ömrüm ne çabuk tükeniyor diye düşünüyorum kendi kendime…
Dünleri bugünleri ve yarınları nasıl bir araya getirebiliriz? Hayatımızı boş bir levha üzerine koyalım. Dünleri sola bugünleri ortaya yarınları da sağ köşeye koyalım. Levhamız bizim ömrümüzün tamamını oluşturmuş olsun. Büyüklüğünü şu an için kestiremiyoruz. Sol tarafa baktığımızda dünümüzün devamlı surette sağa doğru kaydığını yani ömrümüzü aldığını ortaya baktığımızda bugünümüzün de sağa doğru kaydığını yani yarınımızı aldığını sağa doğru baktığımızda ise yarınımızın sabit durduğunu fakat küçüldüğünü yani azaldığını görüyoruz. Yarınımız sağa doğru kaymıyor yani ömrümüz çoğalmıyor! Ama küçülüyor. Geçen gün ömürdendir sözü size ne anımsatıyor! Dünler büyüyor bugünler kayıyor ve yarınlar küçülüyor. İşte bu levha ömür levhamız! Dün bugün ve yarın yani üç günlük bir maraton!
Anı yaşamak değerlendirmek varken bir sonraki güne göz dikip yaşamak ömrü boşu boşuna tüketmekten başka nedir ki! O zaman levhamıza dönüp baktığımızda ömrümüzün dünü bugünü ve yarını nasıl gözükür?
ümmühan yaşar
Bugüne karşı bu garezimiz nedir diye hiç düşündük mü? Muhtemelen bunu hiç düşünmedik. Çünkü içindeyiz onu yaşıyoruz ve düşünecek durumda değiliz.
Aslında mesele şu; dünya döndükçe var olacağımızı ve bugünlerin yarınlar için bir anlamının olmadığını düşünüyoruz. 60-70 yıl gözümüzde hiç aşılmayan bir yol gibi durmakta ve biz bu adımları koşarcasına aşmaktayız. Saliselerin adeta çıldırırcasına yürüdüğünü gördüğümde eyvah ömrüm ne çabuk tükeniyor diye düşünüyorum kendi kendime…
Dünleri bugünleri ve yarınları nasıl bir araya getirebiliriz? Hayatımızı boş bir levha üzerine koyalım. Dünleri sola bugünleri ortaya yarınları da sağ köşeye koyalım. Levhamız bizim ömrümüzün tamamını oluşturmuş olsun. Büyüklüğünü şu an için kestiremiyoruz. Sol tarafa baktığımızda dünümüzün devamlı surette sağa doğru kaydığını yani ömrümüzü aldığını ortaya baktığımızda bugünümüzün de sağa doğru kaydığını yani yarınımızı aldığını sağa doğru baktığımızda ise yarınımızın sabit durduğunu fakat küçüldüğünü yani azaldığını görüyoruz. Yarınımız sağa doğru kaymıyor yani ömrümüz çoğalmıyor! Ama küçülüyor. Geçen gün ömürdendir sözü size ne anımsatıyor! Dünler büyüyor bugünler kayıyor ve yarınlar küçülüyor. İşte bu levha ömür levhamız! Dün bugün ve yarın yani üç günlük bir maraton!
Anı yaşamak değerlendirmek varken bir sonraki güne göz dikip yaşamak ömrü boşu boşuna tüketmekten başka nedir ki! O zaman levhamıza dönüp baktığımızda ömrümüzün dünü bugünü ve yarını nasıl gözükür?
ümmühan yaşar