Doğa için 40 gün 40 gece yürüyecekler

  • Konbuyu başlatan waree
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde waree tarafından oluşturulan Doğa için 40 gün 40 gece yürüyecekler başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,843 kez görüntülenmiş, 6 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Doğa için 40 gün 40 gece yürüyecekler
Konbuyu başlatan waree
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan crt
W

waree

Kullanıcı
9 Ocak 2009
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
HES'ler, barajlar, madenler, nükleer, GDO'lu gıdalar, termik santraller, orman arazilerinin yok edilmesi, Anadolu halkını ayağa kaldırdı. Vadilerden, köylerden, kasabalardan, şehirlerden yola çıkan insanlar, Türkiye'nin dört yanından 40 gün 40 gece yol alarak kervanlar halinde Ankara'ya yürüyor
Binlerce yıldır insan uygarlığının beşiği olan Anadolu, bugün eşi görülmemiş bir yıkımla karşı karşıya. Anadolu halkı vadilerden, köylerden, kasabalardan, şehirlerden yola çıkıyor, Türkiye’nin dört bir yanından 40 gün 40 gece yol alarak kervanlar halinde Ankara’ya yürüyor.
‘Anadolu’yu Vermeyeceğiz’ sloganıyla organize edilen Büyük Anadolu Yürüyüşü, 2 Nisan günü Artvin’den yola çıkan Doğu Karadeniz kervanıyla başladı. Onu sırasıyla Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Hasankeyf’ten yola çıkacak Mezopotamya Kervanı, Türkiye’nin son göçerleri Sarıkeçililerin de develeriyle eşlik edeceği Doğu Akdeniz Kervanı, at arabalarını süslemiş, yola Bodrum’dan çıkmaya hazır Batı Akdeniz kervanı, İzmir’den başlayacak Kuzey Ege kervanı, Güney Ege kervanı, Trakya’dan başlayıp İstanbul yürüyüşçüleriyle birleşecek Trakya kervanı, Loç Vadisi’nin enerjisiyle yol alacak Batı Karadeniz kervanı ve son olarak Avanos’tan çıkacak İç Anadolu kervanı takip edecek. 10 farklı koldan ilerleyen yürüyüşçüler mayısın son haftası Ankara’da buluşacak. Ankara’da toplanacak halk talepleri kabul edilene kadar geri dönmeyecek.
Vadilerinden, köylerinden, şehirlerden yola çıkarak Ankara’ya doğru hareket edecek ekiplere, yol boyunca farklı illerden ve bölgelerden de insan katılımları gerçekleşecek. Herhangi bir kurum veya kuruluşun ortağı ya da düzenleyicisi olmayan tümüyle bireysel ve gönüllü çabalarla gerçekleşen yürüyüş herkesin katılımına açık. Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’nın derhal geri çekilmesini hedefleyen Büyük Anadolu Yürüyüşü, Anadolu’nun tüm akarsularının satılmasına neden olan ve sayısı 4 bini bulan HES ve barajların durdurulmasını istiyor.
Yürüyeceklerin diğer talepleri arasında dağları yok edecek olan 40 binin üzerindeki maden ruhsatının iptal edilmesi, nükleer enerji projelerinin durdurulması, 2B gibi ormanları yok edecek yasa tasarısının derhal geri çekilmesi gibi doğa üzerinde yok edici etkileri olan faaliyet ve düzenlemelerin durdurulması yer alıyor.

Neden yürüyorlar?
*Akdeniz kolundan Birhan Alakır
Yaşam kaynaklarımıza, kültürümüze ve doğamıza bu saldırılar gerçekleşirken hukuk işlemiyorsa, bilim insanlarının bu konudaki görüşlerine itibar edilmiyorsa, çeşitli dernek, platform ve STK’ların günübirlik eylem ve aktiviteleri hiçbir sonuç vermiyorsa, artık halk, siyaset üstü bir şekilde insiyatifi eline alıyor ve Anadolu’nun dört bir yanından yürüyüşe geçiyor. Çünkü artık sözün bittiği yerdeyiz!

*Doğu Karadeniz kolundan Sinan Akçal
Doğu Karadeniz’in derelerinin, ormanlarının talan edilmesine, yağmalanmasına karşı yürüyorum. Kuşların, böceklerin, ayıların, çakalların, bizler gibi dili yok. Avukatı yok. Bunların hakkını korumak için yürüyorum. Bu ülkeyi yönetenler bana eski Karadeniz’i, Senoz’u verinceye kadar da Ankara’dan dönmeyeceğim.

*Ege kolundan Deniz Güler
Yürümeme sebep olan, aslında iki büyük beklentidir: İnsanların kalbinde ufak dahi olsa bir kıvılcım yakabilmek ve Anadolu’nun sahipsiz olmadığını ispatlamaları. En önemli nedense yitirmek istemediğim ‘umut’.

*Güneydoğu Anadolu kolundan Dicle Tuba Kılıç
Doğamızın hatta gezegenimizin yok olmasına izin vermeyeceğiz. Vicdanımızın sesi bize Anadolu’muzun doğası, kültürü ve gelecek nesillerimiz için yürümemizi söylüyor. Uygarlıkların beşiği olan Mezopotamya’da nehirlerimizin, derelerimizin özgürce akmasını, tüm canlılara yaşam getirmesini, barajların durmasını hatta tüm barajların yıkılmasını istiyoruz.

*Trakya kolundan Güven Yüksek
Yürüyoruz çünkü hiçbir enerji, tüm canlıların ortak yaşam hakkı olan doğanın acımasızca yağmalanmasını vicdanıma kabul ettiremez. Kervanımız, 22 Nisan Pazar günü Trakya Enez bölgesinden çıkacak ve 2 Mayıs’ta biz İstanbul’dakilerin katılımıyla Kocaeli, Akyazı, Mudurnu ve Beypazarı’ndan geçerek Ankara’ya varacak.

*İspir’den Hanefi Aksu
Yaşam alanlarımıza ve suyumuza sahip çıkmak için yürüyoruz. Eğer bu ülkeyi yönetenler ve yasalar doğamızı korumayacaksa halk koruyacaktır. Şurası kesin olarak bilinsin ki, biz Anadolu halkı, köklerimize ve doğamıza ne pahasına olursa olsun sahip çıkacağız. Kimse bizi yönetenlere doğayı yok etsinler diye bir yetki vermiyor.

*Batı Karadeniz kolundan Hafize Teke
Rahmetli babamla saban sürüp ektiğim topraklarım bugün işgal altında. Kanunlarımız bizleri koruyordu. Hakkımızı veriyordu. Ama şimdi bu haklı durumlarımızı elimizden alacak Tabiat Kanunu diye içi bozuk kanunlar çıkarıyorlarmış. Biz böyle tabiatı bozuk kanun istemiyoruz. Derdimizi vekillerimize, Başbakan’ımıza, Türkiye’mize, tüm dünyaya anlatmak için Ankara’ya kadar yürüyeceğiz. Vadimizi, köyümüzü vermeyeceğiz.

Ankara’da ne talep edilecek?
* Doğanın yaşama hakkının anayasal güvence altına alınması
* Kırsaldan büyük kentlere göçün engellenmesi
* HES ve baraj projelerinin durdurulması
* Ormanların yok edilmesine son verilmesi
* Madencilik faaliyetlerinin durdurulması
* Yanlış tarım politikalarının terk edilmesi; hibrit tohumların, GDO’lu ürünlerin ve üretimde kullanılan her türlü kimyasal maddenin kullanımının durdurulması
* Termik ve nükleer santral yatırımlarının durdurulması.
* ÇED Yönetmeliği’nin iptal edilmesi
* Tüm koruma alanlarını ticari yatırımlara açan Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı’nın geri çekilmesi, Yenilenebilir Enerji Kanunu’nun iptal edilmesi
* Devlet Su İşleri (DSİ) ile Çevre ve Orman Bakanlığı’nı aynı çatı altında birleştiren yapının değiştirilmesi
Yürüyüş kollarını takip etmek, gün gün fotoğrafları görmek için www.anadoluyuvermeyecegiz.net,
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
"Yürümekle yollar aşınmaz" bknz: Süleyman Demirel... Ve ne acıdır ki;fazlasıyla doğru sözdür. Tarih buna fazlasıyla şahittir.
Konu için teşekkürler...
 
A

asukaki

Kullanıcı
23 Eki 2009
En iyi cevaplar
0
0
Trabzon
Doğru Karadeniz... En güzel sahillerin yola çevrilse de, Yürüyün arkadaşlar Korsan söylediğin gibi kesinlikle katılıyorum.
 
W

waree

Kullanıcı
9 Ocak 2009
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Köylerden, kasabalarından, şehirlerden yola çıkarak 11 koldan 40 gün 40 gece Ankara'ya yürüyen "Anadolu'yu Vermeyeceğiz" grubunun şehre girmesine izin yok. Binlerce çevreci Ankara girişinde nöbete başladı.

Çevre tahribatına dikkat çekmek ve yetkilileri uyarmak amacıyla, "Büyük Anadolu Yürüyüşü" adı altında Türkiye'nin dört bir yanından küçük gruplar halinde günlerce yürüyerek Ankara girişinde buluşan ve şehre birlikte giriş yapmak isteyen çevrecilere polis engel oldu.

Binlerce kişiyi şehir girişinde durduran polis, köyünden, kasabasından yola çıkan Anadolulu çevrecilerin Ankara'da yapmak istedikleri mitinge izin vermedi.
Kalabalık halen Ankara girişinde beklemesini sürdürürken, buradaki bölge festival havasına büründü. Kararlılıkla beklemeye devam eden grup, seslerini bulundukları yerden Ankara'daki siyasilere duyurmak için dans edip slonganlar attı.

"ARTIK BİR SEÇİM YAPMALIYIZ"
"Dağlarımızı, ormanlarımızı, kıyılarımızı, derelerimizi, göllerimizi sahipleniyoruz ve bunların özelleştirilmesi, bir mal gibi alıp satılmasını kabul etmiyoruz" diyen çevreciler, herkesi Anadolu'ya sahip çıkmaya çağırdı.

"Ege, Güney Ege, Kuzey Ege, Doğu Karadeniz, Batı Karadeniz, Orta Karadeniz, Trakya-Marmara, İç Anadolu, Batı Akdeniz, Doğu Akdeniz, Mezopotamya" şeklinde 11 koldan Ankara'ya yürüyen 81 ilin temsilcileri "Artık bir seçim yapmak zorundayız: Ya sınır tanımayan tüketim alışkanlıklarımızı sürdürerek, doğayla birlikte kendimizi de yok edeceğiz ya da onunla uyumlu bir yaşamı seçeceğiz" dedi.


KOYUNLARI, KEÇİLERİ İLE GELDİLER

Ankara'ya doğru köyünden çevre tahribatına dur denmesini isteyerek yürüyen köylüler ise yanlarında koyun, keçi, köpek gibi hayvanları ile Ankara'ya geldiler. Çiftçiler, doktorlar, köylüler, muhasebeciler, öğrenciler, esnaflar gibi toplumun çok çeşitli kesiminden oluşan grup, manifestolarında şunları bildirdi:

"Kendini doğa ananın sahibi değil bir parçası olarak gören bizler :

İçinde varolduğumuz doğayı ve onun hassas dengesini tehdit eden, yukarıda sıraladığımız ilkeleri ve talepleri karşılamayan, ulusal veya uluslararası yasa, sözleşme, antlaşma ve bunların uygulamalarının tümünü reddediyoruz.

Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan doğamızın kadim dengesini, sağlıklı ve mutlu bir yaşamın birinci şartı olarak görüyoruz. Varolan idari sistemin, taleplerimizi karşılayacağına dair inancımız kalmadığından; halk olarak bu gidişe dur diyor, parçası olduğumuz doğaanamızın haklarıyla birlikte kendi yaşam hakkımızı savunmak için ayağa kalkıyoruz."(T24)
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
Köylüler kırk gün kırk gece yürüyerek seslerini duyurabilmiş ...
Doğaya sahip çıkabilmişler mi bari?:)
 
W

waree

Kullanıcı
9 Ocak 2009
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
crt' Alıntı:
Köylüler kırk gün kırk gece yürüyerek seslerini duyurabilmiş ...
Doğaya sahip çıkabilmişler mi bari?:)
görsel yazılı basında kısmen yer buldu ama ülkemizde temel sorun inslar yasal olarak haklarını alması biraz uzun sürüyor 

çevrecilerin mücadelesinin sonuç verdiği yerlerde var :

Çevrecilerin HES mücadelesine idareden destek geldi. Ordu'da hafriyatı dereye döken HES'in
faaliyeti durduruldu. Bu karar bir ilk.




Çevrecilerin HES mücadelesine idareden destek geldi. Ordu'da hafriyatı dereye döken HES'in faaliyeti durduruldu. Bu karar bir ilk.

İdare ilk kez HES kapattı

Ordu Fatsa’nın susamuru ve kış nergisiyle tescilli vadisi Bolaman’da yapımı devam eden hidroelektrik santralın (HES) faaliyetleri Ordu İl ve Çevre Orman Müdürlüğü’nce ‘çıkarılan hafriyatı dere yataklarına boşalttıkları’ gerekçesiyle durduruldu. İdarenin ilk kez bir HES’in faaliyetini durdurduğunu söyleyen çevreciler, kararın örnek olmasını istiyor.

Bolaman Vadisi’ndeki Atilla 1 ve Atilla 2 HES projeleri hakkında Derecikalan Mahallesi Muhtarı İmdat Şahin, Avcılık ve Atıcılık Derneği’nden Osman Güvenalp ve bölge sakinlerinden Birol Tutkan Ordu Valiliği’nin ‘ÇED gerekli değildir’ kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açtı. Köylüler aynı zamanda HES projesi sahibi şirketin çıkardığı hafriyatı dere yatağına boşalttığı için Ordu Çevre ve Orman Müdürlüğü’ne şikâyette bulundu.

Çevre ve Orman Bakanlığı’na bağlı olan müdürlük bu talep üzerine inceleme yaptı ve mevzuatın öngördüğü yaptırımlardan biri olan ‘şirketin faaliyetlerinin durdurulmasına’ karar verdi. 26 Nisan 2011’de verilen bu kararla aynı tarihte Ordu İdare Mahkemesi de, işletmenin devam eden faaliyetlerinin yürütmesini durdurdu.

Davacı tarafların avukatı Alp Tekin Ocak, “Ordu’da ilk kez kapatma kararı verildi. Daha önce en fazla para cezaları veriliyordu. Milyon liralık yatırımlar için kesilen bu cezalar çerez gibi kalıyordu” derken, Derelerin Kardeşliği Platformu’ndan Mevlüt Gürkan, “Mahkeme, doğacak zararın giderilmesinin mümkün olmadığını belirtti. Türkiye’de örneği olmayan bir kararı da İl ve Çevre Orman Müdürlüğü verdi. İnşallah bundan sonraki idare ve mahkemeler bu kararları örnek alır. Bizim için büyük bir kazanç” dedi. Ordu Temiz Enerji Platformu’ndan Coşkun Türkeli de, “Ordu’da 71 HES projesinden 5 - 6 tanesi mahkeme kararıyla durduruldu. İnsanları bilgilendirdik, köylüler savunuyor vadisini” diye konuştu.
 
Üst