Kitabı kendi yazarının anlattığı ifadelerle tanıtmak istiyorum.
Mutlaka göz atmanız gereken bir kitap diyorum.
Şimdiden keyifli dakikalar.
Dilek Dündar : El âlem ne der?
- Konuyu Başlatan Codex
- Başlangıç tarihi
Kitabı kendi yazarının anlattığı ifadelerle tanıtmak istiyorum.
Mutlaka göz atmanız gereken bir kitap diyorum.
Şimdiden keyifli dakikalar.
A
ayben
Teşekkürler Özgür listeme ekledim bu kitabı da 
Nekadar kabul eymesek etmeyelim aile ,mahalle ,çevre baskısı derken evet ya kendimizden ziyade adeta elalem için yaşadığumız kanısındayım..
Kitabın dından da anlaşıldığı gibi gerçekketen dikat çekici oldukça önemli bir konuyu dile getirmiş olduğunu tahmin ediyorum okumaya çalışacağım..
Teşekkürler .
Kitabın dından da anlaşıldığı gibi gerçekketen dikat çekici oldukça önemli bir konuyu dile getirmiş olduğunu tahmin ediyorum okumaya çalışacağım..
Teşekkürler .
H
hayalhane
teşekkürleeer ;D ;D
Ne kadar kabul etmesek etmeyelim aile ,mahalle ,çevre baskısı derken evet ya kendimizden ziyade adeta e lalem için yaşadığımız kanısındayım..
Aile de toplum içerisinde dışlanmadan yaşayabilmek adına zaman zaman hepimiz kendimizdem ödünler veriyoruz.
aile büyüklerimiz ,toplumun ''sus,ayıp,hanımhanımcık ol,adam gibi davran...''alt başlıklarıyla,beynimize ince ince işleyerek,aynı kabın şeklini verdirme, bilinçli-bilinçsiz koşullandırma gerekliliğinin ve isteğinin ana başlığıdır;elalem ne der cümlesi.
Ve ben bu sözden artık nefret ediyor ,baskı ve yaptırımlardan uzak kendim gibi yaşamak istiyorum.
Sanırım sizlerde bana katılıyorsunuzdur?
Kitabı gerçktende çok merak ettim ..
Aile de toplum içerisinde dışlanmadan yaşayabilmek adına zaman zaman hepimiz kendimizdem ödünler veriyoruz.
aile büyüklerimiz ,toplumun ''sus,ayıp,hanımhanımcık ol,adam gibi davran...''alt başlıklarıyla,beynimize ince ince işleyerek,aynı kabın şeklini verdirme, bilinçli-bilinçsiz koşullandırma gerekliliğinin ve isteğinin ana başlığıdır;elalem ne der cümlesi.
Ve ben bu sözden artık nefret ediyor ,baskı ve yaptırımlardan uzak kendim gibi yaşamak istiyorum.
Sanırım sizlerde bana katılıyorsunuzdur?
Kitabı gerçktende çok merak ettim ..
"El alem ne der" diye kendimden ödün vermiyorum ama öyle bir an geliyor ki,el alem sırf,el alme ne der demesin diye yaptığımız eylemlerimize dikkat etmiyorda değilim..
Elin ağzı torba değil ki büzesin ama öyle şeyler söylüyorlar ki,yeri geliyor kendini frenlemek zorunda hissediyorsun..Her ne kadar el aleme biz bir şey demesekte,el alem çok güzel diyebilme zihniyetine sahib...
El alem için yaşamıyorum,el aleme karışmıyorum,el alememin ardından konuşmuyorum..Kimseye bir şey demiyorum,kimseninde bana bir şey demesi hakkını vermiyorum..
Bu hayat benim,bir daha dünyaya geleceğimi hiç sanmıyorum..İnsan farklılıklarıyla güzeldir...
Farkındalığın farkında olmak daha güzeldir..
Elin ağzı torba değil ki büzesin ama öyle şeyler söylüyorlar ki,yeri geliyor kendini frenlemek zorunda hissediyorsun..Her ne kadar el aleme biz bir şey demesekte,el alem çok güzel diyebilme zihniyetine sahib...
El alem için yaşamıyorum,el aleme karışmıyorum,el alememin ardından konuşmuyorum..Kimseye bir şey demiyorum,kimseninde bana bir şey demesi hakkını vermiyorum..
Bu hayat benim,bir daha dünyaya geleceğimi hiç sanmıyorum..İnsan farklılıklarıyla güzeldir...
Farkındalığın farkında olmak daha güzeldir..
Öyle anlar gelir ki ..
Elalemin ne diyeceğini düşünmeden yine elalemin hakkını savunabilmek adına her türlü riski göze almaktan çekinmiyorsan...
Aykırılıktan da öte uçtasın ve kendiliğinden kalıplaşmış yanlış kuralları yıkmış ve çok şeyi başarmışsın demektir ...
Elalemin ne diyeceğini düşünmeden yine elalemin hakkını savunabilmek adına her türlü riski göze almaktan çekinmiyorsan...
Aykırılıktan da öte uçtasın ve kendiliğinden kalıplaşmış yanlış kuralları yıkmış ve çok şeyi başarmışsın demektir ...
Dün okuduğum bir kitapta Nasrettin Hoca2nın bir fıkrası tamda bu konu üzerine denk geldi... 
Bir gün hoca merhum, oğlunu eşeğe bindirmiş kendisi arkasından ağır ağır yürüyerek köye gidiyorlarmış. Yolda bunları görenler:
— Dünya tersine döndü galiba! Baksana hale! ihtiyar adam yerde yürüyor da parmak kadar çocuk eşeğin üzerinde. Ne ayıp şey değil mi? diye söylenmeye başlamışlar.
Bu sözleri duyan hoca merhum, merkepten oğlunu indirip kendisi binmiş. Biraz gidince birkaç kişiye daha rastlamışlar. Onlar da:
— Şu hale bakın siz! Koskoca adam binmiş eşeğe, parmak kadar çocuk arkasından yetişeyim diye ter döküyor, insanoğlu işte, hep kendini düşünür, diye konuşmaya başlamışlar.
Bu sözleri de duyan hoca:
— Oğlum en iyisi gel beraber binelim. Bakalım ne diyecekler? demiş.
Hoca önde, oğlu arkada giderken birkaç kişi daha görmüş onları. Onlar da:
— Şu insanoğlunda merhamet diye bir şey kalmadı. Baksana eşeğin beli nerdeyse yere değecek. Yerde yürüseler sanki ölecekler mi? Azıcık korkusu olan insan böyle yapmaz, gibi sözler söyleyerek uzaklaşmışlar.
Hoca bu sefer:
— Oğlum en iyisi mi, ikimiz de yürüyelim, öyle ettik olmadı, böyle ettik olmadı. Bir de bu şekil deneyelim bakalım, demiş.
Eşek önlerinde, onlar arkada yollarına devam ederlerken, birkaç kişi daha görmüş bunları. Onlar da:
— Şunlarınki de akıl mı yani? Eşek önlerinde bomboş gidiyor da her ikisi de şu sıcakta yerde yürüyorlar, insan, boş eşşek olur da binmez mi hiç?!, demişler.
Bu sözleri de duyan hoca:
— Gördün ya oğul, her kafadan bir ses çıkıyor. Ne yapsan beğenmiyorlar. En iyisi bildiğinden şaşmayacaksın. Elin ağzı torba değil ki, büzesin!.. demiş.
Söylenecek söz kalmamış
Bir gün hoca merhum, oğlunu eşeğe bindirmiş kendisi arkasından ağır ağır yürüyerek köye gidiyorlarmış. Yolda bunları görenler:
— Dünya tersine döndü galiba! Baksana hale! ihtiyar adam yerde yürüyor da parmak kadar çocuk eşeğin üzerinde. Ne ayıp şey değil mi? diye söylenmeye başlamışlar.
Bu sözleri duyan hoca merhum, merkepten oğlunu indirip kendisi binmiş. Biraz gidince birkaç kişiye daha rastlamışlar. Onlar da:
— Şu hale bakın siz! Koskoca adam binmiş eşeğe, parmak kadar çocuk arkasından yetişeyim diye ter döküyor, insanoğlu işte, hep kendini düşünür, diye konuşmaya başlamışlar.
Bu sözleri de duyan hoca:
— Oğlum en iyisi gel beraber binelim. Bakalım ne diyecekler? demiş.
Hoca önde, oğlu arkada giderken birkaç kişi daha görmüş onları. Onlar da:
— Şu insanoğlunda merhamet diye bir şey kalmadı. Baksana eşeğin beli nerdeyse yere değecek. Yerde yürüseler sanki ölecekler mi? Azıcık korkusu olan insan böyle yapmaz, gibi sözler söyleyerek uzaklaşmışlar.
Hoca bu sefer:
— Oğlum en iyisi mi, ikimiz de yürüyelim, öyle ettik olmadı, böyle ettik olmadı. Bir de bu şekil deneyelim bakalım, demiş.
Eşek önlerinde, onlar arkada yollarına devam ederlerken, birkaç kişi daha görmüş bunları. Onlar da:
— Şunlarınki de akıl mı yani? Eşek önlerinde bomboş gidiyor da her ikisi de şu sıcakta yerde yürüyorlar, insan, boş eşşek olur da binmez mi hiç?!, demişler.
Bu sözleri de duyan hoca:
— Gördün ya oğul, her kafadan bir ses çıkıyor. Ne yapsan beğenmiyorlar. En iyisi bildiğinden şaşmayacaksın. Elin ağzı torba değil ki, büzesin!.. demiş.
Söylenecek söz kalmamış
hayatımızı hep başkaları ne der diye okadar cok şeyden vazgeçiyoruz ki hoş niye böyle yapıyoruz anlamıyorum.bence hayat olması istenen gibi değil ,olmasını istediğimiz gibi olmalıdır.bunun bedeli ağır olabilir ama hiçbir bedel başkasının hayatını yaşamaktan daha ağır değildir bu sözü konuyla ilgili olduğunu düşündüğüm için söyledim.güzel bir kitaba benziyor okumaya çalışacam teşekürler.
Sanırım kitap tam anlamıyla türkiye ye hitap ediyor.Çokda gerekli ve önemli bir konu zaten "elalem" konusu.Hayatımda belkide en çok duyduğum sözdür ..
Yoksa sizde elalem neder diyenlerdenmisiniz ? O zaman kendinizi ve elalemi kandırmayı devam edin !
Yoksa sizde elalem neder diyenlerdenmisiniz ? O zaman kendinizi ve elalemi kandırmayı devam edin !
