
19 Mayıs 1919da Ulu Önderimizin Samsun'a çıkışıyla başlayan kurtuluş mücadelemizin şerefli sonucudur 29 Ekim 1923. Bugünse bu sonuca erişin 85.yıl dönümüdür.
Başarı öykümüzün yinelenişidir!
Acısı ve tatlısıyla, Türk olana ne mutludur.
Atamız demiş ki (1926):
"Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından mürekkep büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır. Bu gibi bedbahtların, Cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları muameleye maruz kalmaktan başka nasipleri olmaz. Benim naçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşıyacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir."

Ne mutlu Türk'üm diyene!
Bunu bilmek ve yaşamak inancıyla, Cumhuriyetimizin 85. yaşının sevincini yaşayarak, diyorum ki:
Hak ve hürriyetlerden yoksun toplumların ayakta kalmaları ve yaşamaları mümkün değildir. Bu nedenle, bizlere ve gelecek nesillere düşen en önemli görev; Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunmak, Atatürk ilke ve inkılaplarını koruyup, kollamak iç ve dış tehditlere karşı duyarlı olmaktır.
Cumhuriyet, demokrasiyi geliştiren en iyi sistemdir. Kişinin hak veözgürükleri ancak bu sistem içinde güvencede olabilir.Türk Milleti Cumhuriyet'e bağlanıp,onu yüceltip geliştirebilirse demokrasinin nimetlerinden yararlanır ve çağdaş toplumlar içindeki yerini alır.Bu nedenle Cumhuriyeti yüceltip sürdürmek her Türk'ün milli görevidir.
Bu vatan,bu Cumhuriyet, bize emanettir. Değerini bilelim... Şehitlerimizi rahmetle anarak ve içten içe şükranlarımı sunarak, saygıyla siz kendinigelistir.com & kalbim.gen.tr ziyaretçilerimizi selamlıyorum.