DeryaDer
Derya Karacan
Moderatör
Şu yaşınıza geldiniz bir kere bile yüksek sesle bir metin okumadınız. Şimdi hayatınızın performansı ile karşı karşıyasınız.
Şu yaşınıza geldiniz bir kere bile yüksek sesle bir metin okumadınız. Hele ki dinleyicinin ilgisini ayakta tutmak için hiç mi uğraşmadınız. Ama şimdi hayatınızın performansı ile karşı karşıyasınız. İki minik göz size dikilmiş, iki küçük kulak duyacaklarını bekliyor. Hebele gübele, monoton, sıkıcı bir okuma ile iyi bir performans arasındaki fark çocuğunuzun kitaplarla arasında kurduğu bağda belirleyici olacak. O zaman kolları sıvayın, kitap okuma sanatı dersimiz başlıyor.
‘’Evim noyut odaaaa, bakla sofaaaa’’...
Malum Ladin kitap kurdu. Bu durum canıma okuyor. Zira kitaplar oku oku bitmiyor. 10 tane okusan 11’nciyi istiyor. Bir süre sonra dilim damağım kuruyor. Arada evde eş dost varken, elinde kitap çıkageliyor. ‘’Biz okuyalım’’ tekliflerini ne yazık ki reddediyor, ayağını yere vurup tutturuyor: ‘’ Hayıy annem okusun’’ Çocuk haklı. İnsanlar genelde çocuklara kitap okumak konusunda çok becerikli değiller. İşte size çocuğunuzu kurmacanın büyülü dünyası ile tanıştırmak için bir kaç ip ucu.
Belli bir yaşın altındaki bazı çocuklar kitap okunmasından hoşlanmıyor. Bunun yerine kitaptaki resimleri interaktif olarak anlatın.
Yüksek sesle okunması kolay, kulağa hoş gelen kitaplar seçin.
Kitabı çocuğunuzun hatırı için bitse de gitsek diye okumayın. Çocuğa kitap okumak bir tür oyunculuktur sizin için de çok zevkli olabilir.
Hikayenin içine girin, ne okuduğunuzu fark etmeden önünüzdeki yazıları okuyup geçmeyin.
Eğer tekliyorsanız, çok yavaş okuyun.
Sesinizi kullanın. Tonlama yapın. Melodi katın. Bazı kelimeleri uzata uzata bazı kelimeleri ya da bölümleri yerine göre yüksek sesle ya da hızlı hızlı okuyun. Durmanız gereken yerlerde küçük esler verin. Gerçekten hikayenin içine girerseniz bunu rahatlıkla yaparsınız.
Kasabanın en Şık Devi Kitabı’nda; ”aman pantolonu düşüyor bu dev fena üşüyor! ” cümlesini bir anda öyle yüksek sesle ve tekerleme tadında okuruz ki Lado buna bayılır. Gün içinde bu cümleyi kendi kendine tekrarlar duru. Hatta bazen ‘’Amaaaa...’’ diye sufle veririm hemen cümleyi kikirdeyerek tamamlar.
Mimik ve sesler kullanın. Şaşırılacak yerde şaşırın, sevinilecek yerde sevinin.
Gözünüzü sürekli kitapta tutmayın, çocuğunuzla göz ve ten teması kurun.
Her kitabın belli bir yerinde küçük şakalarınız olabilir. Bir köpek koklaya koklaya bir şey arıyorsa, hikayenin akışını kesmeden o köpek olup muzipçe onu koklayabilirsiniz. Kikirdemenin biri bin para olacaktır.
Hikayede kapı çalınıyorsa, ta tak diye dolabın kapağına vurabilirsiniz. Rüzgar esiyorsa, nefesini suratına üfleyebilirsiniz. Bu tür efekt fırsatlarını hiç kaçırmayın.
Çocuk kitap okuma işinin pasif bir unsuru değildir. Son derece aktif dinler. Kitapta bir soru soruluyorsa, okuma akışını kesmeye bile gerek kalmadan bu soru ona sorulmuş gibi yapabilirsiniz. Coşkulu bir ‘’evetttttttt’’ ya da ‘’hayırrrr’’ cevabı almanız işten bile değildir.
Size bir soru sormuyorsa hikayeyi kesip, konuyu anlaması için açıklamalarda bulunmayın. Çocukların anlama kapasitesi sandığımızdan daha fazla.
Sorular soruyorsa, karakterler ve olaylar üzerine onunla konuşun. Ama net, kısa açıklayıcı ve tanımlayıcı cevaplar vermeyin. Onun hikayeyi algılama şeklini şekillendirmeyin.
Kitapları defaten okuduktan sonra, okumanız ciddi anlamda gelişir.
Çocuklar kitapları hemen ezberlerler. Bazı cümleleri onun tamamlamasına izin verin. Mesela ben; ‘’Aysel Hanım yerdeki su birikintisine baktı’’ der dururum. Lado hemen atlar; ‘’seni gidi yaramaz!’’ Hatta bazı kitaplarda her sayfadaki ilk cümleyi okuyorum, gerisini ezberden o söylüyor.
kaynak: www.ntvmsnbc.com
Şu yaşınıza geldiniz bir kere bile yüksek sesle bir metin okumadınız. Hele ki dinleyicinin ilgisini ayakta tutmak için hiç mi uğraşmadınız. Ama şimdi hayatınızın performansı ile karşı karşıyasınız. İki minik göz size dikilmiş, iki küçük kulak duyacaklarını bekliyor. Hebele gübele, monoton, sıkıcı bir okuma ile iyi bir performans arasındaki fark çocuğunuzun kitaplarla arasında kurduğu bağda belirleyici olacak. O zaman kolları sıvayın, kitap okuma sanatı dersimiz başlıyor.
‘’Evim noyut odaaaa, bakla sofaaaa’’...
Malum Ladin kitap kurdu. Bu durum canıma okuyor. Zira kitaplar oku oku bitmiyor. 10 tane okusan 11’nciyi istiyor. Bir süre sonra dilim damağım kuruyor. Arada evde eş dost varken, elinde kitap çıkageliyor. ‘’Biz okuyalım’’ tekliflerini ne yazık ki reddediyor, ayağını yere vurup tutturuyor: ‘’ Hayıy annem okusun’’ Çocuk haklı. İnsanlar genelde çocuklara kitap okumak konusunda çok becerikli değiller. İşte size çocuğunuzu kurmacanın büyülü dünyası ile tanıştırmak için bir kaç ip ucu.
Belli bir yaşın altındaki bazı çocuklar kitap okunmasından hoşlanmıyor. Bunun yerine kitaptaki resimleri interaktif olarak anlatın.
Yüksek sesle okunması kolay, kulağa hoş gelen kitaplar seçin.
Kitabı çocuğunuzun hatırı için bitse de gitsek diye okumayın. Çocuğa kitap okumak bir tür oyunculuktur sizin için de çok zevkli olabilir.
Hikayenin içine girin, ne okuduğunuzu fark etmeden önünüzdeki yazıları okuyup geçmeyin.
Eğer tekliyorsanız, çok yavaş okuyun.
Sesinizi kullanın. Tonlama yapın. Melodi katın. Bazı kelimeleri uzata uzata bazı kelimeleri ya da bölümleri yerine göre yüksek sesle ya da hızlı hızlı okuyun. Durmanız gereken yerlerde küçük esler verin. Gerçekten hikayenin içine girerseniz bunu rahatlıkla yaparsınız.
Kasabanın en Şık Devi Kitabı’nda; ”aman pantolonu düşüyor bu dev fena üşüyor! ” cümlesini bir anda öyle yüksek sesle ve tekerleme tadında okuruz ki Lado buna bayılır. Gün içinde bu cümleyi kendi kendine tekrarlar duru. Hatta bazen ‘’Amaaaa...’’ diye sufle veririm hemen cümleyi kikirdeyerek tamamlar.
Mimik ve sesler kullanın. Şaşırılacak yerde şaşırın, sevinilecek yerde sevinin.
Gözünüzü sürekli kitapta tutmayın, çocuğunuzla göz ve ten teması kurun.
Her kitabın belli bir yerinde küçük şakalarınız olabilir. Bir köpek koklaya koklaya bir şey arıyorsa, hikayenin akışını kesmeden o köpek olup muzipçe onu koklayabilirsiniz. Kikirdemenin biri bin para olacaktır.
Hikayede kapı çalınıyorsa, ta tak diye dolabın kapağına vurabilirsiniz. Rüzgar esiyorsa, nefesini suratına üfleyebilirsiniz. Bu tür efekt fırsatlarını hiç kaçırmayın.
Çocuk kitap okuma işinin pasif bir unsuru değildir. Son derece aktif dinler. Kitapta bir soru soruluyorsa, okuma akışını kesmeye bile gerek kalmadan bu soru ona sorulmuş gibi yapabilirsiniz. Coşkulu bir ‘’evetttttttt’’ ya da ‘’hayırrrr’’ cevabı almanız işten bile değildir.
Size bir soru sormuyorsa hikayeyi kesip, konuyu anlaması için açıklamalarda bulunmayın. Çocukların anlama kapasitesi sandığımızdan daha fazla.
Sorular soruyorsa, karakterler ve olaylar üzerine onunla konuşun. Ama net, kısa açıklayıcı ve tanımlayıcı cevaplar vermeyin. Onun hikayeyi algılama şeklini şekillendirmeyin.
Kitapları defaten okuduktan sonra, okumanız ciddi anlamda gelişir.
Çocuklar kitapları hemen ezberlerler. Bazı cümleleri onun tamamlamasına izin verin. Mesela ben; ‘’Aysel Hanım yerdeki su birikintisine baktı’’ der dururum. Lado hemen atlar; ‘’seni gidi yaramaz!’’ Hatta bazı kitaplarda her sayfadaki ilk cümleyi okuyorum, gerisini ezberden o söylüyor.
kaynak: www.ntvmsnbc.com