DeryaDer
Derya Karacan
Moderatör
Bu çocuk kime benzedi böyle?
Ne biçim bir çocuksun sen?
Çoğu anne babanın çocuğuna haksızca söylediği bu söylem herkese tanıdık gelmiştir. Oysa bu haksız ve acımasız söylemi çocuğunuza/çocuğumuza yöneltmeden önce kendinizin/kendimizin farkında olmanız/olmamız gerektiği gerçeği vardır.
Çocuk kime benzeyebilir ki, sizin gözetiminizde olup özbakımının çoğunu siz yaparken, çocuğunuz ve siz aynı yaşamın parçalarıyken sizden başka kime benzeyebilir?
Gerek öğretmenler gerekse anne babalar siz neyseniz çocuğunuz/öğrenciniz de odur. Öğretmen arkadaşlarım, hocam sizin öğrencilerinizin duruşu, konuşmaları, ellerini kullanışları size ne kadar çok benziyor dedikten sonra, öğrencilerimi daha iyi gözlemledim. Sonuç gerçektende söylendiği gibiydi. Zamanla benleşmişler ve bana benzemişlerdi. Hatta bana söylenenden daha çok benzer yönler bulduğumu söyeleyebilirim.
Velilerle birebir görüşme yapmak için onları davet ettiğimde karşımdaki veli değil sanki velinin çocuğu!
Çocuğunuzu acımasızca eleştirmeden önce kendinizi eleştirmelisiniz.
Çocuğum kitap okumuyor.
Çocuğum tüm gün televizyon izliyor ve karşısında ders çalışıyor.
Çocuğum bilgisayar başından kalkmıyor.
Çocuğum henüz lisede sigara kullanıyor.
Siz okumazsanız çocuğunuz okumaz. Siz akşamları dizilerinizi kaçırmadan izlerseniz, çocuğunuz da sizinle birlikte izler. Siz bilgisayar başından kalkmayıp bilgisayarda oyun oynarsanız, çocuğunuz da bilgisayar başından kalkmaz. Siz sigara içerseniz çocuğunuz da içer.
Çocuğum sebze yemiyor şikayetinde bulunan anneler, çocuğunuzun babası sebze yemezse çocuk da yemez. Öyleyse anne-baba-öğretmen olarak çocuktan önce kendimizi eleştirmeliyiz. Eğer siz neşeli ve güleryüzlü iseniz çocuğunuzda neşeli ve güleryüzlü olur. Çocuk bizleri model alır. Eğer siz saldırgan ve sinirli iseniz çocuğunuzda saldırgan ve sinirli olur. Çocuğumuza kazandırmak istediğimiz davranışı önce kendimiz kazanmalıyız
yazan: : F. Derya KARACAN
kaynak: www.deryakaracan.com
Ne biçim bir çocuksun sen?
Çoğu anne babanın çocuğuna haksızca söylediği bu söylem herkese tanıdık gelmiştir. Oysa bu haksız ve acımasız söylemi çocuğunuza/çocuğumuza yöneltmeden önce kendinizin/kendimizin farkında olmanız/olmamız gerektiği gerçeği vardır.
Çocuk kime benzeyebilir ki, sizin gözetiminizde olup özbakımının çoğunu siz yaparken, çocuğunuz ve siz aynı yaşamın parçalarıyken sizden başka kime benzeyebilir?
Gerek öğretmenler gerekse anne babalar siz neyseniz çocuğunuz/öğrenciniz de odur. Öğretmen arkadaşlarım, hocam sizin öğrencilerinizin duruşu, konuşmaları, ellerini kullanışları size ne kadar çok benziyor dedikten sonra, öğrencilerimi daha iyi gözlemledim. Sonuç gerçektende söylendiği gibiydi. Zamanla benleşmişler ve bana benzemişlerdi. Hatta bana söylenenden daha çok benzer yönler bulduğumu söyeleyebilirim.
Velilerle birebir görüşme yapmak için onları davet ettiğimde karşımdaki veli değil sanki velinin çocuğu!
Çocuğunuzu acımasızca eleştirmeden önce kendinizi eleştirmelisiniz.
Çocuğum kitap okumuyor.
Çocuğum tüm gün televizyon izliyor ve karşısında ders çalışıyor.
Çocuğum bilgisayar başından kalkmıyor.
Çocuğum henüz lisede sigara kullanıyor.
Siz okumazsanız çocuğunuz okumaz. Siz akşamları dizilerinizi kaçırmadan izlerseniz, çocuğunuz da sizinle birlikte izler. Siz bilgisayar başından kalkmayıp bilgisayarda oyun oynarsanız, çocuğunuz da bilgisayar başından kalkmaz. Siz sigara içerseniz çocuğunuz da içer.
Çocuğum sebze yemiyor şikayetinde bulunan anneler, çocuğunuzun babası sebze yemezse çocuk da yemez. Öyleyse anne-baba-öğretmen olarak çocuktan önce kendimizi eleştirmeliyiz. Eğer siz neşeli ve güleryüzlü iseniz çocuğunuzda neşeli ve güleryüzlü olur. Çocuk bizleri model alır. Eğer siz saldırgan ve sinirli iseniz çocuğunuzda saldırgan ve sinirli olur. Çocuğumuza kazandırmak istediğimiz davranışı önce kendimiz kazanmalıyız
yazan: : F. Derya KARACAN
kaynak: www.deryakaracan.com