crt
Kullanıcı
********************
Çiçeksiz Çocuklar..
Bu ülkede çocuk olmak başka ülkede çocuk olmaya benzemez. Onlar hep bir yoksulluk ya da yoksunluk içinde büyürler..
Her şeyleri ellerinden alınmıştır. Küçücük bedenleri dar kalıplara sıkıştırılmıştır hep. Bu çocuk kızsa, eline bir bebek verilir. Al, sen bununla oyna büyüdüğünde de bundan başka şeylerle uğraşma. O çocuk erkekse, eline bir silah verilir. Sen de al bunu elin alışsın, büyüyünce gerçeğini kullanmakta acemilik yaşamazsın.
Sadece bu kadar mıdır?
Çocukların çevreleri de ellerinden alınmıştır. Alırken de en çok ürperdiğim cümleyi kurarlar: “Çevre bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık.” O ödünç alınan şey hiçbir zaman geri verilmez. Çünkü bu ülkede çocuklar hiç büyümez. Hiçbir şeye layık olacak konuma gelemezler.
O çocuklar hep bir şeyler için çabalarlar. Okumak için çabalarlar, çalışmak için çabalarlar, ama en çok da yaşamak için çabalarlar. Ya bindiği otobüste yangının orta yerinde kalırlar ya da yüreklerini bir kurşun yakar veya okumak için para bulamayınca kendi canına kıyar. Bu çocuğun adı Serap olmuş, Ceylan olmuş, Soner olmuş ne fark eder. Hepsinin ortak kabahati çocuk olmaktır.
BU DÜNYANIN ÇOCUKLARI...
Onlar artık bir şey olamayacaktır. Sadece onlar değil onlar gibi binlercesi bir şey olamayacaktır. Adı konmamış paralı eğitimle bir yerlere gelemeyeceklerdir. Onlar bu dünyada yalnız da değillerdir. Bir taraflarında Pripyat’ın Çocukları durur, diğer taraflarında ise Afganistan’ın ve Irak’ın işgal altındaki çocukları. Afrika’nın çocuklarının ise artık ayakta duracak dermanları bile kalmamıştır.
Çocukların “Ya sev, ya terk et” düsturuyla yetiştirildiği bir ülkede bir şey olamamak çok da sorun değildir aslında. Diploma almasalar bile bir şey kaybetmeyeceklerdir. Asıl kaybedecekleri şey ise gözlerindeki heyecandır. Heyecanını kaybettikten sonra diğer kaybedeceğin şeylerin anlamı kalmaz.
Çünkü bu ülkede nükleer santrallar yüreğimizin tam ortasına kurulmuştur. Azıcık heyecanlansak tüm vücudumuza radyasyon yayılır. Mayınlar beynimizin içine döşenmiştir. Azıcık düşünmeye başlasak teker teker patlamaya başlarlar.
HER ŞEYE İNAT ÇİÇEKLENİR HAYAT
Yine de bir bahar telaşı sarar her tarafı, yaşananlara inat. Kiraz ağaçları çiçeklenmeye, kayısı ağaçları meyveye dönmeye başladı bile. Dallarının aralarında bahar rüzgârları esmektedir. Kuşlar konar bahar dallarına ağaçların. Hatta yuva bile yaparlar. Böcekleri karıncaları bir telaş almıştır bile. Canım yurdumun dağları da cennet çiçekleriyle süsleniyordur şimdi. Ama biz onları toplayamayız. Toplamayı bırakın koklayamayız bile.
Bize kötülük çiçeklerini gösterirler. İşte bunları toplayın derler. İstemeyerek de olsa tamam deriz. Tutup çıkarırsın o çiçekleri. Ama dikenleri eline batar. Elini sıkarsın, yumruk yaparsın kanamasın diye. Yine de zehri tüm vücuduna yayılır. Avuçların açılmaz olur artık, hep yumruk şeklinde kalır. Ellerin felç olur. Gözün kararır.
Hayatta en hakiki mürşit ilim değildir bu ülkede. İlim yapacak kadar paran yoktur ceplerinde. O parayı ancak hayatta kalmak için harcarsın.
Mevsimleri yaşayamayan bir nesil yetişir.
Dağlarında rüzgârlara direnen çiçekler yalnızdır artık. Sessizce çiçek açarlar ve yine sessizce sararıp solarlar. Her bahar her şeye inat yine başlarını çıkarırlar topraktan. Mevsimlerini kaybetmiş çocukları beklerler.
(alıntı)