T
tnctrkcell
Çanakkale’ye gelen NUR, yine gel !
571'de dünyaya bir NUR doğuyor. Rabb’imiz, "yaratmasaydım seni, yaratmazdım evreni." diyor.
Âlemlerin Nur'una Mehmetçik, "Yetiş ya Muhammed (sas) kitabın gidiyor!" diye sesleniyor… O NUR, bu sefer Çanakkale'ye geliyor.
Rabb’imiz, "Siz Allah'ın dinine yardım ederseniz, Allah da size yardım eder." diyor. Mehmetçik,
"Neden savaşıyorsunuz?" sorusunu "Allah rızası için." diye cevaplıyor.
Medine'nin Gülü, Allah'ın dinine yardım edenlere yardıma geliyor.
Çanakkale; Mehmetçiğin Peygamber’i ile buluştuğu, maneviyatın maddiyatla savaştığı yerdir.
Çanakkale; Mehmetçiğin Rabb’ine koştuğu, Bedir'in ruhu ile coştuğu, yedi düvelin kazdıkları kuyuya düştüğü yerdir.
Çanakkale; tarihe altın harflerle bir destanın yazıldığı, düşmanın bile övgüyle anlattığı bir zaferin kazanıldığı yerdir.
Çanakkale, milletimizin nuru, sırların saklandığı, yüreklerin toplu attığı, himmeti millet olanların yattığı, iki yüz elli bin insanın şehitlik şerbetini tattığı yerdir.
Şimdi söyleyin ey günümüz gençleri! Ne kadar Çanakkale'nin gönlümüzdeki yeri?
Çanakkale, tarihin unutuluşunun bedeliydi belki. Peki, Çanakkale'yi unutmanın ne olur bedeli?
Rabb’imiz döndürse onları geri, ne cevap veririz? Ne söyleriz? Bizim için toprağa düşerken dedemiz, söyleyin nedir şimdi bizim bu halimiz?
Ehli salibin bitti mi sanıyorsunuz seferi? Çanakkale'nin üstüne kar, bizim gönlümüze başka sevdalar düştü.
Beklerken ecdadımız kendileri gibi bahadırı, beklemeye devam mı etsinler başka baharları?
Titremenin, kendine gelmenin vakti gelmedi mi? Hiç mi kalmadı o günün ruhu?
Birileri kendine getirmeli artık bu güruhu! Aslımıza dönmek için geri, o günleri yaşamamız mı gerekli?
Atalarımız düşmanın dahi yarasını sararken, biz birbirimizi yaralar olduk.
Ceddimiz düşünürken bizi, biz, sadece düşünür olduk kendimizi. Ecdadımız kanıyla, kurtarırken tevhidi, dilimiz söylemez oldu şehadeti.
Bizi yaşatmak için yaşamlarından vazgeçenleri unutur, ceddimize laf edenleri takdis eder olduk.
Kaybettik civanmertliğimizi, ahde vefamızı, merhametimizi. Ruzu mahşerde nasıl izah edebiliriz bu halimizi?
Ey, uğruna evren yaratılan Sevgili, Çanakkale'ye geldiğin gibi yine gel! Ecdadımızın muhtaç olduğu gibi muhtacız Sana.
Gaflet uykusundan uyandır bizi. Yönelt ecdadımıza sevgimizi. Tek yürek olan atalarımıza inat bizim aramıza ayrılık düştü.
Bizi bir olmaya çağır. Aynı dili konuşurken aynı duyguyu paylaşamaz olduk.
Bizi farklılığımıza rağmen aynı duyguları paylaşma olgunluğuna çağır.
Biz, biz olmaya muhtacız, bizi biz olmaya çağır,
Sevgili. "Sana muhtacız!.. Sana en fazla muhtacız. En fazla sana muhtacız. Uyandır bizi uykumuzdan..."