A
asukaki
Kullanıcı
KİTAP HAKKINDA
Kitabın Konusu:
Hariciye Nazırı Ahmet Hulusi Bey, üç kızı, görkemli köşk’ü ve Milli Mücadele yılları..Osmanlı Devleti yabancı postallarla eziliyor. Ve bir grup insan bu duruma böyle gitmez diyor. Osmanlı Devletine ismindeki ünvan ve yaşam tarzı ile bağlı bir baba. Gençlik ateşi ile ateşli nutukların atıldığı meydanlarla tanışan ve Milli Mücadele yıllarında sıcak savaşın başlangıcında aşkla yoğrulmuş bir öykü…Tarihsel anlatılarla bezenmiş monologlar. Vatan için diye başlayan aşkların gerçek aşk’a dönüşerek alev alması ve işgal birliklerinin İstanbul’dan ayrılmaları ile başlayan aşkın güz dönümü…
Yazar tarihi yansıtırken öyküsünü okuyucuyu sıkmadan aktarmayı başarmış. Ancak, ”Çamlıca’nın Üç Gülü” Tarihsel bir roman olmasına rağmen kitabın sonunda olayların hayal mi yoksa gerçek mi olduğu sorgulanıyor. Bu da kitap türü ile çelişki yaratıyor. Ve bütünselliğine gem vuruyor.
Sonuç:
Milli Mücadele yıllarına farklı bir bakış. Gerektiğinde kadınlarında bu mücadele için neler yapabileceğini tüm bunlara rağmen oplumumuzun kızlara olan bakış açısının hiçbir zaman değişmediğini kitapta çevre insanının yorumlarından anlayabiliyoruz. Mücadele için ahlak değerleri değişebilir mi? İnsan hayatında, görev mi yoksa insanın kendi duyguları mı üstün? Eğer öyle ise Nedim Ağabey kendi aşkı olan Perihan’a niçin görev vermedi? Yoksa “ben” duygusu her koşulda aşılamayan bir duvar mı?
Tüm bunlar kitabın derinliklerinde satırlar arasına sığdırılmış. Kimi sorular ise okuyucuya bırakılmış.
Kitaptan bir alıntı yapmak istiyorum.19 Mayıs Pazartesi sabahı Halide Edip Hanım’ın konuşması ile yer gök inliyor ve Ümran kendini kürsüde buluyor;
-Kardeşlerim, analarım, ablalarım, Ben’de hepinize sesleniyorum. Bu vatanı düşmana bırakmayacağız. Kimimiz mermi taşıyacak, kimimiz silaha sarılacağız. Milletimiz bu vatanı hiç kimsenin buyruğu olmadan da kurtarmasını bilecektir.
Ben kitabı okurken hayretler içinde okumuştum. Bazı yerlerde yer yer sinirlensem ve kitaptakilere kızsamda sonuçta bir değişiklik olmuyor. Güzel bir kitap ama savaşın arka planında kalmış olayları güzel bir şekilde anlatıyor.