Büyük Şehirlerde Misafir Olmak..

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde crt tarafından oluşturulan Büyük Şehirlerde Misafir Olmak.. başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,904 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Büyük Şehirlerde Misafir Olmak..
Konbuyu başlatan crt
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan crt
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul









*******************
Büyük Şehirlerde Misafir Olmak..

Zaman zaman yaptığımız sanatsal etkinliklerde bazen misafiri ağırladığımız olur. 5-6 gün boyunca hem etkinlik yapar hem de bu arkadaşları ağırlarız. Tanıdığımız otel ve restaurantların sponsorluğunda konaklama ve yeme içme gibi ihtiyaçlarını en üst düzeyde karşılamaya çalışırız. Deyim yerindeyse bir “ kuş sütü” eksiktir onu da galon galon “arslan sütü” içerek telafi ederler.
Hatta birinde kaldıkları otelin barındaki içkileri tüketmişlerdi de otel çalışanları gidip açık buldukları marketlerden temin etmişlerdi.     
Hani başa kakmak gibi olmasın. Zaten sorun bu değil. Madem davet edip getiriyoruz yesin içsinler elbet. Yeter ki mutlu olsunlar. Çünkü bu kadar ikram edip, ağırlayıp yine de memnun edemediklerimiz vardır. Bu da sorun değil.
Sorun şurada:
Büyük şehirlerden gelen bu arkadaşların yanına gittiğinizde size bir çay bile ısmarlamazlar.
Hatta kendi içtiklerini bile size ödetirler. Onlar sizin yanınıza geldiğinde siz kişi başı en az 1000 lira ikram yaparsınız. Ama siz onların yanına gittiğinizde 1 lira bile harcamazlar sizin için.       
Böyle ağırladığımız bir arkadaşla birlikte İstanbul’da onun mekanında imza günü yapmıştık da, sadece kendi için bir sandviç alıp getirmişti.
Bana da nereden alabileceğim konusunda yardımcı olmuştu! Bu, büyük şehirlerde yaşamının bir sonucu mudur yoksa kişinin kendisiyle ilgili bir sorun mudur tam çözemedim.     
Ben daha bu sorunu çözememişken, Kitap Fuarı’nda aldığım bir davet üzerine gece geç vakitlere kadar kaldım. Sadece 1 günlüğüne gitmiştim fuara ve akşam 8 arabasıyla dönmeyi planlıyordum. Ama arkadaşlarım ısrar edince biletimi gece 3 arabasına erteletmek durumunda kaldım. “Sakın bir yere gitme. Gelip seni kaçıracağız’” diyordu arkadaşlarım..
Hani kaçırmak deyince, güzel bir yere gidip eğleneceğiz anlamında. Aslında büyük şehirlerde herkesin durumu malum. Kimseye de yük olmak istemem ama ısrar gelince durum değişti.
     
Gerçekten de güzel bir mekana götürdüler beni. Önce çaylar ve kahveler geldi.
Paralar peşin alınıyordu o mekanda. Garson bana uzattı adisyonu. Ben tam ödemeye çalışırken misafir olduğum için ödetmediler ve benim payıma düşen 1.5 lirayı paylaştılar. Teşekkür ettim arkadaşlara. Tam ne yiyeceğiz falan derken, herkesin içeriden gidip kendi yiyeceğini alabileceğini söylediler. Ben de gidip içeriden kendime göre bir şeyler aldım ve parasını ödedim. (Amanın ne pahalıymış burası böyle) Yemekten sonra sanatçının bulunduğu salona geçmemiz gerektiği söylendi.
Oraya da epey bir giriş parası ödedik. Artık yediğimiz içtiğimiz her şeyin parasını ödedik. Ve gecenin bitiminde 3 arabasına binip Fethiye’nin yolunu tuttum. İyiki de yanımda yeteri kadar param varmış. Yoksa rezil rüsva olacaktık aleme.     

Yine bir TV programına katılmak için İstanbul’dayım.
Otel Sirkeci’de 4 yıldızlı, çok güzel bir otel. Yeme içme her şey otelden. 1 kuruş bile ödemiyorum. Ama gittiğimin ilk günü bir arkadaş beni yemeğe davet ediyor. Ne gerek var, işte otelde açık büfe her şey var. “Gelmezsen ben gelir seni alırım” diyor. “ Hele bir akşam olsun bakarız” diyorum. Pek gitmek niyetim yok. Ama dostlarla birlikte olmak var. Madem gelip arabasıyla alacak ben de giderim diyorum içimden. Akşam yeniden arıyor. “Tamam geliyorum” dediğimde bana oraya nasıl gelebileceğimi, taksilerin yerini tarif ediyor. Soramıyorum da “hani arabayla gelip alacaktın” diye. Taksi çok ucuzmuş da, yer zaten yakınmış da, yemek yapmış da eğer gitmezsem yemeğe yazık olacakmış da falan derken “peki!” dedim ve gittim.
Otelde bedava yemek dururken, gidiş geliş 30 lira para ödedim taksiye topu topu (millet “hepi topu” demeye başladı nereden çıkarttılarsa) 10 liralık bir yemek için.     

Bu arada size bir tavsiyem var.
Büyük şehirlere gittiğinizde, arkadaşlarınız sizi bir yerlere götürmeye kalkarlarsa ya da evlerine davet ederlerse, “ hazır olun sizi gelip kaçıracağız” falan derlese önce cüzdanınızı kontrol edin sonra kabul edin. Bir de bu davetin(!) size kaça patlayacağını usulünce sorun. Yoksa koca şehirde beş parasız kalabilirsiniz!   
   
      Coşkun Karabulut
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
Bu yazılanlara pekte yabancı değiliz hane..
İyi bilirim böylelerini..
"Sizde yiyelim içelim bizde gülelim oynayalım"türünden:)
Hele de İstanbul'da arkadaşlarım der güvenip onlara takılırsan beş parasız kalma olasılığını gözönünde bulundurmak gerek..
Hoş oldukça da gerçekçi bir yazıydı paylaşayım istedim..
 
Üst