DeryaDer
Derya Karacan
Moderatör
Türkiye İstatistik Kurumu, 2012 yılının evlenme ve boşanma istatistiklerini açıkladı. Sürpriz yok, boşanmalardaki artış yine evlilikten fazla. Evlenen çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre yüzde 1.9 artarak 603 bin 751 olmuş. Boşanan çiftlerin sayısı ise bir önceki yıla göre yüzde 2.7 artarak 123 bin 325’e yükselmiş. Türkiye’de her 1000 evli çiftten 16’sı 2012’de boşanmış. Ve yine değişmeyen klasik, en çok boşanma ilk 5 yıl içinde gerçekleşmiş. Boşananların yüzde 39.6’sı ilk 5 yıl içinde, yüzde 21.2’si 6-10 yıl içinde evliliğini bitirmiş. Rakamlarla devam edelim. En fazla boşanma Ege bölgesinde görülmüş. Ege’de her 1000 evli çiftten 23’ü 2012’de boşanmış.
* * *
İstatistiklerin tek sevindirici yanı evlilik yaşının yükselmiş olması. İlk evlilik yaşı erkeklerde 26.7, kadınlarda 23.5. Tabii şunu unutmayalım. Bunlar nüfusa kaydedilen resmi evlilikler. Yoksa ‘imam nikahı’ adı altında birlikte yaşayanlar buna dahil değil. Ne yazık ki küçük yaşta evlendirilmeler de imam nikahıyla yapılıyor. Yine de evlenmek için belirli bir olgunluğa ulaşıldığının göstergesi bu rakamlar.
* * *
Türkiye İstatistik Kurumu, görevini yapıyor, evlenme ve boşanma istatistiklerini hiçbir tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde yayınlıyor. Peki evlilikler neden bitiyor? Boşanma sayısı neden artıyor? Bununla ilgili istatistik ya da araştırma var mı? Evet, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yaptığı bir araştırma var ama maalesef yetersiz. Bu araştırmaya göre; en büyük boşanma sebebi sorumsuzluk ve ilgisizlik. Bu nedeni sırasıyla, evin ekonomik geçimini sağlayamama, aldatma, dayak/kötü muamele, içki ve kumar, eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması, terk etme/edilme, eşin ailesinin aile içi ilişkilere karışması, çocuk olmaması, ailedeki çocuklara karşı kötü muamele izliyor.
* * *
Peki tüm bu sorunlar boşanmadan halledilemez mi? Aslında halledilebilir ama sorun yaşayan çiftlerin bulabildikleri tek çözüm yüzde 39 ile “Konuyu zamana bırakma”, yüzde 35 ile “Aile büyüklerinden yardım isteme...” Bunlar yeterli olmuyor ki boşanıyorlar. Aslında en büyük sorun evlilik öncesi beklentilerin evlendikten sonra karşılanmaması. Çiftler gözlerinde evliliği büyütüyor, büyütüyor ve sonra büyük hayal kırıklığı yaşıyor. Mesela boşanma kararını yüzde 58 oranla kadın veriyor. Yani boşanılacaksa eğer, kadının sabrının tükendiği noktada boşanılıyor. Bu da şunu gösteriyor: Boşanmaya sebep olacak davranışların büyük çoğunluğu erkeklerden kaynaklanıyor.
* * *
Evliliğin bir amaç değil, aile kurmak için sadece bir araç olduğunu defalarca yazdım. Evliliğin ne olduğu anlatılmadığı sürece de hayal kırıklıkları büyüyerek devam edecek. Çiftlerin birbiriyle iletişim kurmadığı, birbirlerine yaşam alanı bırakmadığı evlilikler ne yazık ki bitmeye mahkum. Çok inandığım, çalışmalarını takdir ettiğim Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in ‘evliliği anlatma’ konusunda bakanlığın birimlerini harekete geçirmesi gerekiyor. Aksi takdirde istatistiklere ‘bakar bakar ağlarız...’ Bu arada yarınki Karnaval’da ‘Evliliğin kritik dönemlerini’ yazdım. Bu tür dönemlerden geçenlere yardımcı olacağını umuyorum.
yazan: Mehmet COŞKUNDENİZ
kaynak: www.posta.com.tr
* * *
İstatistiklerin tek sevindirici yanı evlilik yaşının yükselmiş olması. İlk evlilik yaşı erkeklerde 26.7, kadınlarda 23.5. Tabii şunu unutmayalım. Bunlar nüfusa kaydedilen resmi evlilikler. Yoksa ‘imam nikahı’ adı altında birlikte yaşayanlar buna dahil değil. Ne yazık ki küçük yaşta evlendirilmeler de imam nikahıyla yapılıyor. Yine de evlenmek için belirli bir olgunluğa ulaşıldığının göstergesi bu rakamlar.
* * *
Türkiye İstatistik Kurumu, görevini yapıyor, evlenme ve boşanma istatistiklerini hiçbir tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde yayınlıyor. Peki evlilikler neden bitiyor? Boşanma sayısı neden artıyor? Bununla ilgili istatistik ya da araştırma var mı? Evet, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yaptığı bir araştırma var ama maalesef yetersiz. Bu araştırmaya göre; en büyük boşanma sebebi sorumsuzluk ve ilgisizlik. Bu nedeni sırasıyla, evin ekonomik geçimini sağlayamama, aldatma, dayak/kötü muamele, içki ve kumar, eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması, terk etme/edilme, eşin ailesinin aile içi ilişkilere karışması, çocuk olmaması, ailedeki çocuklara karşı kötü muamele izliyor.
* * *
Peki tüm bu sorunlar boşanmadan halledilemez mi? Aslında halledilebilir ama sorun yaşayan çiftlerin bulabildikleri tek çözüm yüzde 39 ile “Konuyu zamana bırakma”, yüzde 35 ile “Aile büyüklerinden yardım isteme...” Bunlar yeterli olmuyor ki boşanıyorlar. Aslında en büyük sorun evlilik öncesi beklentilerin evlendikten sonra karşılanmaması. Çiftler gözlerinde evliliği büyütüyor, büyütüyor ve sonra büyük hayal kırıklığı yaşıyor. Mesela boşanma kararını yüzde 58 oranla kadın veriyor. Yani boşanılacaksa eğer, kadının sabrının tükendiği noktada boşanılıyor. Bu da şunu gösteriyor: Boşanmaya sebep olacak davranışların büyük çoğunluğu erkeklerden kaynaklanıyor.
* * *
Evliliğin bir amaç değil, aile kurmak için sadece bir araç olduğunu defalarca yazdım. Evliliğin ne olduğu anlatılmadığı sürece de hayal kırıklıkları büyüyerek devam edecek. Çiftlerin birbiriyle iletişim kurmadığı, birbirlerine yaşam alanı bırakmadığı evlilikler ne yazık ki bitmeye mahkum. Çok inandığım, çalışmalarını takdir ettiğim Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in ‘evliliği anlatma’ konusunda bakanlığın birimlerini harekete geçirmesi gerekiyor. Aksi takdirde istatistiklere ‘bakar bakar ağlarız...’ Bu arada yarınki Karnaval’da ‘Evliliğin kritik dönemlerini’ yazdım. Bu tür dönemlerden geçenlere yardımcı olacağını umuyorum.
yazan: Mehmet COŞKUNDENİZ
kaynak: www.posta.com.tr