T
tnctrkcell
Bir üniversitelinin olmazsa olmazları…
İndirim: “Öğrenciyim be abi indirim yapamaz mısın?” demagojisini üniversitenin ilk yıllarından itibaren öğreniriz. Bir üst sınıfa geçtikçe bu alanda uzmanlığımız artar! Nedense liseli yıllarımızda hiç aklımıza gelmedi.
Tabii bu demagoji her zaman işe yaramaz. Hatta başımıza bela bile olabilir. Mesela son model arabasını yıkattıran bir öğrencinin oto yıkamacısına; “Öğrenciyim be abi indirim yapsana” demesi incelenmesi gereken bir vakadır.
Burs: Elimizde öğrenci belgesi, vesikalık fotoğraf, ikametgâh, babanın maaş bordrosu, adlî sicil kaydı ve daha nice belgeyle burs ararız. Aslında adını ilk defa duyduğumuz belgeleri nereden nasıl alınır gibi hayati vatandaşlık bilgilerini öğrenmemiz hiç de fena olmaz! Burs bulamayanların tesellisi; “En baba burs, babadan gelen burs” sözüdür. Bazıları ise okuldan mezun olmayı hiç istemez. Zira mezun olup işe girince öğrenciyken aldığı bursun yarısı kadar maaş almaktan korkar!
Öğrenci işleri: Araştırmalara göre öğrenci milletinin kampüs içinde kantinden sonra en çok yolu düştüğü mekân öğrenci işleriymiş. Belki merak edersiniz diye: Vize-final haftası haricinde öğrencilerin en az yolu düştüğü mekân ise kütüphanelermiş! Öğrenci belgesi, transkript, gibi bilumum üniversiteyle ilgili belgeleri öğrenci işlerinden temin edebiliriz ancak. ‘Bugün git, yarın gel!’ gibi durumlar üniversitesinden üniversitesine göre değişir diyorlar.
Vize-final: Vize-final haftaları biz öğrencilerin kâbuslu günleridir. Sabahlayıp, bir 5 dakika kestireyim diyen sonra da sınavı kaçıran arkadaşlarım çok olmuştur! Bir üniversitelinin başına gelen en kötü şey sadece bu değildir. Örneğin, günlerdir bir dersin sınavına çalışırsın. Hiç kitabın yüzüne bakmamış, sınıf arkadaşının şuradan soru gelebilir tahminine; “yok abi oradan gelmez boşuna çalışma” cevabı verirsin. Ama ne hazin ki hoca 2 soru sorar ikisi de o sayfadan. Bizzat yaşanmıştır!
Dersler: İstediğin hocadan ders alamazsın… Kredi yetmez… Seçimlik derste kontenjan bitmiştir… Ders kayıt haftası harbiden çile bülbülüm çile dedirtecek bir haftadır. Sağ salim derslerini seçtiğinde derin bir nefes alırsın! Okulu 8. seneye uzatan aynı bölümden birisine; “Neden bu kadar uzadı, dersler çok mu zor?” gibi bir soru sorduğunuzda… “Çift dikiş gidiyorum ve daha iyi öğreniyorum.” yanıtını alabilirsiniz. İnanmayın… (alıntı)
İndirim: “Öğrenciyim be abi indirim yapamaz mısın?” demagojisini üniversitenin ilk yıllarından itibaren öğreniriz. Bir üst sınıfa geçtikçe bu alanda uzmanlığımız artar! Nedense liseli yıllarımızda hiç aklımıza gelmedi.
Tabii bu demagoji her zaman işe yaramaz. Hatta başımıza bela bile olabilir. Mesela son model arabasını yıkattıran bir öğrencinin oto yıkamacısına; “Öğrenciyim be abi indirim yapsana” demesi incelenmesi gereken bir vakadır.
Burs: Elimizde öğrenci belgesi, vesikalık fotoğraf, ikametgâh, babanın maaş bordrosu, adlî sicil kaydı ve daha nice belgeyle burs ararız. Aslında adını ilk defa duyduğumuz belgeleri nereden nasıl alınır gibi hayati vatandaşlık bilgilerini öğrenmemiz hiç de fena olmaz! Burs bulamayanların tesellisi; “En baba burs, babadan gelen burs” sözüdür. Bazıları ise okuldan mezun olmayı hiç istemez. Zira mezun olup işe girince öğrenciyken aldığı bursun yarısı kadar maaş almaktan korkar!
Öğrenci işleri: Araştırmalara göre öğrenci milletinin kampüs içinde kantinden sonra en çok yolu düştüğü mekân öğrenci işleriymiş. Belki merak edersiniz diye: Vize-final haftası haricinde öğrencilerin en az yolu düştüğü mekân ise kütüphanelermiş! Öğrenci belgesi, transkript, gibi bilumum üniversiteyle ilgili belgeleri öğrenci işlerinden temin edebiliriz ancak. ‘Bugün git, yarın gel!’ gibi durumlar üniversitesinden üniversitesine göre değişir diyorlar.
Vize-final: Vize-final haftaları biz öğrencilerin kâbuslu günleridir. Sabahlayıp, bir 5 dakika kestireyim diyen sonra da sınavı kaçıran arkadaşlarım çok olmuştur! Bir üniversitelinin başına gelen en kötü şey sadece bu değildir. Örneğin, günlerdir bir dersin sınavına çalışırsın. Hiç kitabın yüzüne bakmamış, sınıf arkadaşının şuradan soru gelebilir tahminine; “yok abi oradan gelmez boşuna çalışma” cevabı verirsin. Ama ne hazin ki hoca 2 soru sorar ikisi de o sayfadan. Bizzat yaşanmıştır!
Dersler: İstediğin hocadan ders alamazsın… Kredi yetmez… Seçimlik derste kontenjan bitmiştir… Ders kayıt haftası harbiden çile bülbülüm çile dedirtecek bir haftadır. Sağ salim derslerini seçtiğinde derin bir nefes alırsın! Okulu 8. seneye uzatan aynı bölümden birisine; “Neden bu kadar uzadı, dersler çok mu zor?” gibi bir soru sorduğunuzda… “Çift dikiş gidiyorum ve daha iyi öğreniyorum.” yanıtını alabilirsiniz. İnanmayın… (alıntı)