bir öykü

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde nil_92 tarafından oluşturulan bir öykü başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,981 kez görüntülenmiş, 8 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı bir öykü
Konbuyu başlatan nil_92
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan nil_92
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
Deniz kıyısında ihtiyar bir taşçı kayayı yontmaktadır.
Güneş onu yakıp kavurur.
O da Tanrıya yakarır, "keşke güneş olsaydım" diye.
"Ol" der Tanrı.
Güneş oluverir.
Fakat bulutlar gelir örter güneşi, hükmü kalmaz.
Bulut olmak ister.
"Ol" der Tanrı.
Bulut olur.
Rüzgar alır götürür bulutu, rüzgarın oyuncağı olur.
Rüzgar olmak ister bu kez.
Ona da "Ol" der Tanrı.
Rüzgar her yere egemen olur, fırtına olur, kasırga olur. Her şey onun karşısında eğilir.
Tam keyfi yerindeyken koca bir kayaya rastlar.
Oradan eser buradan eser, kaya bana mısın demez!
Bildiniz, Tanrı kaya olmasına da izin verir.
Dimdik ve güçlü durmaktadır artık dünyaya karşı...
Sırtında bir acı ile uyanır...
Bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır...

(Kaderini sev - belki de seninki en iyisidir)

NIETZSCHE
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
"Sevgi bir etkinliktir, edilgen bir durum degil; bir seyin içinde olmaktir, o seye kapilmak degil; öncelikle vermektir, almak degil. Sevgi bir kisinin bütünlügünü ve bireyselligini yitirmeden diger bir kisiyle veya seyle birlesmesidir."

Acaba gerçek sevgi nedir?

Sevgiyi asik olmak sananlar yaniliyorlar; çünkü gerçek sevgi, bir gün sahip olunan diger gün olunmayan bir sey degil.
Böylesi sevgi degil, ancak heyecan olabilir.

Sevgiyi, kendini feda etmek sananlar da yaniliyorlar;
çünkü gerçek sevgi, seveni ve sevileni birlikte yüceltip gelistirdiginde sevgi olma niteligini kazaniyor.
Kisilerden birisinin kendini feda etmesi sevgi maskesi altina gizlenmis kendini tatminden baska bir sey degil.

Sevgiyi bagimlilik sananlar da yaniliyorlar;
çünkü ancak her birimiz kendi basimiza yasayacak
güçte olup da birlikte yasamayi seçtigimiz zaman,
birbirimizi gerçek anlamda seviyoruz demektir.

Gerçek sevgide, özgür irade her zaman ön planda yer almali; aksi halde sevgi ancak asalaklik belirtisi olabilir.
Sevginin yalnizca bir duygu oldugunu sananlar da yaniliyorlar; çünkü gerçek sevgi sadece bir duygu degil,
ayni zamanda bir eylem. Zira ancak gerçekten sevdigimizde, dikkatimizi sevdigimiz kisi veya seye yönlendirerek, çaba ve emek harcamaktan kaçinmayiz.

"Gerçek sevgi, sonunda ayrilik var gibi görünse bile,
insanin sevdigi kisiyi mutlu olacagi yere dogru ugurlamaktan çekinmemesidir. Eger kisi sevdigini ugurlamaktan çekinir
ve sahiplenmeye kalkarsa, kendine hizmet etmis olur."

Bir düsünür söyle demis: "Bir daire çizmis ve beni disari atmisti ! Ama 'sevgi' ve ben, daha büyük bir daire çizdik ve onu içeriye aldik."

Daha, daha büyük sevgi daireleri çizelim;
insan hayatinda sevgiden daha güçlü bir enerjinin
varolmadiginin bilincinde olarak, varolan her seyi,
varligimizin tüm gücüyle sevelim.
Kalplerimizdeki sevgi çiçeklerinin,
vazolarimizdaki çiçekler gibi solmalarina,
kuruyup yok olmalarina izin vermeyelim.
Yasamlarimizi kin degil, sevgi ile paylasarak sürdürelim...

Yunus Emre'nin dedigi gibi,
"Sevelim, sevilelim; dünya kimseye kalmaz..."

Erich Fromm
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ve diyorum ki: Hayat gerçekten karanlıktır istek olmadıkça
Ve tüm istekler kördür irfan olmadıkça
Ve tüm irfan boşunadır, bir işin meşgalen olmadıkça
Ve tüm uğraşlar boşunadır aşk olmadıkça
Eğer aşk ile çalışırsanız bağlanırsınız birbirinize ve Tanrı'ya.
Aşk ile çalışmak nedir mi diyorsunuz?
Kumaşı yüreğinizden çekilmiş iplikle dokumaktır; sevgiliniz giyecekmiş gibi !..

Halil Cibran
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
Düşünüyorum da,
Sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek...
Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi,
Naif yönlerimizin keşfedilmesi,
Cesaretsizligimizin anlaşılması,
Korkularımızın paylaşılması
Sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti.
Kabuklarımızın altında
Kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız...
Ve ne kadar güçlü korunuyoruz, kalkanlarımızın ardında.
Hissedilmeden, el değmeden, sevgimizi göstermeden.
İstiridyeler, deniz minareleri, midyeler.
Kirpiler ve kaplumbağalar gibi.
Sahi koruyor mu bizi bu çatlamamış sert kabuk?
Kimse incitemiyor mu duygularımızı, inançlarımızı, benliğimizi?
Yoksa zarar mı veriyor bu ürkeklik, bu kabuk bize.?
Hissettiklerimizi gölgeliyor, yansıtmıyor mu gerçek kimliğimizi?
Duygularımızı bastırıyor, el ele tutuşmamızı engelliyor mu?
Eğer bir yıldız gibi ışıl ışılsam ve bir yıldız kadar parlak.
Ne çıkar ateşböceği sansalar beni ?..

Rabindranath Tagore
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
‎'Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim' dedin.
Bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz yargısıyla karşı karşıya
-bir ceset gibi- gömülü kalbim...
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün
boşuna bunca yılı tükettiğim ülkede...
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın,
bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın.
Aynı mahallede koşacaksın,aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda,başka bir şey umma.
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir,bütün yeryüzünde...

*Konstantin Kavafis
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
Alışma bana, ne yapacağım belli olmaz.
Bugün varım yarın birden yok olurum.
Dokunma bana, kapanmamış yaralarla doluyum.
Canımı acıtma, bir yara da sen açma!
Sevme beni, yoğun duygularımda kaybolursun tutuşursun.
İsteme beni, yasaklarla boğuşursun, engellerle doluyum.
Çözmeye çalışma sakın, seninle karışır iyice kördüğüm olurum.
Anlama beni, ben kendimi bilirim, ben böyle mutluyum.
Aşkı yaşatmamı isteme asla, ben aşka yıllardır inanmıyorum.
Güveniyorsan kendine, inandır aşkın varlığına.
Sonucunda öyle bir aşk yaşatırım ki
Vazgeçemezsin, tutkun olurum.
Yıkabilirsen duvarlarımı, sakın bırakma beni.
Tüm tutkularım ve gücümün arkasında;
Hala minik bir çocuğum.
Büyütemezsen, kaybolurum.

Rabindranath Tagore
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
Bir gün çok zengin bir adam oğlunu yanına alarak, insanların ne kadar fakir olabileceğini göstermek için bir köye götürdü.Çok fakir bir ailenin evinde bir
gün-bir gece geçirdiler.Şehre dönerken baba oğluna sordu:

"Yolculuğumuzu nasıl buldun?"

"Çok güzeldi babacığım" diye cevap verdi oğul.

"İnsanların ne kadar fakir olabileceğini gördün değil mi?"

"Evet."

"Peki ne öğrendin ?"

"Şunu gördüm" dedi oğul:"Bizim evde bir köpeğimiz, onların dört köpeği var. Bizim evde bahçenin yarısına gelen bir havuzumuz var, onların kilometrelerce uzunluğunda dereleri var. Bizim bahçede ithal lambalarımız, onların yıldızları var. Bizim terasımız ön bahçeye kadar, onların ki ise ufka kadar uzanıyor."

Ufaklık konuşurken, babası şaşkınlıktan tek kelime bile edemedi. Ve çocuk ekledi:

"Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğiniz için, teşekkür ederim babacığım !"

Tolstoy - Hayatın Anlamı
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
Bir gün çok zengin bir adam oğlunu yanına alarak, insanların ne kadar fakir olabileceğini göstermek için bir köye götürdü.Çok fakir bir ailenin evinde bir
gün-bir gece geçirdiler.Şehre dönerken baba oğluna sordu:

"Yolculuğumuzu nasıl buldun?"

"Çok güzeldi babacığım" diye cevap verdi oğul.

"İnsanların ne kadar fakir olabileceğini gördün değil mi?"

"Evet."

"Peki ne öğrendin ?"

"Şunu gördüm" dedi oğul:"Bizim evde bir köpeğimiz, onların dört köpeği var. Bizim evde bahçenin yarısına gelen bir havuzumuz var, onların kilometrelerce uzunluğunda dereleri var. Bizim bahçede ithal lambalarımız, onların yıldızları var. Bizim terasımız ön bahçeye kadar, onların ki ise ufka kadar uzanıyor."

Ufaklık konuşurken, babası şaşkınlıktan tek kelime bile edemedi. Ve çocuk ekledi:

"Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğiniz için, teşekkür ederim babacığım !"

Tolstoy - Hayatın Anlamı
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
‎* -Yağmur yağıyor Olric. Islanıyor etraf. Ağlasak kimse anlamaz değil mi?
* – Anlamaz Efendimiz.
* – Tut ki güneş açtı. Papatyalardan taç yapar mı saçlarımıza?
* – Bilinmez Efendimiz.
* – Yıldız kaydığında diler mi bizimle olmayı?
* – Sanmam Efendimiz.
* – Ben de sanmam.
* – Gidelim Olric…
* – Gidelim Efendimiz…
* – Bu yol nereye çıkar Olric?
* – Hiç bir yere efendimiz.
* – Hiçbir yer neresidir Olric?
* – Doğru yerdir efendimiz.
* – Gidelim mi?
* – Vardık efendimiz.
* – Sus Olric düşünüyorum!
* – Düşünmek ne haddinize efendimiz?
* – Descartes düşündükçe var oluyordu Olric.
* – Descartes düşündükçe var olur; Siz düşündükçe yok olursunuz efendimiz.

Oğuz Atay
 
Üst