Bir Ayrılığın Anatomisi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde M tarafından oluşturulan Bir Ayrılığın Anatomisi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,602 kez görüntülenmiş, 7 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Bir Ayrılığın Anatomisi
Konbuyu başlatan M
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ebruliyn
M

M

Kullanıcı
31 Tem 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
“İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır”, der Dostoyevski…
Veda acısı, kabuğunu soyar insanin; yıldızını kazıyıp çırılçıplak ortaya serer.
Birlikteliğin örttüğü tüm kusurları ayrılık sergiler.
Bir ayrılık arifesinde helalleşilir ve o an hakiki tabiatlarıyla yüzleşilir.
“Ölene kadar” diye söz verilmiştir, ama “ölüm yolunda” başka tercihler belirmiştir.
Kararsız prensesin vicdani azap çekerken 7 cücelerin somurtkanı “aklini başına” al diye fısıldar kulağına; haytası ise “kalbinin sesini” dinle diye çekiştirir eteğinden.
Hep hayran bakan gözlere, hatalar takılmaya başlar.
“Ama”yla biter alelade iltifat cümleleri: “Sen iyi bir insansın, ama arkadaşların kötü”, “Seni seviyorum, ama bu ilişkide mutlu değilim”, “Ben başka türlü bir beraberlik düşlemiştim” vs..vs..
Sonra gelsin uykusuz geceler… bir türlü karar verememeler…
Ruhen gidip gelmeler…
“Hele biraz daha zaman geçsin” diye nikâh ertelemeler…
Birlikteymiş gibi yaparken, sevecek başka yüzler, yüzecek başka denizler kollamalar..
“Aslında bütün bunlar bizim iyiliğimiz için’e kendini kandırmalar.
Sonrası hep aynı:
Bekleyenin “Hani sonbaharda buluşacaktık. Hazan geldi geçti, sen gelmez oldun” sızlanmaları…
Beklenenin “Geliyorum az kaldı” oyalamaları…
Bittiğini bile bile işi uzatmalar; söyleyemedikçe hepten batağa saplanmalar…
Terke makul bir gerekçe ararken hepten çarşafa dolanmalar…
Veda konuşmasında süslü iltifat cümlelerinin arasına, o cümleleri hiçleştiren mayınlar serpiştirmeler…
Üzgün görünmeler… bağış dilenmeler…”…ama kaçınılmazdı” demeler…
“Sözünden caydın” yakınmalarını “Sen de eski sen değilsin.
Değişmişsin” diye göğüslemeler…
…asıl kendinin değiştiğini bilmezden gelmeler…
Ve son sahne:
Terk edenin o mahcup “Gönlüm başkasında” itirafına karşılık terk edilenin kırık çalımı:
“uğurlar olsun! Ben yoluma devam ediyorum”.
İhanetler hep böyledir: ilki, bir yenisine gebedir; ikincisi daha az acı verir.
Ondan sonra dur durak yoktur:
Güvenilmez aşık, sevdikçe kiran, gezdikçe ardında bir kırık kalpler mezarlığı bırakan bir dervişe döner.
Artık acılara hapsolmuştur: Buluşmak istedikçe ayrılacak, birleşmeye çalıştıkça parçalanacak, sonunda terk ettiklerinin ah’i tutup terk edildiğinde mukadder yalnızlığına kapanacaktır.

 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
M' Alıntı:

İhanetler hep böyledir: ilki, bir yenisine gebedir; ikincisi daha az acı verir.
Ondan sonra dur durak yoktur:
Güvenilmez aşık, sevdikçe kiran, gezdikçe ardında bir kırık kalpler mezarlığı bırakan bir dervişe döner.
Artık acılara hapsolmuştur: Buluşmak istedikçe ayrılacak, birleşmeye çalıştıkça parçalanacak, sonunda terk ettiklerinin ah’i tutup terk edildiğinde mukadder yalnızlığına kapanacaktır.

ihanet edenin hali bu işte 8)
 
M

M

Kullanıcı
31 Tem 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
İhanet eden ister kız ister erkek olsun hiç fark etmez en ağır şekilde ödesin bedelini  :mad:  Kana kan dişe diş  ;D
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
korkulur bizden  ;D
ödedin tabiki  8)
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
ahh !! bide erkekler var neyse konuyu dağıtmayalım :)
 
E

ebruliyn

Kullanıcı
29 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
İnsanlar arayış içerisinde,hep daha iyisi olsun,en iyisi  yada en mükemmeli olsun düşüncesinde
Ama ne aradığını,nede istediğini kendide bilmiyor,nasıl mutlu olabilirim sorusuna hayatı boyunca cevap arıyor
Mutluluğu hep kendi gibi olan bir başka faniden bekliyor
 
Üst