BİLİM NEDİR?

  • Konbuyu başlatan Zynep
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Araştırma Sonuçları kategorisinde Zynep tarafından oluşturulan BİLİM NEDİR? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 10,249 kez görüntülenmiş, 31 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Araştırma Sonuçları
Konu Başlığı BİLİM NEDİR?
Konbuyu başlatan Zynep
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ilenay
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
BİLİM NEDİR?

TDK sözlüğünde bilim şöyle tanımlanıyor:
Bilim
Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi.”

“Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi.”
“Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir ereğe yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci.”

Bilim ile uğraşan bir kişinin bu tanımları yeterli bulmayacağını söylemeye gerek yoktur. Bu nedenle, bilimin eksiksiz bir tanımını yapmaya kalkışmak yerine, onu açıklamaya çalışmak daha doğru olacaktır.
İnsan doğaya egemen olmak ister!
Derler ki insanoğlu varoluşundan beri doğayı bilmek, doğaya egemen olmak istemiştir. Bu nedenle, insan varoluşundan beri doğayla savaşmaktadır. Son zamanlarda, bu görüşün tersi ortaya atılmıştır: İnsan doğayla barış içinde yaşama çabası içindedir. Bence bu iki görüş birbirlerine denktir. Bazı politikacıların dediği gibi, sürekli barış için, sürekli savaşa hazır olmak gerekir.
Gök gürlemesi, şimşek çakması, ayın ya da güneşin tutulması, hastalıklar, afetler, vb. doğa olayları bazan onun merakını çekmiş, bazen onu korkutmuştur.

Öte yandan, bu olgu, insanı, doğadan korkusunu yenmeye ve merakını gidermeye zorlamıştır. Korkuyu yenebilmenin ya da merakı gidermenin tek yolunun, onu yaratan doğa olayını bilmek ve ona egemen olmak olduğunu, insan, önünde sonunda anlamıştır. Peki, insanoğlunun doğayla giriştiği amansız savaşın tek nedeni bu mudur? Başka bir deyişle, bilimi yaratan güdü, insanoğlunun gereksinimleri midir?
Elbette korku ve merakın yanında başka nedenler de vardır. İnsanın (toplumun) egemen olma isteği, beğenilme isteği, daha rahat yaşama isteği, üstün olma isteği vb. nedenler bilgi üretimini sağlayan başka etmenler arasında sayılabilir. İnsanın korkusu, merakı ve istekleri hiç bitmeden sürüp gidecektir. Öyleyse, insanın doğayla savaşı (barışma çabası) ve dolayısıyla bilgi üretimi de durmaksızın sürecektir.

Bilim neyle uğraşır?

Bilimin asıl uğraşı alanı doğa olaylarıdır. Burada doğa olaylarını en genel kapsamıyla algılıyoruz. Yalnızca fiziksel olguları değil, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, kültürel vb. bilgi alanlarının hepsi doğa olaylarıdır. Özetle, insanla ve çevresiyle ilgili olan her olgu bir doğa olayıdır. İnsanoğlu, bu olguları bilmek ve kendi yararına yönlendirmek için varoluşundan beri tükenmez bir tutkuyla ve sabırla uğraşmaktadır.

Başka canlıların yapamadığını varsaydığımız bu işi, insanoğlu aklıyla yapmaktadır.

Bilimin gücü

Bilim, yüzyıllar süren bilimsel bilgi üretme sürecinde kendi niteliğini, geleneklerini ve standartlarını koymuştur. Bu süreçte, çağdaş bilimin dört önemli niteliği oluşmuştur:
Çeşitlilik, süreklilik, yenilik ve ayıklanma.

Çeşitlilik

Bilimsel çalışma hiç kimsenin tekelinde değildir, hiç kimsenin iznine bağlı değildir. Bilim herkese açıktır. İsteyen her kişi ya da kurum bilimsel çalışma yapabilir. Dil, din, ırk, ülke tanımaz. Böyle olduğu için, ilgilendiği konular çeşitlidir; bu konulara sınır konulamaz. Hatta, bu konular sayılamaz, sınıflandırılamaz.

Süreklilik

Bilimsel bilgi üretme süreci hiçbir zaman durmaz. Kırallar, imparatorlar ve hatta dinler yasaklamış olsalar bile, bilgi üretimi hiç durmamıştır; bundan sonra da durmayacaktır.

Bir evrim süreci içinde her gün yeni bilimsel bilgiler, yeni bilim alanları ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, bilime, herhangi bir anda tekniğin verdiği en iyi imkanlarla gözlenebilen, denenebilen ya da var olan bilgilere dayalı olarak usavurma kurallarıyla geçerliği kanıtlanan yeni bilgiler eklenir.

Ayıklanma

Bilimsel bilginin geçerliği ve kesinliği her an, isteyen herkes tarafından denetlenebilir. Bu denetim sürecinde, yanlış olduğu anlaşılan bilgiler kendiliğinden ayıklanır; yerine yenisi konulur.

Bilim ve Teknoloji Yazıları
 
S

sessiz_lik25

Kullanıcı
28 Ağu 2008
En iyi cevaplar
0
0
"felsefeyi" oturtamadım ben bilim tanımı içine. felsefe bir bilim değil mi? edebiyat da biraz zor oturuyor.

sanırım bilim de kendi içinde dallara ayrılıyor. 'soyut ve somut' falan gibi. bilgilendirirseniz sevinirim
 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
sessiz_lik25' Alıntı:
"felsefeyi" oturtamadım ben bilim tanımı içine. felsefe bir bilim değil mi? edebiyat da biraz zor oturuyor.

sanırım bilim de kendi içinde dallara ayrılıyor. 'soyut ve somut' falan gibi. bilgilendirirseniz sevinirim
Felsefe ; bir bilim dalı değildir.Nedeni de aşağıdaki konuda da açıklandığı gibi "bilim" somut ve belgeye dayalı veriler vermektedir.Oysa ki Felsefe soyut kavramlar üzrinde sorluar sorarak amaca giden yollara ulaşmaktır.
Fakat sorunuza istinaden İntrenetten bir araştır ma yaptım ve bulduğum bu bilgiyi buradan paylaşmak isterim  :)

AKLIN BİTMEYEN SORGULAMASI

Felsefenin özü,bir bilgiye sahip olmaktan çok, onu arayıp araştırmaktır. Felsefe uğraşı, bu doğrultuda olmak üzere, her şeyden önce bir “düşünme çabası”dır. Peki düşünme ne?Düşünme,aklın bir işlevidir; böylece akıl, edindiği bilgileri yeniden gözden geçirir, tartışır. Gerçekten, yaşamın deneyimleri, yığınla izlenim ve bilgi sağlar bize. Belli bir meslekten isek, hele hele bilimsel bir etkinlik içindeysek, daha tam, daha aydınlık kavramlar ediniriz. Ne var ki, yaşam deneyimimiz ne denli zengin, bilimsel ve teknik bilgilerimiz ne denli derin olursa olsun, hiçbiri felsefenin yerini tutmaz. İşte felsefe yapmak, bu bilgiler üzerinde düşünmek, onları sorgulamak, yani “yeniden gözden geçirip tartışmak”tır.

Felsefe Bilim midir?
Filozof,başlarda bütün bilimleri kucaklayan bir kişi olduğu halde, içinde bulunduğumuz bilim çağında, felsefe,bir bilim olma iddiasında değildir. Bilim, kendi alanında egemen olup çıkmıştır: Euklides’le matematik, Galilei ile fizik, Lavoisier ile kimya; Claude Bernard ile biyoloji, pozitif bilimler olmuşlardır. Filozofların uzun süre kendi “av alanı” olarak kullandıkları insanı bile, bilim ele geçirmiştir: Psikoloji ve sosyoloji, insan davranışlarının incelenmesine deneme yöntemi ve ölçüyü getirip sokmuşlardır
Felsefenin - bugün pek önemli - bu dalına, bilgi kuramı(epistemoloji)denir.
Ne var ki,felsefi düşünce daha öteye gider ve bilimin ihtiyaç duymadığı bir takım sorular da sorar. Bilim, başta doğa olaylarını, kavranabilir, yani matematik formüllerle dile getirilebilir yasalarla birbirine bağlayarak açıklama çabasındadır. Ama bilim, bu açıklamayı yaparken, sadece “araçlar” verir insana; “davranışlarımızı yönlendiren amaçlar” üstüne hiçbir şey söylemez o. Bilimin ve tekniğin insanın eline verdiği güçlerin parlaklığıyla isteklerimizin belirsizliğinin - üstelik acı biçimde - gözler önüne konduğu günümüz dünyasında, sadece felsefe isteklerimizin sınırlarını bize gösterebilir; sorumluluklarımızı hatırlatabilir. Bir başka deyişle, yalnız felsefe değerler sorunu’nu ortaya atabilir ve çözmeye çalışabilir.


Zeynep ; konunun hem içnde hem dışında eklediğim bilgiler ama soruya istinaden paylaşmak istedim. :) :-*
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Eklemeler için teşekkür ederim Gülşah, ayrıca konu başlıkları altında ortaya atılan sorular sadece konu sahibini değil, elbette ilgisini çeken herkesi ilgilendirmeli, ki amacımız doğrultusunda olumlu adımlar atabilelim. Buraya alıntı yaptığımız hiç bir yazıyı biz yazmıyoruz sonuçta, ve alıntı yapan kişi, "bu kesin doğrudur" diyerek paylaşmıyor hiç bir şeyi, üzerinde tartışmak, araştırmak için açılıyor konular.
Ben hep arkasındayım dediklerimin, dayatma bilgiler bizi ileri götürmez, sorgulamalı, araştırmalı, tartışmalıyız elbette.
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
sessiz_lik25' Alıntı:
"felsefeyi" oturtamadım ben bilim tanımı içine. felsefe bir bilim değil mi? edebiyat da biraz zor oturuyor.

sanırım bilim de kendi içinde dallara ayrılıyor. 'soyut ve somut' falan gibi. bilgilendirirseniz sevinirim
Yüzyılardır süren tartışmadır bu; Felsefe bilim midir tartışması.

TDK sözlüğünde bilim şöyle tanımlanıyor:
Bilim
Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi.”

“Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi.”
“Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir ereğe yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci.”
TDK Sözlüğündeki tanımlamaya dayanarak şahsen ben "bilim" olarak düşünebilirim, ikinci tanımlamayı gözardı edersem. Ancak ikinci tanımlama "felsefenin" asla bir bilim olarak kabul edemeyeceğimi göstermekte.

Yazıyı hazırlayan Bilim ve Teknoloji ise bilimin uğraş alanını;

Bilim neyle uğraşır?

Bilimin asıl uğraşı alanı doğa olaylarıdır. Burada doğa olaylarını en genel kapsamıyla algılıyoruz. Yalnızca fiziksel olguları değil, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, kültürel vb. bilgi alanlarının hepsi doğa olaylarıdır. Özetle, insanla ve çevresiyle ilgili olan her olgu bir doğa olayıdır. İnsanoğlu, bu olguları bilmek ve kendi yararına yönlendirmek için varoluşundan beri tükenmez bir tutkuyla ve sabırla uğraşmaktadır.
olarak tanıtmış ve ben buna katılıyorum. O halde felsefeyi bilime hizmet eden bir uğraş alanı olarak kabul edebilirim.

Felsefe ve Bilim konusunda temel bilgi olarak kabul edilen ve sanırım günümüz ders kitaplarında okutulan, öğretilen bilgiler ise;

Felsefenin Anlami

Sistemli felsefe geleneginin kökleri 2500 yil öncesine, eski yunanlilara kadar uzanir.Grekçe'de felsefe, philos (sevgi) ve sophia (bilgi) sözcüklerinin birlesmesinden olusmus “philosophia” sözcügünden gelmektedir.Bilgi dostu anlamina gelmekte olup felsefe yapan kisilere filozof denir. Felsefe bir soru sorma , sorgulama etkinligidir; varligi sorguya çekmektir. Filozof ele aldigi konuyla ilgili sorular sorar ve bunlara, akla dayanarak, sistemli ve tutarli bir biçimde yanitlar vermeye çalisir. Felsefe bir bilgi türüdür.Felsefeden baska bilgi türleri de vardir. Felsefeyi anlamak için, bilginin ne oldugunu, nasil bir bilgi oldugunu anlamak gerekecektir.

•  Bilimsel Bilginin Özellikleri :

•  Insanin merak ve hayretinden kaynaklanir.

•  Akla dayanir. Bilimin bulgulari insan aklina uygundur.

•  Sistemlidir.

•  Yöntemlidir.

•  Yigilarak (birikerek) ilerleyen bilgidir.

•  Nedensellik ilkesine dayanir.

•  Elestireldir.

•  Öngörülerde bulunur.

•  Evrenseldir.

•  Nesneldir.

•  Genellenebilir bilgilerdir.

•  Felsefi Bilginin Özellikleri :

•  Insanin anlama isteginden kaynaklanir.

•  Akla dayanir.

•  Evrenseldir.

•  Sistemlidir.

•  Elestireldir.

•  Özneldir (sübjektif). Sonuçlari kesin degildir.

•  Yigilan (biriken) bilgidir.

•  Sinirli bir alanin bilgisi degildir.

•  Felsefe ve Bilimin Ortak Özellikleri :

•  Her ikisi de insanin merak ve hayretinden kaynaklanir.

•  Her ikisi de akla dayanir.

•  Her ikisi de sistemli bilgilerdir.

•  Her ikisi de evrenseldir.

•  Her ikisi de dogruya ve gerçege ulasmayi amaçlar.

•  Felsefe ve Bilimin Farklari :

•  Her bilim, varligin yalnizca bir yönüyle ilgilenir, felsefe varligin tüm yönlerini anlamaya ve açiklamaya çalisir.

•  Bilimler kendilerine özgü yöntemler kullanirken, felsefe bilimlerin yöntem ve konularini elestirip tartisir.

•  Bilimler, genel yasalara ulasmakla yetinirken, felsefe bilimlerin sonuç ve yasalarini da tartisir.

•  Bilimler, nedenleri arastirirken, felsefe niçinleri arastirir.

•  Bilimsel nesnel (objektif), felsefe öznel (sübjektif) dir.

•  Bilimlerin sonuçlari kesin, felsefenin sonuçlari tartismalidir.

•  Bilim, olani incelerken, felsefe olmasi gerekeni inceler.

•  Bilimin araçlari deney ve gözlem, felsefenin araçlari yaratici düsünme, hayal gücü ve sezgidir.

•  Bilimin öngörüleri yüksek olasilikla gerçeklesirken, felsefenin tahminleri zayif olasilikla gerçeklesir.

•  Bilim yigilarak ilerleyen bilgidir. Felsefe yalnizca yigilan bilgidir.




 
M

mavidünya

Kullanıcı
11 Ağu 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
arkadaşlar verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler. benim için çok faydalı oldu  :) ;)
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Rica ederiz .:)
En azından bilgilerimiz ve araştırmalarımız doğrultusunda karınca kararınca eklemeler yapıyoruz, paylaşmaya çalışıyoruz mavidünya.
 
S

sessiz_lik25

Kullanıcı
28 Ağu 2008
En iyi cevaplar
0
0
Zynep' Alıntı:
üzerinde tartışmak, araştırmak için açılıyor konular.
diyorsunuz.
o zaman beni yanlış anlamayacağınızı düşünerek soruma devam etmek istiyorum

bilimsel bilgi için "eleştireldir" deniliyor. bu ne demek? çünkü "nesnel" ve "evrensel" olan bir şeyin "eleştirel" olması  mantıklı değil. yani "eleştirilebilir" olarak (yorum yapılabilir. bence doğru-bence yanlış şeklinde)  algılıyorum bu ifadeyi.


aynı şekilde "öznel" ve "eleştirel" olan bir şeyin de (felsefe) "evrensel" olması mümkün değil


Zynep' Alıntı:
•  Felsefe ve Bilimin Farklari :

....

•  Bilimler, nedenleri arastirirken, felsefe niçinleri arastirir.

.....
denilmiş. neden ve niçin hemen hemen aynı şey.

sanırım

bilim, "nasıl" ı , felsefe "niçin" i araştırır şeklinde olması gerekiyor
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Yok,neden yanlış anlayalım?

Evet, eleştirel kavramı bana kalırsada sizin sözünüzle "eleştirilebilir" anlamında diye düşünüyorum, yani eleştiriye açık. Zaten böyle olmasıda gerekmez mi? Aksi takdirde ortaya atılan her savı koşulsuz kabul etmek durumunda kalırdık.

"Niçin" ve "nasıl" tam olarak aynı anlamı taşımıyor bana göre. Gündelik yaşamımızda bazen aynı anlamı yükleyerek kullanıyor olabiliriz, ki buda tartışılır, çünkü yanıtlar farklıdır.
Sanırım bilimin, bir olayın "nasıl" ortaya çıktığını araştırdığını söylemek istemişsiniz sessizlik?
Ancak bilim "nasıl oluştuğunu" bizlere sunarken "nedenleri" ile açıklamazsa, "bilimsel gerçek" olarak adlandırmamız mümkün mü sizce?
Başlangıç olarak, nasıl oldu... diye başlanan bir araştırmanın "nedenlerini" araştırmaktır aslolan.
Bence burada bir yanılgı yok. Çünkü felsefe "nasıl" ı değil, "niçin" lerin peşindedir.
"Nasıl" ilk adımdır.
Bence... )
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Bu konularda cahilimdir ama.

Bilim nedenide niçinide nasılıda araştırır. Gibime geliyor sebeplede sonuçlada alakalıdır. Somut ve soyutlada oldugu gibi
En azından ben öyle biliyorum yanlış biliyorda olabilirim.

 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Korsan' Alıntı:
Zynep' Alıntı:
"Nasıl" ilk adımdır.
Bence... )
İlk adım ''Ne'' dir nasıl değil ortada bir ''Ne'' olmaz ise nasılda olmaz.
Felsefe diyo ben nedim :)
Valla doğru!
Bak ben bile günlük dilim gibi kullanıp nasıl yanıltacaktım! :(
Ben bile derken; bu konuda eğitim aldığım için "bile" kullandım sadece.
Sanal forumları bu nedenle seviyorum diye eklemek isterim, söz ağızdan çıkınca, geri dönüp düzeltme olanağı verdiği için.
Teşekkürler Korsan.
Silmiyorum, düzeltmiyorum, örnek olması açısından.
 
S

sessiz_lik25

Kullanıcı
28 Ağu 2008
En iyi cevaplar
0
0
bilimsel bilginin özelliklerini saymışsınız ya
o yüzden "bilgi" üzerinden konuşuyorum. "sav" (ki buna "teori" de denir) konusunda elbette size katılıyorum. yoksa ortaya çıkacak talo gerçekten komik olurdu. :)



Zynep' Alıntı:
•  Bilimlerin sonuçlari kesin, felsefenin sonuçlari tartismalidir.
"kesin" olan bir şey "eleştirel" olamaz

bir örnek vereyim daha iyi anlaşılsın

"su 100 derecede kaynar" desem, hiç kimsenin "bence kaynamaz" demeye hakkı yoktur. yada dese de kıymeti yokrtur. bu hiç bir şeyi değiştirmez.
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Ama örnek olarak verdiğiniz, kanıtlanmış, kabul edilmiş bilgi sonuçta?
Biz başlangıç evresinden sözediyoruz burada.
 
S

sessiz_lik25

Kullanıcı
28 Ağu 2008
En iyi cevaplar
0
0
Zynep' Alıntı:
Evet, eleştirel kavramı bana kalırsada sizin sözünüzle "eleştirilebilir" anlamında diye düşünüyorum, yani eleştiriye açık. Zaten böyle olmasıda gerekmez mi? Aksi takdirde ortaya atılan her savı koşulsuz kabul etmek durumunda kalırdık.
başlangıç evresinden söz ettiğmizle alakalı bir nokta dikkatimi çekmedi. nerde bahsediyoruz başlangıç evresinden?!

hatta ben gelişme ve sonuç evresinden bahsettiğimizi düşünüyordum

bilimsel bilgi bir sonuçtur nede olsa
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Zynep' Alıntı:
Başlangıç olarak, nasıl oldu... diye başlanan bir araştırmanın "nedenlerini" araştırmaktır aslolan.
Bence burada bir yanılgı yok. Çünkü felsefe "nasıl" ı değil, "niçin" lerin peşindedir.
"Nasıl" ilk adımdır.
Bence... )
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Sanırım, biraz daha dikkatli okumak gerekiyor sessizlik?
Yoksa siz yine, "şimdilik bu kısım bana gerekmez" diye, atlıyor musunuz? ;)
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
sessiz_lik25' Alıntı:
"su 100 derecede kaynar" desem, hiç kimsenin "bence kaynamaz" demeye hakkı yoktur. yada dese de kıymeti yokrtur. bu hiç bir şeyi değiştirmez.
Kaynama sıcaklığı atmosfer basıncına bağlıdır işte bu yüzden. Yüksek dağlarda atmosfer basıncı daha az olduğu için kaynama daha düşük sıcaklıkta gerçekleşir; derin madenlerde ya da düdüklü tencerelerdeyse daha yüksek sıcaklıklarda.

Yani buradan yola çıkarsak normal şartlarda dediğiniz olabilir ama belirtilen şartlarda ki bu şartlarda fazlası ile muhtemel şartlardır.

Su 100 derecenin altındada üstündede kaynar.

Bir değeri varmı tübitak a sormak lazım.
Yada bir kıymeti olup olmadığını.

Yani bu bile kesin sonuca eleştirel bir yaklaşımdır.
Teşekkür ederim.
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Ve bir dipnot:
Evrende eleştirilemez hiçbir durum yoktur.
 
S

sessiz_lik25

Kullanıcı
28 Ağu 2008
En iyi cevaplar
0
0
Zynep' Alıntı:
Sanırım, biraz daha dikkatli okumak gerekiyor sessizlik?
Yoksa siz yine, "şimdilik bu kısım bana gerekmez" diye, atlıyor musunuz? ;)
okadar da değil artık :D
sanırım bu suruya "evet" cevabını vermemi beklemiyorsunuz herhalde.

her satırını irdeleye irdeleye okudum. çünkü ihtiyacım olan bir konuydu

derdimi anlatabildiğimi düşünmüyorum.
o sizin yaptığınız alıntı "nasıl" ve "niçin" meselesini irdelerken söylediklerinizden

bense sayılan maddeler arasında çelişki oluyor diyorum
onun için alıntıyı yaptım

Korsan' Alıntı:
Kaynama sıcaklığı atmosfer basıncına bağlıdır işte bu yüzden. Yüksek dağlarda atmosfer basıncı daha az olduğu için kaynama daha düşük sıcaklıkta gerçekleşir; derin madenlerde ya da düdüklü tencerelerdeyse daha yüksek sıcaklıklarda.

Yani buradan yola çıkarsak normal şartlarda dediğiniz olabilir ama belirtilen şartlarda ki bu şartlarda fazlası ile muhtemel şartlardır.

Su 100 derecenin altındada üstündede kaynar.

Bir değeri varmı tübitak a sormak lazım.
Yada bir kıymeti olup olmadığını.

Yani bu bile kesin sonuca eleştirel bir yaklaşımdır.
Teşekkür ederim.
fizikte şartlar belirtilmemişse orada gizli bir N.Ş.A. (normal şartlar altında) ifadesi var kabul edilir.
sonuçta hangi şartlar altında suyun hangi sıcaklıkta kaynayacağını yine fizik bize söyler ve kimse bence öyle değil diyemez.

ben, daha çok, maddeler arasındaki çelişkiye dikkat çekmek istiyordum ama olay buraya geldi.
şimdi yine "polemik yapıyor" yakıştırması yiyeceğim herhade
 
Üst