S
sessiz_lik25
Kullanıcı
- 28 Ağu 2008
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
"Yaşamın sorunlarını çözmek için gereksindiğimiz temel araç disiplindir. Disiplinsiz hiçbir şeye çözüm getiremeyiz. Biraz disiplinle ancak bazı sorunları çözebiliriz. Mutlak disiplinle tüm sorunlan çözebiliriz. Disiplin içinde dört temel prensip vardır :
1- Hazzı Erteleme
Hazzı ertelemek, önce zor gelen şeyi yaptıktan sonra, hazzın tadını çıkaracak şekilde planlama sürecidir. Doğru dürüst yaşamanın tek yolu budur.
Ertelediğiniz şeyleri zevkli bir etkinlikten önce yapın. Böylece "önce çalış sonra eğlen" prensibini uygulamış olursunuz. Örneğin;
- Masanızı ve odanızı topladıktan sonra arkadaşınıza telefon edin.
- Sevdiğiniz bir yemeği yemeden önce sevmediğinizden biraz da olsa yiyin.
- Sevdiğiniz bir dersten önce sevmediğiniz bir dersi ya da konuyu az da olsa çalışın. Çok sevdiğiniz ve hemen yapmak isteğiniz bir şeyi sabrederek ertelemeyi deneyin.
- Almayı çok istediğiniz bir şeyi birkaç gün sonra alın.
- Öfkelendiğinizde içinizden 10`dan başlayarak geriye doğru sayın.
- Zevkli gelen şeyleri erteleyip size zor gelenleri her yaptığınızda bunu bir deftere kaydedin. Günlük tutun.
- Kendinizi denetlediğiniz her etkinliğin sonrasında kendinize küçük ödüller verin.
Örnekleri çoğaltabilirsiniz. Bunları yapabildiğiniz sürece kendinizi değerli ve huzurlu hissedecek, disiplinin birinci prensibini kazanmış olacaksınız.
2- Sorumluluğun Kabulü
Sevgili öğrenciler, geçen ay haz duygusunun erteleme konusunu ele almıştık. Umarım, bu yeteneğinizi geliştirmek için veriIen alıştırmaları da yapmışsınızdır. Az veya çok uygulamaları yapmak için bir çaba gösterenleri kutlarız. Çünkü bu kişiler disiplinin ikinci temel prensibini de gerçekleştirmiş durumdadırlar. Çünkü bu prensibe göre, bir sorun karşısında ``Bu sorun benim ve çözmek de bana bağlı`` diyebilmek gerekir. Sorumluluk konusunda insanların bir kısmı aşırı yüklenici davranırken, bir kısmı da hiç üstlenmezler.
Aşırı Yükleniciler
Bu kişiler kendilerini yanlış seçimler yapan, her zaman beklenenin altında kalan, yetersiz, zavallı bir insan olarak görürler. Suçu genelde kendilerinde ararlar.
Sorumluluk Üstlenmeyenler
Bu kişiler, davranışlarının ve başlarına gelen olayların tümüyle kendi kontrolleri dışındaki güçler tarafından yönlendirildiklerini düşünürler. Suçu başkalarında ararlar.
UYARI:
- Çözümün bir parçası değilsen sorunun bir parçasısın.
- Mutluluğunuzun ya da mutsuzluğunuzun sorumluluğu size ait.
- Kabahat senin demeye de dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin, canım kardeşim.
3- Gerçeğe Bağlılık
Dünyanın gerçeğini ne kadar iyi görürsek, yaşamla başa çıkmakta o kadar başarılı oluruz. Herkesin bir yaşam amacı olmalıdır. Buna "harita" diyebiliriz. Herkes kendi haritasını kendi yapar. Bu da çaba ister. Gerçekleri anlamak için ne kadar çaba gösterirsek, haritamız da o kadar büyük ve kusursuz olur. Kafamız yalan yanlış bilgilerle illüzyonlarla ne kadar doluysa, akıllı karar vermekte o kadar güçlük çekeriz.
Mücadeleye Açık Olmak
Gerçeğin ne olduğunu belirledikten sonra onu daima rahatımızdan üstün tutmalıyız ve bunun bizim için daha yaşamsal bir öneme sahip olduğunu bilmeli, rahatsızlığı normal görmeliyiz. Çünkü ruh sağlığı, ne pahasına olursa olsun gerçeğe sadık kalma sürecidir.
Yalan Söylemek ..
Acıları atlatmak için yapılan bir şeydir. Bundan dolayı ruh hastalığının işaretidir. Çünkü yalan gerçeği gizler. Bunun için yalan söyleyen kişi gerçekle yüzleşemediğinden ondan uzaklaşır.
4- Denge
Hayatta herşeyi belli bir denge içinde yapmak gerekir. Eğlenceye aşırı zaman ayırıp çalışmayı ihmal etmek de böyledir. Aynı şekilde tersi de kişiye zarar getirebilir. Aynı bir sarkacın sağa sola sallanması gibi aşırı sağ ve sola gidip gelmek yerine dengede kalmakta yarar vardır.
Not: Bu yazı kısaltılarak alıntı yapılmıştır. Yazıyı daha detaylı okumak isteyenler aşağıdaki linkten yazıya ulaşabilirler.
http://ozgencumut.com.tr/ders-calisma-motivasyon/disiplin-nedir.html
1- Hazzı Erteleme
Hazzı ertelemek, önce zor gelen şeyi yaptıktan sonra, hazzın tadını çıkaracak şekilde planlama sürecidir. Doğru dürüst yaşamanın tek yolu budur.
Ertelediğiniz şeyleri zevkli bir etkinlikten önce yapın. Böylece "önce çalış sonra eğlen" prensibini uygulamış olursunuz. Örneğin;
- Masanızı ve odanızı topladıktan sonra arkadaşınıza telefon edin.
- Sevdiğiniz bir yemeği yemeden önce sevmediğinizden biraz da olsa yiyin.
- Sevdiğiniz bir dersten önce sevmediğiniz bir dersi ya da konuyu az da olsa çalışın. Çok sevdiğiniz ve hemen yapmak isteğiniz bir şeyi sabrederek ertelemeyi deneyin.
- Almayı çok istediğiniz bir şeyi birkaç gün sonra alın.
- Öfkelendiğinizde içinizden 10`dan başlayarak geriye doğru sayın.
- Zevkli gelen şeyleri erteleyip size zor gelenleri her yaptığınızda bunu bir deftere kaydedin. Günlük tutun.
- Kendinizi denetlediğiniz her etkinliğin sonrasında kendinize küçük ödüller verin.
Örnekleri çoğaltabilirsiniz. Bunları yapabildiğiniz sürece kendinizi değerli ve huzurlu hissedecek, disiplinin birinci prensibini kazanmış olacaksınız.
2- Sorumluluğun Kabulü
Sevgili öğrenciler, geçen ay haz duygusunun erteleme konusunu ele almıştık. Umarım, bu yeteneğinizi geliştirmek için veriIen alıştırmaları da yapmışsınızdır. Az veya çok uygulamaları yapmak için bir çaba gösterenleri kutlarız. Çünkü bu kişiler disiplinin ikinci temel prensibini de gerçekleştirmiş durumdadırlar. Çünkü bu prensibe göre, bir sorun karşısında ``Bu sorun benim ve çözmek de bana bağlı`` diyebilmek gerekir. Sorumluluk konusunda insanların bir kısmı aşırı yüklenici davranırken, bir kısmı da hiç üstlenmezler.
Aşırı Yükleniciler
Bu kişiler kendilerini yanlış seçimler yapan, her zaman beklenenin altında kalan, yetersiz, zavallı bir insan olarak görürler. Suçu genelde kendilerinde ararlar.
Sorumluluk Üstlenmeyenler
Bu kişiler, davranışlarının ve başlarına gelen olayların tümüyle kendi kontrolleri dışındaki güçler tarafından yönlendirildiklerini düşünürler. Suçu başkalarında ararlar.
UYARI:
- Çözümün bir parçası değilsen sorunun bir parçasısın.
- Mutluluğunuzun ya da mutsuzluğunuzun sorumluluğu size ait.
- Kabahat senin demeye de dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin, canım kardeşim.
3- Gerçeğe Bağlılık
Dünyanın gerçeğini ne kadar iyi görürsek, yaşamla başa çıkmakta o kadar başarılı oluruz. Herkesin bir yaşam amacı olmalıdır. Buna "harita" diyebiliriz. Herkes kendi haritasını kendi yapar. Bu da çaba ister. Gerçekleri anlamak için ne kadar çaba gösterirsek, haritamız da o kadar büyük ve kusursuz olur. Kafamız yalan yanlış bilgilerle illüzyonlarla ne kadar doluysa, akıllı karar vermekte o kadar güçlük çekeriz.
Mücadeleye Açık Olmak
Gerçeğin ne olduğunu belirledikten sonra onu daima rahatımızdan üstün tutmalıyız ve bunun bizim için daha yaşamsal bir öneme sahip olduğunu bilmeli, rahatsızlığı normal görmeliyiz. Çünkü ruh sağlığı, ne pahasına olursa olsun gerçeğe sadık kalma sürecidir.
Yalan Söylemek ..
Acıları atlatmak için yapılan bir şeydir. Bundan dolayı ruh hastalığının işaretidir. Çünkü yalan gerçeği gizler. Bunun için yalan söyleyen kişi gerçekle yüzleşemediğinden ondan uzaklaşır.
4- Denge
Hayatta herşeyi belli bir denge içinde yapmak gerekir. Eğlenceye aşırı zaman ayırıp çalışmayı ihmal etmek de böyledir. Aynı şekilde tersi de kişiye zarar getirebilir. Aynı bir sarkacın sağa sola sallanması gibi aşırı sağ ve sola gidip gelmek yerine dengede kalmakta yarar vardır.
Not: Bu yazı kısaltılarak alıntı yapılmıştır. Yazıyı daha detaylı okumak isteyenler aşağıdaki linkten yazıya ulaşabilirler.
http://ozgencumut.com.tr/ders-calisma-motivasyon/disiplin-nedir.html