Z
Zynep
Kullanıcı
Başarı terörünün oluşmasında benim de suçum var.
İlk kitabını 21 yaşında yazan, bugüne kadar 8 kitap yayınlayan, Türkiye´nin 40 ilinde başarıyla ilgili seminer veren, kitaplarının toplam satışı 800 yüz bini geçen Kişisel Gelişim Uzmanı Mümin Sekman son kitabıyla ´Limit Sizsiniz´ diyor.
Mümin Sekman ile Röportaj
İnsanın kafasında kişisel gelişim uzmanı deyince yaşlı biri canlanıyor ama siz çok gençsiniz…
Türkiye´de yazarlarla ilgili üç algı vardır. Yazar yoksul, yaşlı ve yalnız olarak algılanır. İlk kitabımı 21 yaşımda yazdım.
Toplum belli yaşın üzerindeki insanların bilgisine daha çok güvenir. Zorlanmadınız mı?
Türkiye nüfusunun yüzde 40´ı yirmi yaşın altında ve genç nüfusu anlayabilmek için tecrüberinizin yanı sıra genç algısını anlayabilmeniz gerekir. Ben tecrübe yazmıyorum. Sakıp Sabancı, Vehbi Koç gibi başarılı insanlar tecrübelerini yazar. Ama ben uzmanım. Onlar gibi binlerce kişiyi okuyorum. 7/24 başarı sorularının cevaplarını arayıp burdan analizler yazıyorum.
Nasıl yapıyorsunuz bunu?
Binlerce biyografi kitabı ve kişisel gelişim kitabı okuyup, birçok başarılı isimle başarı serüvenini konuşarak. On yıl boyunca sadece bu işe odaklandım ve bu kadar çalışmadan sonra kafanızda bir öğreti oturtuyorsunuz. Bunu tabiki kitaplarla kitleye de sunuyorsunuz. İnsanlar bu kitapları beğendikleri için ben büyüdüm. Kitaplarıma ulaşan insan sayısı 900 bine ulaştı. Bu kadar insan yanılmış olamaz.
Peki bu olumlu birşey mi? Yani tersten bakarsanız aslında başarı oranı düşük olduğu için bir klavuza ihtiyaç duyduğumuzdan satılıyor da olabilir…
BAŞARIYI SAYGINLIK İÇİN İSTİYORLAR
Doğru. Başarı piskolojisini, hedefe ulaşma tekniğiyle ilgili bilimsel bazı metodlar ve teknikler varken başarı hurafeleriyle kafamızı doldurup bugüne kadar ilerledik. Benim kitaplarımdaki temel iddia şudur. Başarılı olmak öğrenilebilir. Daha iyi bir yerde olmak istiyorsam yeni birşey öğrenmeliyim. Orada da profesyonel bilgi devreye giriyor.
Akıl veriyorsunuz yani…
Akıl vermiyorum, sadece fikir veriyorum. Onlardan daha akıllı olduğum için değil. Akıl sadece başarılı insanlardan alınır gibi bir önyargı var. Oysa sağlıkla ilgili bir bilgi sağlıklı insandan değil doktordan alınır. Başarı ile ilgili bilgiyi de başarı uzmanından alabilirsiniz.
Neden şimdi bu kadar başarıyla ilgilenir olduk peki?
Kültürel bir değişime oldu. İnsanlar varlığını bildikleri şeyleri isterler. Örneğin kolanın varlığını bilmeseydik onu istemezdik. Başarı tekniklerini insanlar önceden bilimiyorladı ve o yüzden de talep edilmiyordu. Biz çıkıp böyle bir yol da var diye gösterince bunu istediklerini gösterdiler.
Peki içinde olduğumuz başarı kültürü evrensel mi?
İş dünyasının araçlarını yabancılardan aldığımız için yabancı bir başarı kültürüne yaklaşıyoruz. Özel hayatı ve aile hayatı gibi konularda yine alaturka bir tazımız var.
Başarı için sekiz kitap yazdınız. Başarıyla derdiniz nedir?
Ankara Hukuk´u bitirdikten sonra diplomamı yırttım ve kalkıp İstanbul´a geldim ve ´öğrenmeyi öğrenme´ diye bir konferans verdim. Kiramı bile ödeyemedigim zamanlar oldu. Dedim ki; sıfırdan zirveye gelmiş insanları inceleyip, düşünüp analiz edeceğim sonra bunu konferanslar yoluyla ´başarılı olabilir miyiz” diyen bir milyon insanın beynine bu bilgileri aktaracağım. Ben kendime misyon olarak bunu belirledim.
Neden peki?
Üniversiteyi kazandıktan sonra şu soruyu sordum; Ben nasıl kazandım. Nasıl kazandığımı bir kağıda yazdım ve onları fotokopi çektirip mahalledeki arkadaşlarıma dağıttım. Sonra üniversite yıllarımda merhamet güdüsüyle hareket ettim. Ben yapıyorum bunu başkaları da yapabilir dedim.
Sonra…
Konfüçyüs ile Robin Hood beni bu işe soktu diyebilirim… Robin Hood benim çocukluk kahramanımdı. Hukukta başkasının malını başkasına vermek suçtur. Kendi alanında zirvede olan insanlardan alıp başkalarına verdiğinizde eksilmiyecek tek şey bilgidir.
Bu işin bir okulu var mı?
Yok. Benim yaptığım disiplinlerarası birşey. Nasıl başarılı olunurun bilgisi hem psikolojide, hem sosyolojide hem de felsefede var. Her yönden baktığınızda başarı merkez bir kavram.
Başarı daimi birşey mi?
Bu fikir ikincil bir fikirdir. Çünkü insanların ilk düşünceleri nasıl başarılı olacağımdır. Vadide yaşıyorlar ve gözlerine bir dağ kestiriyorlar. Başarılı olduktan sonra ikinci düzey başlıyor. Geldiğim yerde nasıl kalırım? Sürdürülebilir başarı. O zirveye çıktığınızda başka bir sürü zirveyle karşılaşıyorsunuz. Başarıyorsunuz ama dünyada sizin gibi bin tane daha başarılı insan var. Geleceğin başarı trendi sürdürülebilirlik.
Bir başarıyı oluşturabilmek için üzerinde ne kadar düşünmek gerekiyor?
Başarının temeli düşüncedir. Türk, Afrika ve Avrupa kültürünü kıyasladığınızda. Avrupalı once düşünüyor sonra yapıyor. Afrikalı önce yapıp sonra düşünüyor. Biz Türkler ise yaparken düşünüyoruz.
Hangisi doğru?
Önce düşünüp sonra yapmak. Bu her kültürde doğrudur.
Peki başarı para üzerinden mi yoksa mevki üzerinden mi tanımlanır?
İş dünyasında başarı paradır, kimisi için başarı şöhrettir. Siyasette başarının ölçüsü iktidardır. Yazar dünyasında ana kriter bilgi birikiminizdir. Bunlar değişir. Parası olup başarısız olan çok insan biliyorum. Başarının getirdiği yüksek bir itibar vardır. Para insanın saygı duyusunu harekete geçirmez.
Başarıyı insanlar ne için istiyor?
Saygınlık için istiyorlar.
Başarı sıkı bir emekten ve çok çalışmadan geçiyor. Böyle molasız bir ömürü kim neden istesin?
Yetmiş yaşlarına gelmiş kendi alanlarında duayen olmuş insanlarla görüştüm. Hayatının sonuna kadar yetecek parası ve başarısı var. Ama hala yirmi yaşındaki gençlerden daha çok çalışıyor.
Nedir bu başarı hastalığı mı?
Evet öyle. Başarı da diğer şeylerde olduğu gibi bağımlılık yapabiliyor. Başarılı olmaya devam ettikçe başarı bağımlılığını geliştiriyor.Yaşamak için başaranlar, başarmak için yaşayan insanlar var. Aristonun bir sözü vardır. “Madem alışkanlıkların kölesiyiz o zaman iyi alışkanlıklar edinmeliyiz.”
Başarı iyi bir alışkanlık mıdır?
İnsana göre değişir eğer, bedel ödül ilişkisi üzerinden bakıyorsanız başarılı olmanız gerektiği zaman acı çekerek çalışmanız gerekiyor.
Başarı olmadan olmaz mı?
Başarının bedeli bir dönem için ödeniyor. Ama başarısızlığın bedeli bir ömür boyu ödeniyor.
İlk kitabını 21 yaşında yazan, bugüne kadar 8 kitap yayınlayan, Türkiye´nin 40 ilinde başarıyla ilgili seminer veren, kitaplarının toplam satışı 800 yüz bini geçen Kişisel Gelişim Uzmanı Mümin Sekman son kitabıyla ´Limit Sizsiniz´ diyor.
Mümin Sekman ile Röportaj
İnsanın kafasında kişisel gelişim uzmanı deyince yaşlı biri canlanıyor ama siz çok gençsiniz…
Türkiye´de yazarlarla ilgili üç algı vardır. Yazar yoksul, yaşlı ve yalnız olarak algılanır. İlk kitabımı 21 yaşımda yazdım.
Toplum belli yaşın üzerindeki insanların bilgisine daha çok güvenir. Zorlanmadınız mı?
Türkiye nüfusunun yüzde 40´ı yirmi yaşın altında ve genç nüfusu anlayabilmek için tecrüberinizin yanı sıra genç algısını anlayabilmeniz gerekir. Ben tecrübe yazmıyorum. Sakıp Sabancı, Vehbi Koç gibi başarılı insanlar tecrübelerini yazar. Ama ben uzmanım. Onlar gibi binlerce kişiyi okuyorum. 7/24 başarı sorularının cevaplarını arayıp burdan analizler yazıyorum.
Nasıl yapıyorsunuz bunu?
Binlerce biyografi kitabı ve kişisel gelişim kitabı okuyup, birçok başarılı isimle başarı serüvenini konuşarak. On yıl boyunca sadece bu işe odaklandım ve bu kadar çalışmadan sonra kafanızda bir öğreti oturtuyorsunuz. Bunu tabiki kitaplarla kitleye de sunuyorsunuz. İnsanlar bu kitapları beğendikleri için ben büyüdüm. Kitaplarıma ulaşan insan sayısı 900 bine ulaştı. Bu kadar insan yanılmış olamaz.
Peki bu olumlu birşey mi? Yani tersten bakarsanız aslında başarı oranı düşük olduğu için bir klavuza ihtiyaç duyduğumuzdan satılıyor da olabilir…
BAŞARIYI SAYGINLIK İÇİN İSTİYORLAR
Doğru. Başarı piskolojisini, hedefe ulaşma tekniğiyle ilgili bilimsel bazı metodlar ve teknikler varken başarı hurafeleriyle kafamızı doldurup bugüne kadar ilerledik. Benim kitaplarımdaki temel iddia şudur. Başarılı olmak öğrenilebilir. Daha iyi bir yerde olmak istiyorsam yeni birşey öğrenmeliyim. Orada da profesyonel bilgi devreye giriyor.
Akıl veriyorsunuz yani…
Akıl vermiyorum, sadece fikir veriyorum. Onlardan daha akıllı olduğum için değil. Akıl sadece başarılı insanlardan alınır gibi bir önyargı var. Oysa sağlıkla ilgili bir bilgi sağlıklı insandan değil doktordan alınır. Başarı ile ilgili bilgiyi de başarı uzmanından alabilirsiniz.
Neden şimdi bu kadar başarıyla ilgilenir olduk peki?
Kültürel bir değişime oldu. İnsanlar varlığını bildikleri şeyleri isterler. Örneğin kolanın varlığını bilmeseydik onu istemezdik. Başarı tekniklerini insanlar önceden bilimiyorladı ve o yüzden de talep edilmiyordu. Biz çıkıp böyle bir yol da var diye gösterince bunu istediklerini gösterdiler.
Peki içinde olduğumuz başarı kültürü evrensel mi?
İş dünyasının araçlarını yabancılardan aldığımız için yabancı bir başarı kültürüne yaklaşıyoruz. Özel hayatı ve aile hayatı gibi konularda yine alaturka bir tazımız var.
Başarı için sekiz kitap yazdınız. Başarıyla derdiniz nedir?
Ankara Hukuk´u bitirdikten sonra diplomamı yırttım ve kalkıp İstanbul´a geldim ve ´öğrenmeyi öğrenme´ diye bir konferans verdim. Kiramı bile ödeyemedigim zamanlar oldu. Dedim ki; sıfırdan zirveye gelmiş insanları inceleyip, düşünüp analiz edeceğim sonra bunu konferanslar yoluyla ´başarılı olabilir miyiz” diyen bir milyon insanın beynine bu bilgileri aktaracağım. Ben kendime misyon olarak bunu belirledim.
Neden peki?
Üniversiteyi kazandıktan sonra şu soruyu sordum; Ben nasıl kazandım. Nasıl kazandığımı bir kağıda yazdım ve onları fotokopi çektirip mahalledeki arkadaşlarıma dağıttım. Sonra üniversite yıllarımda merhamet güdüsüyle hareket ettim. Ben yapıyorum bunu başkaları da yapabilir dedim.
Sonra…
Konfüçyüs ile Robin Hood beni bu işe soktu diyebilirim… Robin Hood benim çocukluk kahramanımdı. Hukukta başkasının malını başkasına vermek suçtur. Kendi alanında zirvede olan insanlardan alıp başkalarına verdiğinizde eksilmiyecek tek şey bilgidir.
Bu işin bir okulu var mı?
Yok. Benim yaptığım disiplinlerarası birşey. Nasıl başarılı olunurun bilgisi hem psikolojide, hem sosyolojide hem de felsefede var. Her yönden baktığınızda başarı merkez bir kavram.
Başarı daimi birşey mi?
Bu fikir ikincil bir fikirdir. Çünkü insanların ilk düşünceleri nasıl başarılı olacağımdır. Vadide yaşıyorlar ve gözlerine bir dağ kestiriyorlar. Başarılı olduktan sonra ikinci düzey başlıyor. Geldiğim yerde nasıl kalırım? Sürdürülebilir başarı. O zirveye çıktığınızda başka bir sürü zirveyle karşılaşıyorsunuz. Başarıyorsunuz ama dünyada sizin gibi bin tane daha başarılı insan var. Geleceğin başarı trendi sürdürülebilirlik.
Bir başarıyı oluşturabilmek için üzerinde ne kadar düşünmek gerekiyor?
Başarının temeli düşüncedir. Türk, Afrika ve Avrupa kültürünü kıyasladığınızda. Avrupalı once düşünüyor sonra yapıyor. Afrikalı önce yapıp sonra düşünüyor. Biz Türkler ise yaparken düşünüyoruz.
Hangisi doğru?
Önce düşünüp sonra yapmak. Bu her kültürde doğrudur.
Peki başarı para üzerinden mi yoksa mevki üzerinden mi tanımlanır?
İş dünyasında başarı paradır, kimisi için başarı şöhrettir. Siyasette başarının ölçüsü iktidardır. Yazar dünyasında ana kriter bilgi birikiminizdir. Bunlar değişir. Parası olup başarısız olan çok insan biliyorum. Başarının getirdiği yüksek bir itibar vardır. Para insanın saygı duyusunu harekete geçirmez.
Başarıyı insanlar ne için istiyor?
Saygınlık için istiyorlar.
Başarı sıkı bir emekten ve çok çalışmadan geçiyor. Böyle molasız bir ömürü kim neden istesin?
Yetmiş yaşlarına gelmiş kendi alanlarında duayen olmuş insanlarla görüştüm. Hayatının sonuna kadar yetecek parası ve başarısı var. Ama hala yirmi yaşındaki gençlerden daha çok çalışıyor.
Nedir bu başarı hastalığı mı?
Evet öyle. Başarı da diğer şeylerde olduğu gibi bağımlılık yapabiliyor. Başarılı olmaya devam ettikçe başarı bağımlılığını geliştiriyor.Yaşamak için başaranlar, başarmak için yaşayan insanlar var. Aristonun bir sözü vardır. “Madem alışkanlıkların kölesiyiz o zaman iyi alışkanlıklar edinmeliyiz.”
Başarı iyi bir alışkanlık mıdır?
İnsana göre değişir eğer, bedel ödül ilişkisi üzerinden bakıyorsanız başarılı olmanız gerektiği zaman acı çekerek çalışmanız gerekiyor.
Başarı olmadan olmaz mı?
Başarının bedeli bir dönem için ödeniyor. Ama başarısızlığın bedeli bir ömür boyu ödeniyor.