S
su perisi
Kullanıcı
- 4 Ocak 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
BANA ENGELLİ DİYORLAR……………..
Bana engelli diyorlar…..
Görmüyormuşum hiçbir şeyi !
Beyaz asam ile sendeleyerek yürürken yolda,
Duyuyorum nasıl da gülüyorlar bana…
Bana engelli diyorlar…..
Duymuyormuşum kimseyi!
Ne olur birkaç defa tekrarlasalar aynı cümleyi?
Duyamıyorum ama görüyorum bana sıkıntıyla bakan gözleri….
Bana engelli diyorlar….
Düşünemiyormuşum herkes gibi !
Ama bilmiyorlar ki annemin her damla göz yaşının içime işlediğini…..
Bana engelli diyorlar….
Yürüyemiyormuşum insan gibi !
Ama unutuyorlar,
Sürünerek te olsa daha zor şartlarda yapabildiğimi her işimi….
Bana engelli diyorlar…….
Konuşarak anlatamıyormuşum derdimi !
Ah bir bilseler !
Su isteyemediğim için susuz uyuduğum geceleri….
Bana engelli diyorlar…
Halbuki beni görmemek için;
Gözlerini kapatıyorlar,
Kulaklarını tıkıyorlar,
Yollarını değiştiriyorlar……
Ben konuşmak isteyince;
Susuyorlar !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Ama bana engelli diyorlar!!!!!!
Sizler verin cevabını;
Ben engellerimi aşmak için azimli davranırken,
Bana yeni engeller koymaya ve beni etiketlemeye,
Kimin var hakkı ?????????
BİR İNSANIN YAŞAMINDA EKSİKLİĞİNİ HİSSEDEBİLECEĞİ SADECE İKİ ÖNEMLİ ORGANI OLABİLİR:
BİRİ YÜREK,DİĞERİ BEYİN!!!
Beni çok etkileyen ve günlerden biride bugündür... Dünya engelliler günü..
Bu gün katıldığım konferansa bir kez daha gördüm bedeninde engelli olanlar mı engeli? yoksa hiç bir engeli olmadığı halde engelli gibi davrananlar mı?
Dünya engelliler günü ile kısa bir bilgi verip duygularımı paylaşmak için geçde olsa bu sayfayı açtım...Engelliler günü bir gün olmamalı...Ne oldum dememeli,ne olacagım demeli insan,ve etrafında yardıma muhtaç insanlara el uzatmalı...
Soruyorum size,kim engelli...Bütün uzuvlarımız olduğu halde bir şeyleri hep şikayet ederek hayatımızı zorlayan biz mi? yoksa eksik uzuvları olduğu halde hayatta izler bırakabilen engelli insanlarımız mı?
"Hikayenin sahibesi Sevgili Figen Öncel.Öncel doğuştan engelli bir kardeşimiz değil. Anneciği doğum için hasteneye gidiyor Figen'cik de anneannesine emanet ediliyor.Figen'lerin evleri tren istasyonunun hemen yanında,Figen birara anneannesinin içerde iş yapmasını fırsat bilip kaşla göz arasında bahçeye çıkıyor elindeki oyuncağı ile ve kısa süre sonra oyuncak bebeği ile uykuya dalıyor rayların üzerinde veee o talihsiz olay gerçekleşiyor Figen kardeşimiz trenin ayaklarının üzerinden geçmesi ile ayaklarını kaybediyor"
Tempo dergisinden alıntı sözler...
*ZATEN ÇOK KOŞTUM YORMA BENİ,KALDIR ÖNÜME KOYDUĞUN ENGELLERİ.
Ece Temelkuran.
*TEKERLEKLER DÖNÜYOR DÖNÜYOR DÖNÜYOR...
HEDEFİME YAKLAŞIYORUM
ATIYORUM TOPU BASKEEET
HAYAT BU SEFER BEN ÖNDEYİM!!!
Meral Okay.
*BELKİ DE HAYATIMDA GÖRDÜĞÜM EN ETKİLEYİCİ SAHNELERDEN BİRİYDİ.
BJK TEKERLEKLİ SANDALYE BASKET TAKIMI ŞAMPİYON OLMUŞ...
TÜM OYUNCULAR TERLER İÇİNDE YERDE BİRBİRİNİN ÜSTÜNDE .
TEKERLEKLİ SANDALYELER BİR KENARA ATILMIŞ...
YÜZLERİNDE MUTLULUĞUN,GURURUN VE SONUNDA BAŞARMIŞ OLMANIN İFADESİ...
''BAŞARIYI FOTOĞRAFA SIĞDIRIRMISIN?''DESELER İŞTE O FOTOĞRAFI VERİRİM...
Fikret Ercan.
*TEKERLEĞİ NEDEN İCAT ETMİŞTİR İNSAN?
ARABALARA TAKILSIN DİYE Mİ?
YOKSA YÜRÜYEMEYEN ÇOCUĞUNA
BİR SANDALYE YAPMAK İÇİN Mİ?
...AMA,İNSAN!
Sunay Akın.
Size,zeka özürlü diye nitelendirildiği halde,dünyada iz bırakan bir kaç kişiden de bahsetmek istiyorum...
Thomas Edison (1847 - 1931)
İnsanlık tarihinin en büyük mucitlerinden biri olan Thomas Edison, 1847’de Amerika’nın Ohio eyaletinde dünyaya geldi. Yedi yaşındayken ailesiyle birlikte Michigan'daki Port Huron'a yerleşti ve ilköğrenimine burada başladı. Fakat başladıktan yaklaşık üç ay sonra algılamasının yavaşlığı nedeniyle okuldan uzaklaştırıldı
Albert Einstein (14 Mart 1879 - 18 Nisan 1955) ,
Einstein, 1879 yılında Güney Almanya’nın Ulm kentinde dünyaya geldi. Babası küçük bir elektrokimya fabrikasının sahibi; annesi ise, klasik müziğe meraklı, eğitimli bir ev hanımıydı. Konuşmaya geç başlaması ve içine kapanık bir çocuk olması, ailesini tedirginliğe düşürmüşse de, sonraki yıllarda bu korkularının gereksizliği anlaşılacaktı. Giderek meraklı, hayal gücü zengin bir çocuk olarak büyüyordu..
Barış MANÇO...Öğretmeni ona" senden besteci olmaz" dedi..Ölümünün üzerinden seneler geçmesine rağmen,şarkıları dillerdedir...
Ludwig van Beethoven (16 Aralık 1770-26 Mart 1827) Alman klasik müzik bestecisi
Beethoven, dogdugunda diger çoçuklardan farklı idi..
Öğrenim hayatı hep sorunlu idi..müdür bir gün annesini çagırarak okuldan alınıp,onun seviyesindeki çoçukların egitim görsügü okula verilmesini söyledi..Annesi o okuldan alıp,başka bir okula verdi ama müdürün söyledigi gibi bir okula degildi..Okuldan giderkende şu cümleler döküldü dilinden.
"Bu çocuğa iyi bakın, bir gün tüm Dünya onu tanıyacak." On yaşındaki Beethoven' ı tanıyabildiği kısa zaman içinde böyle demişti Mozart ve gerçekten yanılmadığını gösterdi zaman.
Her birimiz birer engelli adayıdır. Yarın ne olacağını kimse bilemez. Bu nedenle engelliler için bir olmalı, onların hayatlarını zorlaştırmak yerine bir gün bizim de engelli olabileceğini unutmayarak tüm engelleri birlikte aşmalıyız.
Sözlerimi bir şiir bir video ve 100 temel içine giren bir kitapla noktalıyorum...
Sen Özürlü Olsaydın
Kader sana ansızın indirseydi tokadı
Ömrünün baharında sararıp ta solsaydın
Bir anda uçup gitse dizlerinin takatı
Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Tanrım sana bu güzel elleri vermeseydi
Masmavi gökyüzünü gözlerin görmeseydi
Dünyada olanlara aklın hiç ermeseydi
Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Candan sevdiğin biri bu hale düşse idi
Belki sana bir ibret belki bir hisse idi
Felek sana müebbet bir ceza kesse idi
Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Kutsaldır özürlüye vereceğin her emek
Ona nasılsın deyip yüzüne gülümsemek
İnsana yakışır mı ondan bana ne demek
Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Neden hor görüyorsun tanrı verdiği canı
Belki onunda vardır senden üstün bir yanı
Asla dilemem ama Allah korusun hani
Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Gelin bu insanlara artık sahip çıkalım
Çevresine örülmüş duvarları yıkalım
Vicdanına danışıp bir hesap yap bakalım
Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
İbrahim Yavuz
Forrest Gump
http://www.sinemalar.com/fragman/1053/Forrest-Gump/
Christy Brown, beyin felcinin bir kurbanı olarak dünyaya geldi. Buna rağmen, yardıma muhtaç bu küçük bebek, İrlanda edebiyatının devleri arasında yerini alacak bir yazarın muhteşem hayal gücünü ve duyarlı zekâsını barındırmaktaydı. Bu, Christy Brown'ın kendi hikâyesidir. Yazarın, sol ayak parmaklarıyla yazmayı, resim yapmayı ve daktilo kullanmayı öğrenmek için çocukluğunda gösterdiği mücadeleyi anlatmaktadır. Bu tarzda yazdığı diğer bir kitabı "Down All The Days" en çok satan kitaplar arasına girmiştir. Sol Ayağım; Christy Brown'ı Daniel Day-Lewis'in canlandırdığı, çok başarılı bir filme konu edinilmiştir.