L
lostcontrol
Kullanıcı
AĞAÇKAKANIN KAFATASINDAKİ MEKANİK SİSTEM
Ağaçkakanlar, yuva yapmak ve yiyecek bulmak için ağaç kabuklarına seri vuruşlar yaparlar. Bazı ağaçkakanlar bir saniyede 15-20 vuruş yapar. Kuşun iki vuruşu arasındaki zaman farkı, bir saniyeden çok daha azdır.
Kuşun gagası her ağaca çarptığında kafası büyük bir sarsıntıya uğrar. Fakat kiraz büyüklüğündeki beyni bu sarsıntılardan etkilenmez. Ağaçkakanın sırrı, boyun kaslarındadır. Vurmaya başlayınca, baş ve gaga tam bir doğru üzerine gelirler. En küçük bir sapma, beyinde yırtılma yapabilir.
Betona Kafa Atmak… ???
Bu denli hızlı bir vuruşun betona kafa atmaktan bir farkı yoktur. Kuşun beyninin hiçbir hasara uğramaması ise ancak olağanüstü bir tasarımla mümkündür. .
Ağaçkakanlar, gagaları ile açtıkları oyuklardaki böcekleri ve tırtılları yemelerini sağlayan özel bir dil ile yaratılmışlardır. Kuş ''kafatasının içinde dolanan'' dilini dışarı doğru iyice uzatarak bir pipet gibi kullanabilir.
Ağaçkakanın kafasındaki mükemmel sistem, evrenin ve canlıların kör tesadüflerin eseri olamayacağını bir kez daha gözler önüne sermektedir
Ağaçkakanlar, yuva yapmak ve yiyecek bulmak için ağaç kabuklarına seri vuruşlar yaparlar. Bazı ağaçkakanlar bir saniyede 15-20 vuruş yapar. Kuşun iki vuruşu arasındaki zaman farkı, bir saniyeden çok daha azdır.
Kuşun gagası her ağaca çarptığında kafası büyük bir sarsıntıya uğrar. Fakat kiraz büyüklüğündeki beyni bu sarsıntılardan etkilenmez. Ağaçkakanın sırrı, boyun kaslarındadır. Vurmaya başlayınca, baş ve gaga tam bir doğru üzerine gelirler. En küçük bir sapma, beyinde yırtılma yapabilir.
Betona Kafa Atmak… ???
Bu denli hızlı bir vuruşun betona kafa atmaktan bir farkı yoktur. Kuşun beyninin hiçbir hasara uğramaması ise ancak olağanüstü bir tasarımla mümkündür. .
Ağaçkakanlar, gagaları ile açtıkları oyuklardaki böcekleri ve tırtılları yemelerini sağlayan özel bir dil ile yaratılmışlardır. Kuş ''kafatasının içinde dolanan'' dilini dışarı doğru iyice uzatarak bir pipet gibi kullanabilir.
Ağaçkakanın kafasındaki mükemmel sistem, evrenin ve canlıların kör tesadüflerin eseri olamayacağını bir kez daha gözler önüne sermektedir