'25 Kasım Kadına Şiddete Hayır Günü.!'

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde crt tarafından oluşturulan '25 Kasım Kadına Şiddete Hayır Günü.!' başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 8,110 kez görüntülenmiş, 14 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı '25 Kasım Kadına Şiddete Hayır Günü.!'
Konbuyu başlatan crt
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan crt
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
*************



Kadına yönelik şiddet araştırılıyor
AA

Adana- Dernek üyesi ve proje koordinatörü Sibel Akdemir, son günlerde kadına yönelik şiddet ve suçların kamuoyunca tartışıldığını belirterek, insani değerlerle hiçbir şekilde bağdaşmayan şiddet ile mücadeleyi öncelikli bir konu olarak ele aldıklarını söyledi.
Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi (Ulusal Ajans) Hayat Boyu Öğrenme Programı çerçevesinde Romanya ve Polonya ortaklığıyla bir proje hazırladıklarını ifade eden Akdemir..
Projenin kadına yönelik şiddetin ve ayırımcılığın önlenmesi konusunda farkındalık yaratarak kamuoyu oluşturmayı amaçladığını, bu kapsamda çeşitli eğitim çalışmaları yapılacağını ifade etti.

Projenin hedef kitlesinin şiddete uğrayan hiçbir ekonomik gücü olmayan kadınlar olsa da, asıl kitlenin Adana ve çevresindeki tüm kadınlar olduğunu anlatan Akdemir, şunları kaydetti:

''Şiddetin nedenlerini ve kaynağını araştırmak için bölge genelinde ve proje paydaşlarının bulundukları ülkelerde aynı anda önce kadın öğretmenlerden ve bankacılardan başlamak üzere anket çalışması yapılacak.
İkinci adım olarak çalışmayan hiçbir şekilde ekonomik özgürlüğü olmayan dezavantajlı kadınlara anket uygulanacak.
Anket sonuçlarına göre çıkan istatistik verilere dayanarak proje paydaşlarıyla birlikte Türkçe ve İngilizce kitapçık hazırlanacak.
Proje ile aile içi şiddetin nedenleri, çözüm önerileri, kadınlara yapılan pozitif ayrımcılık konularında etkinlikler düzenlenerek bölge ve ülke genelinde halkın bilinçlenmesi sağlanacak. Ayrıca şiddete maruz kalan kadınların yasal haklarını bilmeleri konusunda kitapçık hazırlanarak bölge geneline dağıtılacak.''

Akdemir,
proje faaliyetleri kapsamında yapılacak anketlerdeki bilgeleri kullanarak ayrımcılığa uğramış, eğitimsiz, işsiz kadınlara ulaşılacağını bildirerek, üniversitelerin Psikolojik Danışmanlık bölümlerinde bu kadınlara yönelik seminerler düzenleyerek hedef grubun kendilerine olan güvenlerini arttırılması ve aydınlatılmasının sağlanacağını kaydetti.

Akdemir, proje ile şiddetin kaynağına inmek istediklerini belirterek,
''Şiddet çocukluktan gelen bir şey mi? Aile sorunlarından kaynaklanan bir durum mu?
Yoksa başka nedenleri var mı? bütün bunlar araştırmanın sonucunda ortaya çıkacak.
Ayrıca çalışma ile ülkeler arasındaki farklar da tespit edilmiş olacak'' dedi.

Projenin paydaşları ile 8 Mart'ta Romanya'da, Ağustos ayında Polonya'da, ekim ayında da Türkiye'de toplanacaklarını anlatan Akdemir,
elde edilecek sonuçlara bakarak şiddetin neden kaynaklandığını bulmaya çalışacaklarını bildirdi.


***Anket çalışması..


Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazan Alparslan ise projenin şu anda anket çalışmalarını yürüttüklerini belirterek, bu çalışmada kadına yönelik ev içi şiddeti sorguladıklarını söyledi.
Alparslan, ankete ev içi şiddeti en az gördüğü tahmin edilen grubu sorgulayarak başladıklarını belirterek, şunları kaydetti:

''İlk olarak eğitimli kadınlar üzerinde anket uyguladığımız için elde edeceğimiz sonuç, ev içi şiddetin toplumdaki en düşük oranı olacak.
Çünkü bunlar eğitimli kadınlar, eşleri de eğitimli, maddi durumları iyi. Ardından hem şiddet görenin hem de şiddeti yaratan kişinin özelliklerini öğrenmeye çalışacağız. Bu eş şiddeti ise şiddete başvuran eşin özelliklerini yakalamaya çalışacağız.
Sonra da bu gruplara yönelik eğitimler düzenleyerek proje devam edecek. Ardından dezavantajlı dediğimiz maddi durumu kötü ve eğitim seviyesi düşük kadınlara anketler uygulayarak, aynı süreci gerçekleştireceğiz.''

Alparslan, Türkiye'de kadınların yasal haklarını bilmediklerini vurgulayarak,
''Elimizden geldiği kadar geniş kitlelerde şiddet konusunda farkındalık yaratıp kadınları şiddetten korumak,
şiddete maruz kaldıklarında hangi haklara sahip olduklarını öğretmek istiyoruz'' dedi.

 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul


Kadınlar Neden Öldürülür!

Bunlar hep oluyordu diyenlere kadın cinayetleri yüzde 1400 arttı diyor istatistikler. Yüzde diyor bin dört yüz. Resmi rakamlar geçiyor gözümüzün önünden. Binlerce yıllık katlimizin son halinin vahametini rakamlar ve resmi rakamlar, o soğuk sayılar yani yaşadığımız zulmü anlatmaktan aciz sayılar bile haykırıyor suratımıza.
Her gün ortalama beş kadın “hayatlarındaki” erkekler tarafından her gün göz göre göre, körü körüne katlediliyor. Katlediliyoruz. Üzerine bedenen sakatlananları koyun, ruhen sakatlananları koyun, tokat yiyen azar işitenlerimizi koyun.
Tecavüze tacize uğrayanlarımızı koyun. Bugün aklımızı nasıl yitirmediğimize şaşalım hep birlikte. Bu dünyada yaşayıp kadın cinsi olarak katledildiğimiz dünyada ayakta kalabildiğimize ve acıyla haykırabildiğimize şaşalım hep birlikte. Hukuk mu? Mahkeme mi? Adalet mi? Kadınlar mevzu bahis olduğunda tüm bunların laftan ibaret olduğunu çoktan öğrendik.

Hepimiz Gibi
Ayşe, Arzu, Saliha, Funda, Şehri, Hatice. Bakıyorum fotoğraflarına. Ayşe’nin yüzü gözleri mor. Yaşadığı cehennemden ne olursa olsun kurtulmaya karar vermiş bir kadın gözümüzün içine bakıyor dosdoğru. Bu karar kolay alınmamış belli. Cehennemin şiddetin ilk işaretleri geldiğinde kendinde aramış hataları hepimiz gibi. Düzelir demiş hepimiz gibi. Yıllar geçip gün be gün yandıkça canı düzelmeyeceği apaçık çıkınca ortaya ama çocuklar ne olacak demiş. Çocuklar büyüsün kendilerini kurtarsınlar demiş. Hepimiz gibi.

Vatandaş Ayşe, Vatandaş Ahmet
Ondan sonra ondan sonra. Dayak ve tecavüz. Canına tak ettiği yerde tam da çocuklar büyümüşken bir akraba düğününde bir akrabasıyla dans eden Ayşe’yi dövdü koca. Tecavüz etti arkasından. Cinsel saldırı suçuyla çıktığı mahkemede pişmanım dedi koca. Karımı dövdüm, tecavüz ettim pişmanım. Bir sözü yetti dayakçı ve tecavüzcü kocanın serbest kalmasına. Tutuksuz yargılanmasına. Zira “kocası” bu diye düşünmüş olmalılar kocayı serbest bırakan erkek kardeşlik kurumunun adalet sistemindeki üyeleri, “döver de sever de”. Kendine hukukları da uygun nasıl olsa. Her şeye rağmen inat etti kendi hayatında ve boşanmayı başardı Ayşe. Issız bir yere bıçak zoruyla kaçırıp ölümle tehdit etti koca. Ardından kapısına dayandı Ayşe’nin. Ayşe savcılığa başvurdu.
Bilin bakalım ne oldu? Savcıdan devletin bıçak zoruyla kaçılmış ölümle tehdit edilmiş kapısına dayanılmış “her vatandaşına”  reva gördüğü muameleyi mi gördü? Bu adam yan komşusu Ahmet beye bunları yapsa ne olurdu? Yan komşusunu dövse ona tecavüz etse onu bıçak zoruyla kaçırsa ölümle tehdit etse sonra tekrar kapısına dayansa ne olurdu? İşte o zaman olacak olanlar Ayşe söz konusu olunca olmadı. Eski koca gözaltına alınmadı. Ayşe bir polis otosuna konulup eve gönderildi. Mahkemeye başvurdu Ayşe. Koruma talep etti. “Uygun” bulunmadı. Bir eksik etek bir saçı uzun aklı kısanın şikayetine uyup korumamı verecek devlet bir de.

O Fotoğraf
O fotoğraftan bakıyor Ayşe. Hayatına arsızca el koyan, korunmak için mahkemeye başvurduğu adam tepesinde. Ölüm tehditleri için suç duyurusunda bulunduğu adam, tecavüzcü ve dayakçı koca o fotoğrafın içinde. Tüm kişisel alanını işgal etmiş. Ayşe dik. Tüm bedeni ile hayır diyor o fotoğrafta. Boyun eğmeyi reddediyor belli.
Ayşe zulümden kurtulmaya çalışmanın bedelin 10 bıçak yarasıyla ödedi. Yeni TCK’nın suç aleti saymadığı bir bıçaktan alınmış 10 darbe. Bıçağı tutan el kocanınki şüphesiz. Cinayeti herkesin gözü önünde defalarca prova eden, tecavüz ve dayakla taçlandıran kocanın. Ama onun sırtını sıvazlayanlar öne öne itenler var arkasına Ayşe’yi eve gönderen polisler, kocanın gözaltına alınmasını talep etmeyen savcılar, ölüm tehdidi altında bulunan bir “vatandaşı” vatandaştan saymayıp koruma vermeyen hakimler. Hep bir ağızdan aynı şarkıyı söylüyorlar. Koca onların önde gideni yalnız.

Mesaj
Biz tüm kadınlara verdikleri mesaj net. “Sizin hayatınıza istediğimiz gibi el koyarız” diyorlar. “Sizin kendinize ait bir hayatınız olamaz. Aileniz, babanız erkek kardeşiniz sevgiliniz kocanız hatta yan kapı komşunuz hocanız bakanınız ve dahi tüm devletlüler. Biz erkekler ve onların hizmetkarları.  Kimi seveceğinize, bedeninize kimin dokunacağına, ne giyeceğinize, nerde ne zaman çalışacağınıza, kaç paraya çalışacağınıza, kimle konuşacağınıza, kime saat soracağınıza biz karar veririz. Siz bize bakmak beslemek hoş tutmak zorundasınız. Bedeninize, maddi ve manevi emeğinize ve topyekün hayatınıza istediğimiz gibi el koyarız. Köleliğinizden kurtulmak ve kendinize ait bir hayat mı istiyorsunuz?
İstediğiniz yerde çalışmak istediğinizi giymek istediğiniz adamla evlenmek mi istiyorsunuz? Malına zarar gelmiş ruh haliyle saldırırız üzerinize. Bakın işte Güldünya’ya bakın, Ayşe Paşa’lıya, Arzu Odabaş’a, Sakine Akkuş’a, Derya Demiral’a, Zübeyde Yıldız’a, Gülayşe Bilgi’ye, Seher Haşimoğlu’na, Saliha Erdem’e, Hatice Fırat’a. Her gün öldürülen 5 kadından birine bakın. Bakın ve ibret alın.” Hepsi cins temelli bir katliamımızın kurbanları.

Aldığımız mesaj budur. Kadın olduğu için öldürülen, tecavüze tacize uğrayan her kadın dünyanın her yerindeki kadınlara başkaldırdıklarında hesaplarının nasıl görüleceğine dair politik birer derstir. Bu dersi alan her kadın isyankardır. Bu dersi alan her kadın feministtir.
Kendi kurtuluşunun kendinin ve diğer kadınların elinde olduğunu, taa içinde bilir...
Nokta.

(alıntı)
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
 
Kadın, cins ayrımcılığına karşı her alanda kendisini ifade etmeli, özellikle Demokratik Kitle Örgütleri harekete geçmelidir...
Kadınlar yaşamın her alanında bunun mücadelesini vermek zorundadırlar..
Emeğimiz için...Geleceğimiz için
Bedenlerimizin Sahibi olmak için  mücadeleye
Evde, İşyerinde, Sokakta ...



 
C

cantuuu

Kullanıcı
19 Mar 2011
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
KADINA KARŞI ŞİDDETE HAYIR!


Kadına yönelik şiddetten payını alan bir kadın. Yol ortasında duran beyaz bir araçtan inen genç bir çiftin tartışmasıyla başlıyor. Başta basit bir kavga gibi görünen tartışma görüntünün ilerleyen dakikalarında kocası kadını tekme tokat dövüyor

Sevgilisini Sokakta Uçar Tekmeyle Dövdü ! CİNNET, ŞİDDET, KADINA DAYAK


Bu tarz yapıya sahip insanlar(!);

gücünün yetti herkese şiddet uygular,
Bugün sevgilisine , yarın eşine sonra çocuğuna ve belki anne babaya...
Yazıklar olsun söyleyeceklerim dilim ucuna geliyor da yeri değil.

Ancak asıl suçlular bu olaya duyarsız kalan vatandaşlar, yazık beee
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul


Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin..
Eşine şiddet uygulayan ve evden uzaklaştırma cezası alan erkeğin "elektronik kelepçeli teknik izleme sistemi" ile takip edileceğini belirtti.
Kadınların haklarının kısıtlandığı ve kadınların erkeklerle eşit olmadığı yönündeki söylemin yetkililer tarafından dillendirildiği bir ortamda bu tür önlemlerin işe yaraması beklenmiyor


Hadi bakalım hayırlısı.
 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
Bu kadına yönelik şiddet ancak eğitimle çözülür diycem ama hep söylenen bir şey.
En önmelisi bir annenin erkek çocuğunu yetiştirme politikası değişmeli bence......
 
D

deli

Kullanıcı
10 Mar 2010
En iyi cevaplar
0
0
�stanbul
Şiddet acizlikten türer.. Kızgınlık anında vurmak kırmak dökmek dayak atmaktan başka çare düşünemiyorsa bir kişi,ya hastadır ya da acizdir.
ne konuda aciz?
Tartışılır.
Şiddet gören kadın da acizdir bazı konularda. bu nu da tartışmya açkam istiyorum. yorum yapmak isteyenler yapabilir.
Eğitim,öğretir ama kişiliği değiştirmez diye düşünüyrum.
Bu nesil şiddetine değil,daha sonraki nesile faydalı olacaktır bu çalışmalar bence..
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul


"Kadına Şiddet Uygulayan Erkek İçin Kapınızın Önüne Bi Kap Su Koyun Sonuçta o da Hayvan.!"
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
Kadın cinsel bir obje değildir...
Kadın kapitalizme meta değildir...
Kadın kimsenin namusu değildir...
Herkes işine baksın..Kadınların üzerindeki baskı kalksın.!




 
E

eniseoz

Kullanıcı
27 Eyl 2010
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Geçen günlerde kadına şiddet ile ilgili alınması gereken tedbirler diye bir haber vardı televizyonda izleyeniniz varmı bilmiyorum ama ben izledim ve şaşırdım tedbirler sanki bir afet öncesi yani doğal bir afet sel deprem  gibi bir afet öncesinde tedbirlerden bahseder gibi anlatıyorlar.Neymiş efendim mutfakta kesici aletleri kolay ulaşılamayan yere koyucakmışız şiddet esnasında banyo gibi kayıp yara alabiliceğimiz zeminlerden uzak durucamışız falan filan gibi.. Bu basitlik, acizlik değildir de nedir sizce ? bunun basında bile bu şekilde lanse edilmesine gerçekten için acı bilemedim ki burda ne söylenir yada ne hissedilir  :-X
 
E

ebruliyn

Kullanıcı
29 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
eniseoz' Alıntı:
.Neymiş efendim mutfakta kesici aletleri kolay ulaşılamayan yere koyucakmışız şiddet esnasında banyo gibi kayıp yara alabiliceğimiz zeminlerden uzak durucamışız falan filan gibi..
Yani bu şekilde yapmaz,önlemimizi almazsak her türlü şiddete açığız
Başımıza bişey gelse suç yine bizde
Paradoksa yol açan bir durum
Şiddete maruz kalan kadınlar ve bu erkekleri dünyaya getirip ilk eğitimi veren yine kadınlar ::)
 
K

kagittan__gemi

Kullanıcı
15 Eyl 2011
En iyi cevaplar
0
0
Gaziantep
Ebru' Alıntı:
eniseoz' Alıntı:
.Neymiş efendim mutfakta kesici aletleri kolay ulaşılamayan yere koyucakmışız şiddet esnasında banyo gibi kayıp yara alabiliceğimiz zeminlerden uzak durucamışız falan filan gibi..
Şiddete maruz kalan kadınlar ve bu erkekleri dünyaya getirip ilk eğitimi veren yine kadınlar ::)


espritüel :)
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
25 Kasım Kadına Şiddete Hayır günü.Bir nevi utanç günü.!

Kadın, cins ayrımcılığına karşı her alanda kendisini ifade etmeli, özellikle Demokratik Kitle Örgütleri harekete geçmelidir...
Kadınlar yaşamın her alanında bunun mücadelesini vermek zorundadırlar..
Emeğimiz için ...Geleceğimiz için
Bedenlerimizin Sahibi olmak için Mücadeleye!
Cinsel, Ulusal, Sınıfsal Sömürüye Hayır!
Evde, İşyerinde, Sokakta ...



Şiddete Karşı Bir İmza da Sen At .!
25 Kasım insanlık tarihinde kadına vahşice yapılan şiddetin! İnsanlık ayıbının yıldönümü…

Mirabel kızkardeşler…
Bundan tam 51 yıl önce, Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı muhalif bir hareketin üyesi olan Mirabel kız kardeşler, kaçırılarak öldürülürler.
Mirabel kardeşlerin ölümü, kadına yönelik şiddetin ne ilk örneği oldu, ne de son. Yüzyıllardır kadın üzerinde uygulanan cinsel, ulusal, sınıfsal, fiziksel, psikolojik, ekonomik, duygusal şiddet tüm acımasızlığıyla devam ediyor .
Önce 1981′de Dominik’te toplanan Latin Amerika Kadın kurultayında; 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kabul edilir.
Daha sonra 1985 yılında, BM tarafından ”25 Kasım, kadına yönelik şiddetin yok edilmesi için uluslararası mücadele” günü ilan edilir. 1981’den bu yana dünyanın dört bir köşesinden kadınlar; mirabel kardeşlerin yaşadığı trajediyi paylaşıyor…

Birçok kadın yaşadığı şiddetti erkek egemen toplumun koyduğu kurallar nedeniyle açıklayamıyor.
Şiddet evde, okulda, işyerinde, sokakta yaşamın her alanında var..
Ülkemizde her gün şiddet mağduru olan kadınların cinayete kurban gittiğini, tecavüze uğradığını, sokaklarda güvenle yürüyemez hale gelindiğini,
aile içi şiddetin yüzyıllardır devam ettiğini yaşıyor, haberini okuyor ve de izliyoruz. Hatta acı olan yaşanılan şiddetin magazinleştirilerek halkın gözüne sokarcasına verilmesidir.
Kimi zaman da “hak etmiştir” mantığıyla meşrulaştırılan programlar izleniyor – izlettiriliyor.

Dünyanın her yerinde yaşayan kadınlar olarak; kimimiz sözlü, kimimizse fiziksel şiddete maruz kalıyoruz.
Şiddet ne renk, ne dil, ne ırk, ne millet, ne mezhep, ne de sosyal statü dinlemeden devam ediyor. İstatistiki bilgilere bakıldığında acı tabloyla mutlaka karşılaşıyoruz…

Biliyoruz ki, sustukça daha çok kadın şiddete uğrayacak, daha çok kadın töre cinayetleri nedeniyle öldürülecek, daha çok kadın evlere kapatılacaktır.
Genç kızlara seçme hakkı tanınmadan; dayatılarak, zorla yaptırılan evliliklerle kadının haklı olup olmadığına bakılmadan töre cinayetlerine kurban gitmesi; kadının adının olmadığını bire bir gösteriyor…

“Töre Cinayetlerine Hayır” de!

Cocuk yaştaki kız cocuklarının uğradıkları vahşete ise söylenecek söz bulamıyoruz…N.C nin maruz kaldığı iğrenç ötesi olay hepimizin uykularını kaçırır düzeyde…Ne acıdır ki çocuk yaştaki kız çocuğunun kendi rızası ile tecavüzü meşrulaştırmaya- normaleştirmeye(!) yönelik açıklama yapanlar hangi vicdanla hangi mantıkla ve duyguyla açıkladıkları, hangi zihniyete sahip oldukları açıktır…
Yaşanan bu olayın başkalarının da başına gelmeyeceğinin garantisi yok…

Sustukça, sıranın bir gün herkese geleceği unutulmamalıdır! Şiddet insani bir şey değildir! Onaylanması ya da meşrulaştırılmasına seyirci kalınması da beklenmemelidir.
Bütün demokratik kitle örgütlerinde, partilerde, örgütlenmenin dayanışmanın olduğu her alanda kadının örgütlenmesi oldukça önemlidir.
Erkek egemenliğin baştacı olan gerici yoz düşünceyi yıkmanın birinci yolu; insan olma erdemini ayakta tutarak her alanda söz sahibi olmak için örgütlenmektir..
Unutulmamalıdır ki, kadınlar toplumların aynasıdır. Kadın özgür olduğu sürece; insanlık da o ölçüde özgürleşecektir.
Erkek egemen toplumda çoğunluğunun erkeklerden oluştuğu kurumlarda kadının özgürlüğü açısından bir yasa, ya da olumlu bir gelişme beklenmemelidir. Beklenemez de..

Kadınlar, söz, yetki, karar sürecinde var oldukça bir şeylerin değişeceğine inanıyoruz!
Susma sustukça sıra sana gelecek!…
Şiddete Hayır!…
Şiddet insanlık suçudur!…
Şiddet güçsüzlüktür!…
Şiddet kader değildir! Bu kaderi bozacak olan kadınların kendileridir…
Biz sustukça kölelik,
biz sustukça geleceksizlik,
biz sustukça şiddet,
biz sustukça savaşlar, biz sustukça sömürü,
biz sustukça çürüme derinleşecek.
Susmayalım..
 
Üst